Ramazan'a ve ibadetlere bir çocuk nasıl bakar?
Benim adım Süper Çocuk. Daha doğrusu ben kendime öyle diyorum ve benim güçlerimi kimse bilmiyor.
Geçen gece su içmek için kalktığımda çok ilginç bir şey oldu. Annem, babam, babaannem hepsi yere küçük halıları sermişler, yere yatıp kalkıyorlardı. Bir yandan da sessiz sessiz bir şeyler mırıldanıyorlardı. Bunu gündüz yaptıklarını da görmüştüm gerçi. Spor yapıyorlar diye düşünmüştüm. Ama insan gece uykusundan uyanıp spor yapar mı?
Neyse sporlarını bitirince yanlarına gittim. Benden utanmanıza gerek yoktu canım, sporunuzu gündüz de yapabilirsiniz dedim. Yine herkesi güldürdüm.
-Ne sporu evladım, sabah namazı kılıyorduk, dedi babaannem.
-Camiden gelen ezan sesini duymadın mı oğlum? Allah bizi namaz kılmaya davet etti. Biz de uyanıp abdest alıp namaz kıldık. Her gün beş defa Allah bizi çağırıyor, biz de namaz kılarak onun önünde saygıyla eğiliyoruz, verdiklerine teşekkür ediyoruz.
-Vay canına! Evdeki herkes her gün Allah'la buluşuyor yani! Ben niye buluşmuyorum ki? Benim süper güçlerim var bir kere, ben de Allah'la konuşabilirim, ben de ona teşekkür edebilirim.
Süper babaannem beni kucağına aldı;
-Tabii evladım sen de namaz kılabilirsin. Yarın ilk iş seninle birlikte namaz kılalım mı?
-Bana ne, ben şimdi yapmak istiyorum! Beni uyutamazsınız! Boyum küçük diye beni dışlayamazsınız! Ben de namaz kılabilirim.
Babam gülerek babaanneme baktı:
-Valide sultan size kolay gelsin, benim istirahat etmem lazım!
Yani "Anneciğim siz uğraşın bu çocukla, ben uyuyorum" demek istedi babam. Babaannem gülümseyerek elimden tuttu.
-Pekala en baştan başlıyoruz, önce abdest alman lazım.
-Niye ya, daha dün banyo yaptım ben!
-Namaz Allah'ın huzuruna çıkmaktır. Allah'la buluşmadan önce temiz ve şık olmalıyız.
-O zaman takım elbisemi giyeyim! O zaman çok şık oluyorum onları giyince.
-Peki evladım takım elbiseni de giyebilirsin.
Süper babaannemin sesinden bıkkınlık sezdim ama herhalde uykusuzluktandır.
Portakalı soydum, başucuma koydum
Bu namaz çok ilginç bir şey. Bugün okuldan gelince babaannemle öğle namazını kıldık. Bu arada namaz kılarken etrafa bakmamak gerekiyormuş. Babaannem, "Oğlum sen okul müdürünüzün önünde etrafına mı bakarsın? Biz de namazda Allah'la buluşuyoruz, başka bir şeyle ilgilenmemeliyiz." dedi. Süper babaannem çok akıllı gerçekten. Neyse namaza başladık. Babaannem dudaklarını kıpırdatarak sessizce bir şeyler söylüyordu. Ben de epey düşündüm ne söylesem diye... Aklıma süper bir fikir geldi.
"Portakalı soydum. Başucuma koydum. Ben bir yalan uydurdum. Duma duma dum..."
Sanırım biraz sesli söyledim annem kahkahalarla gülmeye başladı. Babaannem de namazını bitirip epey güldü. Her ne kadar büyüklere saygım sonsuz olsa da bu sefer dayanamayıp kızdım;
"Ne gülüyorsunuz ya! Burada ciddi bir iş yapıyoruz!"
Annem gülmesine devam ederken babaannem cevap verdi.
-Evladım namazda tekerleme değil, dua okunur.
-Niye ki Allah'la istediğim gibi konuşamaz mıyım? Ben bu tekerlemeyi çok severim, o da sever diye düşündüm.
Babaannem yeni öğrendiğim sübhanekeyi, elhamı, innaataynayı okuyabileceğimi söyledi. Büyüyünce daha çok sure öğrenip onları da okuyabilirmişim. İşin en eğlenceli tarafı namaz bitince minik halıya, pardon seccadeye oturup dua etmek. Aklına ne geliyorsa isteyebiliyorsun.
Namazda amuda kalkılmaz!
Babaannem ilk namazımı kılacağım zaman baştan uyardı: Ben ne yaparsam aynısını yap tamam mı evladım?
O kılarken ben de onu izledim. "E bu çok kolay, babaanne! Ben bundan çok daha zorlarını da yapabilirim ki!"
Sonra da o yere yatarken ben amuda kalktım. Çok da havalı oldum. Allah'ım ne kadar komik bir süper çocuğum ben! Babaannem namazı bitirince bana namazdaki her hareketin bir anlamı olduğunu ve istediğimiz gibi hareket edemeyeceğimizi anlattı.
(Zeynep Sevde Paksu, Süper Güçlerim Olsa Allah'la Konuşabilir miyim? Nesil Çocuk Yayınları)