Refah Sınır Kapısı'nın açılması nasıl sağlandı?
Biden, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile sınır kapısının insani yardımlar için kalıcı olarak açılması üzere anlaştıklarını belirtti. Biden'ın açıklamasına göre, ilk aşamada Refah'tan 20'ye kadar yardım tırı geçebilecek. Tarafların anlaşması halinde bu sayı ileride artabilir.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed Fehmi de Biden'ın açıklamalarını doğruladı, ancak tırların Gazze'ye geçiş tarihi hakkında bir bilgi vermedi. Beyaz Saray ise Refah'tan yardımların önümüzdeki günlerde geçmesini umduklarını belirtti.
ABD ve Mısır'ın açıklamaları öncesinde İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun ofisi, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyinde yaşayan veya bölgeye tahliye edilmiş sivillere yalnızca gıda, su ve ilaç gönderildiği sürece Mısır'dan geçecek insani yardımları engellemeyeceğini duyurmuştu. Netanyahu'nun ofisi, yardımların Avrupa Birliği (AB) ile ABD'nin terör örgütleri listesindeki Hamas'a ulaşmamasını şart koşmuştu.
Mısır, Refah Sınır Kapısı'nı neden kapatmıştı?
Refah Sınır Kapısı Gazze Şeridi için neden önemli?
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği ve bin 400'den fazla İsrailli'nin hayatını kaybettiği saldırılarından sonra İsrail, Gazze Şeridi'ne topyekûn abluka uygulamaya başlamış, bölgede elektrik, yakıt ve gıda tedariği kesilmişti.
Birleşmiş Milletler (BM) ve çeşitli uluslararası insani yardım kuruluşları, Gazze'ye uygulanan ablukanın hafifletilmesi ve bölgeye su, gıda, yakıt ve ilaç tedariğine izin verilmesi için günlerdir İsrail'e çağrıda bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün kıdemli araştırmacılarından Amr Magdi de İsrailli yetkililere Gazze'nin elektrik, su, internet, yakıt ve gıda tedariğini kesme kararını geri çekmeleri çağrısı yapıyor.
DW'ye konuşan Magdi, "Hayati yardım ve hizmetlerin kesilmesi, Gazze'deki sivil nüfusu topluca cezalandırmak anlamına gelir ve bu daha fazla can kaybına yol açar. Bir savaş yöntemi olarak açlığa mahkûm etmek yasaktır" diyor.
İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka, Refah Sınır Kapısı'nı bölgeye gelecek yardımlar ve bölgeden güvenli çıkışlar için önemli hâle getiriyor. Gazze'de bulunan yabancı ülke pasaportuna sahip kişiler, Refah Sınır Kapısı'ndan çıkarak bölgeyi güvenli bir şekilde terk etmeyi umuyor. Kahire ise sınır kapısından Gazze'ye yardımların girişine öncelik verileceğini söylüyor.
BM'ye göre 7 Ekim'de başlayan şiddet olayları öncesinde, Refah Sınır Kapısı'ndan her gün 100'e yakın yardım tırı Gazze'ye giriyordu. BM, sınır kapısının açılması halinde Gazze'ye günde minimum 100 yardım tırının girmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Mısırlı yetkililer, bugün itibarıyla Refah Sınır Kapısı'nın Mısır tarafında 100'den fazla yardım tırının beklediğini belirtiyor.
Mısır'ın Refah'tan 45 kilometre uzaklıktaki El Ariş şehrinde de yardım tırları Gazze'ye geçmeyi bekliyor.
Mısır ve Ürdün neden kaygı duyuyor?
Arap ülkeleri, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının, Filistinlileri kalıcı olarak topraklarından edebileceğine dair kaygılara sahip.
İsrail geçen hafta Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerinin tahliye edilmesi ve bölgede yaşayan yaklaşık 1 milyon 100 bin Filistinli'ye güneye gitme çağrısı yapmıştı.
İsrail ordusunun 13 Ekim'de yayınladığı açıklamada, "Terör örgütü Hamas İsrail'e karşı bir savaş yürütmektedir ve Gazze de bu savaşta askeri operasyonların yürütüldüğü bölgedir" ifadelerine yer verilmişti. Açıklamada ayrıca Gazze'ye ancak ikinci bir duyuru sonrasında izin verildiği takdirde geri dönülebileceği belirtilmişti.
Gazze Şeridi'ne sınırı olan tek Arap devleti Mısır ve Batı Şeria'yla sınır paylaşan Ürdün, Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmelerine karşı uyarıda bulundu.
Bu hafta başında Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Berlin'de düzenlediği ortak basın toplantısında Ürdün Kralı II. Abdullah Ürdün'ün de, Mısır'ın da daha fazla Filistinli'yi ülkelerine kabul etmeyeceğini belirtti. Kral Abdullah, DW'ye yaptığı açıklamada bunun "kırmızı çizgileri" olduğunu söyledi.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi de, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden sürülmelerinin tehlikelerine dikkat çekti. Sisi, Scholz ile Çarşamba günü Kahire'de düzenlediği ortak basın toplantısında, Gazze'deki Filistinlilerin yerlerinden edilmelerinin "Batı Şeria'daki Filistinlilerin de sürülmesi için" emsal teşkil edebileceğini ve bunun gelecekte bir Filistin devleti kurulmasını imkânsızlaştıracağını belirtti.