'Rolex çetesi' yakayı ele verdi

Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, bir hırsızlık çetesinin zenginleri takip ederek spor merkezlerinde saatlerini çaldığını yazdı.

SHABER3.COM

Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Çekirge, ünlü bir fitness merkezinde yaşanan lüks saat hırsızlığını yazdı.
Bir hırsızlık çetesinin 'varlıklı iş insanlarını takip ettiğini' ve gittikleri fitness merkezlerinde saatlerini çaldığını anlatan Çekirge, çetenin düzenlenen bir operasyonla yakalandığını aktardı.
Fatih Çekirge'nin yazısı şu şekilde:

İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan ünlü bir fitness merkezi.

Hele Ankara’daki...

Neredeyse Ankara sosyetesinin, üst düzey bürokratların, siyasetçilerin gittiği bir merkez.

Ankara’dan hep 'siyaset kulisi' yazılmaz ki...

Böylesine olaylar da yaşanıyor. Olayımız, İstanbul’da başlıyor.

Ve ilginç bir takiple Ankara’da bitiyor...

Anlatayım...

Varlıklı bir genç iş insanı A.C..

Cumartesi akşam üzeri olunca her zamanki gibi İstanbul’daki ünlü fitness merkezine gidiyor.

Altında son derece pahalı bir araba...

Kolunda da yaklaşık 50 bin dolarlık bir saat...

Sporunu yapıyor ve oradan ayrılıyor.

Birkaç gün sonra bu defa Ankara’da, birkaç arkadaşıyla birlikte yine ünlü fitness merkezine gidiyor.

Nasıl oluyorsa dalgınlığına geliyor... Kolundaki pahalı saati eve bırakmayı unutuyor.

Ve diğer saati sanarak soyunma odasındaki kilitli eşya dolabına giysileriyle birlikte koyuyor..
1 saat sonra soyunma odalarına döndüklerinde arkadaşı bağırıyor:

“Yahu senin dolap açık.”

A.C: “Neeeee. Abi nasıl olur? Eyvah saat...”

Hızla dolaba gidiyor. Bakıyorlar ki kilit kırılmış...

Saat yok...

A.C. çılgına dönüyor.

Fitness merkezinin güvenliği aranıyor. Kamera kayıtları alınıyor.

Polis çağrılıyor.

A.C. ayrıca emniyetteki dostlarından yardım istiyor.

Bundan sonrasını A.C. şöyle anlatıyor:

“Bunlar bir çeteymiş. Bu tür olaylar daha önce de olmuş. İnsanları, lüks araçlarına göre gittikleri yerlerde takibe alıyorlar. Özellikle kollarındaki saatlere göre plan yapıyor, takip ediyorlar. Beni de İstanbul’daki fitness merkezinde görmüşler. Takip etmişler. Ankara’ya kadar gelmişler. Ve beklemişler. Bir anlık dalgınlığı fırsat bilip saatimi çalmışlar.”
Doğrusu, merak ettim:

- Peki bunlar İstanbul’dan gelip üye olmadıkları böyle ünlü bir fitness merkezine nasıl girebildiler?

Sorunun cevabı mahkeme evraklarında var.

A.C. şöyle anlatıyor:

“Bunlar beni gözlerine kestirip takibe aldıktan sonra Ankara’ya giderken peşime takılıyorlar. Orada da izliyorlar. Fitness merkezine belirli günlerde aynı saatlerde gittiğimi görüyorlar. Ve O.Ş. isimli şüpheli gelip fitness merkezine üye oluyor. Başka birisinin TC kimlik numarasını veriyor. Zaten yüzünde maske var. Ama 3 aylık üye oluyor.”

Kamera kayıtları çıkarıldı

Tabii bir başka soru daha var:

Bu hırsızlık olayı kamera kayıtlarında yok mu?

Cevap:

“Evet kamera kayıtları var. O.Ş.’nin girişi, soyunma odalarına geçişi ve hemen oradan hızla çıkışı. Kendisini bekleyen araca binip uzaklaşması...”

- Peki soyunma odasında neden kayıt yok?

Daha önce de olmuş

Bu sorunun cevabı aslında başka bir tartışmayı da gündeme getiriyor:

- Çünkü daha önce soyunma odalarında olan kameralar kişisel verilerin korunması kanunu çıkınca kaldırılmış. Zaten şu anda büyük sorun da burada. Daha önce de A.C.’nin arkadaşı olan bir iş insanının saati çalınmış.

'Yerli Arsen Lüpen' bir hafta önce yakalandı

Polisin araştırması sonucunda bir kişi yakalanıyor. Ancak bu kişi O.Ş.’yi araçla bekleyen kişi olarak değerlendiriliyor.

Aradan biraz zaman geçtikten sonra ikinci kişi olan O.Ş de 1 hafta önce yakalanıyor.

A.C., Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasını anlatırken şöyle diyor:

“Bu ikinci kişi Arsen Lüpen gibi. Yakalanması çok zor ama nihayetinde yakalandı.”

Kocaeli'nde de Rolex

A.C. daha sonra yakalananlardan birisinin Kocaeli’nde benzeri bir 'pahalı saat hırsızlığından' yakalandığını ancak serbest kaldığını öğreniyor.

Orada da 15 bin dolarlık bir saat çalınıyor.

Evet...

Ankara’dan hep “siyasi kulis” yazılmaz ya...

Onun yerine, İstanbul’dan Ankara’ya kadar takip edilen bir saat hırsızlığı olayına rastladım.

Benim ilgimi çeken:

Bu olayın öyle basit bir hırsızlık olmadığı.

Bir 'sosyete hırsızlığı' söz konusu.

Hem de ünlü bir fitness merkezinde.

Kim bilir daha kimleri takip ettiler. Böyle pahalı eşyaları çaldılar.

Bu öyle 'mahalle arası', eve balkondan girilen 'ucuz hırsızlığa' benzemiyor.

Düşünsenize, avını İstanbul’da tespit ediyor. Ankara’ya kadar takip ediyor. Hatta gelip o fitness merkezine üye oluyor. Ve avının boş bulunduğu bir anı kolluyor.
Anladığım kadarıyla hırsızların kullandığı takip araçları da oldukça lüks.

O nedenle bir 'Arsen Lüpen' durumu var.

Şu anda dava sürüyor...

A.C.’ye gelince:

O hem yerli Arsen Lüpen’in yargılandığı davanın peşinde...

Hem de “ihmali olduğu”nu iddia ettiği fitness merkezine ciddi bir tazminat davası açmış durumda.

Tabii bir diğer konu da şu:

Fitness merkezlerindeki soyunma odalarında kamera yoksa ne kadar güvenli?

Özellikle isimleri vermedim. Ama bütün savcılık, polis soruşturması ve mahkeme belgeleri var.

Bekleyip göreceğiz..."
<< Önceki Haber 'Rolex çetesi' yakayı ele verdi Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER