"Burada bilinirliği en yüksek ve en sevilen Türk karakter Polat Alemdar. İnanılmaz bir hayran kitlesi var çok ciddi takip ediliyor'' (Mahmut Aykut) Röportajımızın ilk bölümünü okumak için tıklayınız >>> Uzun yıllardır Çin'de yaşayan iki Türk girişimciye şöyle bir soru yöneltmek istiyorum. Bu coğrafya'nın insanları Türklere nasıl bakıyor? M.A: Öncelikle önyargılı değiller. Yıllardır bir çok Çin vatandaşı ile yakın dostluklar kurduk. Ailece görüştüklerimiz var. Asker olan, devlet kademelerinde yönetici olan, fabrika sahibi olan bir çok tanıdığımız var. Çok iyi anlaşıyor ve geçiniyoruz. Sadece Guangzhou'da değil, Shangai'de, Pekin'de, Shenzen'de de aynı durum söz konusu. Cana yakın insanlar. Bu coğrafya'nın insanları Türklere yani bize önyargısız ve yakınlar. Burada bilinirliği en yüksek olan ve en çok sevilen Türk kim ? M.A: Kesinlikle Polat Alemdar karakteri ile Necati Şaşmaz. İnanılmaz bir hayran kitlesi var ve çok ciddi takip ediliyor. 1 Türk 5 Japon eder ama 5 Türk 1 Japon etmez der Japonyalılar (Gülüşmeler) Ortak iş yapabilme kabiliyetsizliğimizi bir yönüyle anlatırlar bu sözle. Siz bu sözün tutarlılığını yerle bir etmişsiniz burada… K.A: Belki gurbette olmanın yakınlığı olabilir ama işin özünde birbirimizi çok sevmemiz var. Bizi bir araya getiren şeyler maddi mevzular değil. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in hadis-i şerifleri var ortaklıkla ilgili ve bunlar bizim rehberimiz. İnşallah çok daha büyük işlere de imza atacağız 3 ortak… 3 ortak derken? Bizim bildiğimiz siz ve Mahmut bey var… K.A: İsminin ön plana çıkmasını pek istemediği için geri panda duruyor hep. (Gülüşmeler) Gökhan Barın isimli bir ortağımız, bir kardeşimiz daha var. Yamanlar Koleji ve aynı zamanda Bilkent Üniversitesi mezunu girişimci bir insan. Kendisine Çinliler Big Boss derler. (Büyük Patron) (Gülüşmeler) Bosphorus'un günlük sirkle ettiği müşteri sayısı nedir ? M.A: 23 masa ile ortalama 2500 müşteriyi ağırlıyoruz günlük. Servis süremiz her bir müşteri için bütün siparişleri ile birlikte 7-8 dakika. En önemli özelliğimizin müşteri bekletmemek olduğunu düşünüyorum. 23 masa ile 2500 günlük sirkle inanılmaz bir rakam aslında… M.A: Ortalama servis ve müşteri değişim sürelerimiz kısa. Sırada bekleyen çok insan olduğu için müşterilerimiz de empatik yaklaşıyorlar. Herkesin fedakarlığı söz konusu. Türkler buraya geldiklerinde yemeklerin porsiyonlarının Türkiye'ye göre 2-3 kat fazla olduğunu söylüyorlar ? K.A: Fazla fazla veriyoruz ki hem çok masraf etmesinler hem de doysunlar. Bu da bizim önceliklerimizden birisi aslında. Sürekli bir fedakarlık ve yardım ruhu görüyorum… M.A: Estağfurullah. Aslında bu bizim milletimizin genetik kodlarında var. ‘Anadolu insanının karakteri sağlamdır' der bir İslam alimi. Şu kadarını söyleyebilirim ki ‘Biz verdikçe Allah (c.c) da her gün önümüzü açıyor. Dünya'nın hemen hemen her noktasında bulunan Uluslararası Türk Okulları maalesef Çin'de yok. Hong Kong'da var ama Çin'de maalesef yok. K.A: Çin bu açıdan sıkıntılı bir bölge. İnşallah en kısa zaman da burada ki sıkıntılar çözüme kavuşur. Karşılıklı iki ülke'nin etkileşimi ve iyi anlaşmaları çok önemli. Belki burada ki insanların bu nokta da bir önyargıları vardır bu da ancak etkileşimle çözülür. Türk işadamlarımıza 3 maddelik öneri alabilir miyiz ? M.A: Öncelikle buraya ilk kez geliyorlar ise mutlaka ön bilgi ve ön araştırma yapsınlar. İkincisi gelmeden önce daha önce gelenlerle fikir alışverişinde bulunsunlar. Üçüncüsü ise herkese hemen inanmasınlar. K.A: Gelirken yanlarında poşet poşet yiyecek getirmelerine gerek yok. Daha sonra mutlaka yanlarına bir City Map (Şehir Haritası) alsınlar. Üçüncüsü ise bilmedikleri yerlerde bilmedikleri insanlarla yanlış ve yüz kızartıcı işlere girmesinler. Röportaj: Sarper Erkılınç Samanyoluhaber.com