Yaklaşık iki yıl süren soruşturmada "Devlet sırrı niteliğinde bilgi ve belgeler bulunduğu" gerekçesiyle dosyaya 'yayın yasağı' konulmuştu. Olayla ilgili iki ay cezaevinde kalan TIR şoförü L.K. (47), tornacı İ.P. (42) ve Y.E.H. (43), uğradıkları mağduriyet dolayısı ile devlete karşı 'maddi-manevi' karşı tazminat davası açacak.

7 Kasım 2013 günü uyuşturucu ihbarını değerlendiren Adana Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Metal Sanayi Sitesi'nde bir torna atölyesine baskın düzenledi. İş yerinde uyuşturucu bulunmazken Konya plakalı bir çekici ile TIR'da havan topu başlığına benzer işlenmiş ve işlenmemiş 935 adet demir döküm malzemesi bulundu. Savcılığın "Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında" yer alan bilgilere göre yapılan ilk incelemede TIR şoförü L.K. tarafından Hatay'a götürülmek üzere Adana ve Konya'daki bir iş yerinde yüklenen malzemelerin Heysem Topalca tarafından sipariş verildiği belirlendi. 

Bomba İmha Şube Müdürlüğü tarafından 7.11.2013 tarihinde hazırlanan raporda, 931 adet demir gövdenin pik demirden elde edilen el yapımı 120 mm'lik havan mermisinin dış göbek kısmı olduğu; demir boruların da üzerinde yapılacak tadilat neticesinde havan mermilerini ileriye doğru fırlatmak için kullanılan rampa olduğu tespit edildi. 

Malzemeler üzerinde bilirkişi ise "Metal parçalar mevcut halleri ile harp malzemesi veya mühimmat özelliği taşımamakta; ancak mühimmat yapımında kullanılan aksam özelliği taşımaktadır. Metal parçalar çeşitli tornalama operasyonlarından geçirilerek mühimmat gövdesi olarak kullanılabilir. İç kısımlarına patlayıcı konulması, ön kısmına tapa takılması, arka kısmına kuyruk ve sevk barutunun eklenmesi suretiyle mühimmat olarak kullanılabilir. Ülkemizde kabul edilen standartlara uygun olmadığı tespit edilmiştir. Boru malzeme mevcut haliyle harp malzemesi veya silah özelliği taşımamakta. Ancak silah yapımında kullanılan aksam özelliği taşımaktadır. Bir tabla plaka(döşeme) üzerine montajı ve plakanın üzerine ateşleme amaçlı olarak konulacak iğne tertibatı sayesinde mühimmatları fırlatmak üzere havan olarak kullanılabilir. Ülkemizde kabul edilen standartlara uygun değildir." biçiminde rapor hazırladı.

Niğde'nin Ulukışla ilçesinde 3 vatandaşı şehit eden IŞİD mensuplarını Türkiye'ye geçirdiği ve 53 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı'da meydana gelen patlamaya ilişkin davada adı geçen Heysem Topalca'nın aralarında bulunduğu 1'i 'mealen sorumlu' 22 zanlı hakkındaki soruşturma "Silahlı terör örgütlerine silah sağlama, izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme, satma; silahlı terör örgütüne üye olma" iddiasıyla yürütüldü. 

Soruşturma neticesinde savcı, "Arama sonucunda elde edilen metal malzemelerin bu haliyle silah olmadığı tespit edilmiştir" diyerek, "Şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediklerine dair kamu davasının açılmasını haklı gösterecek delil elde edilmediğinden kovuşturmaya yer olmadığına" karar verdi. 

Suriye'ye 'silah ve mühimmat' taşıdıkları iddiasıyla Ocak 2014'te Adana ve Hatay'da MİT'e ait TIR'lar durdurulmadan önce ele geçirilen bu malzemeler kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, operasyonu Türkiye'nin Suriye'deki radikal gruplara destek vermediğinin göstergesi olarak değerlendirmişti. Coş, "Bu olay Türkiye Cumhuriyeti devletinin yurt içi ve dışında yasa dışı iş yapmak isteyenlere geçit vermediğinin bir göstergesidir." ifadelerini kullanmıştı.

Ele geçirilen roket başlıklarının nerede kullanılacağına yönelik soruya "Türkiye'nin güneyini; Suriye'yi gösteriyor." cevabını veren Coş, "Türkiye'nin özellikle Suriye'deki bir takım radikal gruplara karşı özel bir destek sağlamadığını, her hangi bir himayede bulunmadığını bu operasyonla çok iyi bir şekilde ortaya koymuştur." açıklamasını yapmıştı.

CİHAN