Öncelikle şunu sormak istiyorum. Sizi diğer İ.K hizmeti veren şirketlerden ayıran en önemli özelliğiniz nedir? Neden GLOBAL CV? Biz sadece firmalara personel bulma ve yerleştirme hizmeti vermiyoruz. Şirketlerin insan kaynakları birimi oluşturmalarının gereksiz olduğunu gösteriyoruz. Global CV aynı zamanda kurumsal İ.K danışmanlık hizmeti veren bir kurum. Şirketlerimizin hangi pozisyonuna nasıl bir personel lazım, seçilen personel o pozisyonda ne ölçüde başarılı olabilir gibi soruların cevaplarını veriyor ve personel seçme-yerleştirme danışmanlığı hizmeti de veriyoruz. İstihdam oluşturmak isteyen şirketlere proje bazlı çalışmalar yapıyor ve devletin ilgili kurumları ile görüşerek personel istihdam-destek programlarından yararlandırabiliyoruz. Ülkemizde özellikle KOBİ seviyesinde firmalar ciddi bir yer tutuyor ve ekonominin lokomotifi konumundalar. Böyle bir realite göz önüne alındığında sizin firmalarımızda gördüğünüz İ.K anlamında en büyük eksiklik ya da eksiklikler nelerdir ? Avrupa ve Amerika gibi bölgelerde patronlar ilişki ve strateji yönetirler. İ.K anlamındaki bütün süreçleri ilgili kurum ve kuruluşlara out source (dış kaynak kullanımı) ederler. Yani patron ilgilenmesi gereken süreçlere ilgilenir. Ülkemizde KOBİ seviyesindeki firmalarda ise maalesef patronlar her şeyle ilgilenir. Yani aslında hiçbir şeyle ilgilenemezler. Ben burada olmazsam şirket iki gün ayakta kalamaz anlayışı hakim. Bu da demek oluyor ki o şirketin en büyük problemi maalesef patronun kendisi. Kobilerimizin düşünce ve çalışma stratejilerini gözden geçirmeleri ve kesinlikle profesyonel destek almaları gerekli. Profesyonel düşünme hareket tarzını biraz açabilir miyiz? Örneğin bir şirket düşünün ve bu şirket gömlek üreticisi olsun. Olması gereken doğru hareket tarzı bu şirketin sadece gömlek üretmeye fokuslanması. Gömlek üretimi haricindeki bütün işlerini ilgili firmalara out source etmeli. Lojistik, güvenlik, insan kaynakları vs… Eğer firma asli işinin dışında kafa yormaması gereken işlere de kafa yoruyorsa bu o firma için gelişimin ve büyümenin önünde büyük bir engel demektir. Sektörel olarak düşündüğümüz de bu dönemde en çok hangi sektörler eleman arıyor? Bilindiği gibi günümüzde hemen hemen tüm illerde AVM anlayışı artıyor. Her geçen gün yeni bir AVM açılışı yapılıyor. AVM'lerin çoğalması ile birlikte Mağazacılık/Perakendecilik sektöründe istihdam açığı yaşanıyor. Mağazacılık/Perakendecilik sektöründe var olan eleman açığı ve yeni eleman ihtiyaçları, bu dönemde sektörün eleman arayışındaki liderliğini korumasını sağlıyor. Mağazacılık/Perakendecilik sektöründen sonra eleman arayışında Tekstil, Gıda ve Elektrik-Elektronik sektörleri başı çekiyor. En çok hangi pozisyonlar için eleman aranıyor? Günümüz Türkiye'sinde bir çok şirket, alanında uzmanlaşmış olan elemanları bünyelerinde istihdam etmek istiyor. Bu ihtiyaç dolayısıyla son dönemlerde uzman pozisyonlarda eleman arayışları göze çarpıyor. Ardından Mağaza Personelleri, Mühendis ve Yazılımcı pozisyonlarında arayışlar son dönemlerde artış gösteriyor. Sizce 2012'de hangi sektörler ve pozisyonlar ön plana çıkacak? 2000'li yılların başından itibaren tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de İnternet ve Sosyal Medya iş yaşamında kendisini iyice hissettirmeye başladı. İnternet ve sosyal medya kullanımının getirdiği bir çok kolaylık ve pozitif dönüşler şirketlerin de bu yönde faaliyetlerde bulunmasını sağladı. Gelişen ihtiyaçlarla internet ve sosyal medya alanında uzmanlaşmış kişilerin istihdam edilmesi gündeme geldi ve artık şirket kimlikleri için de vazgeçilmezlerden sayılmaya başladı. 2011'de başlayan Sosyal Medya, E-Ticaret ve IT gibi alanlarda yaşanan sektörel gelişmeler 2012 yılında daha da ön plana çıkarak önemini hissettirecek. Daha fazla şirketin bu gücün farkına varmasıyla bu alana yönelimlerde artışlar yaşanacak. Türkiye'de insan kaynakları yönetimi ve personel arayışı nasıl ele alınıyor? Bize göre iş ve personel aramak kişi veya kurumlar tarafından bir proje olarak ele alınmalı. Nasıl ki bir proje, hedef belirlemekle başlayıp bu hedefe gidecek bir stratejik plan yapılması ile devam ediyorsa iş veya personel bulmak da bu şekilde ele alınmalı. Ne yazık ki Türkiye de hala birçok kurumumuz insan kaynağının sermayeden daha önemli olduğu gerçeğini henüz içselleştiremedi. Dolayısıyla personel yönetimimiz ve personel arayışımız yeterince profesyonel değil. Birçok şirketin İK departmanları yok hatta böyle bir gündemi yok. Bu nedenle çalışanlarının sinerjisi ile büyümesi gereken kurumlarımız sadece patronların sırtında büyümeye çalışıyor. İK yönetimini çok iyi yapan şirketler dünya şirketi oluyor ve biz onları gazetelerden izliyoruz, örnek; Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google, Apple vs. Kurumlar İK çalışmaları ile neler kazanabilirler? İşe uygun personel esprisi bizim anayasamızdır, örneğin bir adayın kişilik testleri ile iyi bir satış temsilcisi olup olmayacağı anlaşılır. Kurum personelini iyi tanıyarak doğru personelini doğru pozisyonda istihdam ederek verimliliği arttırabilir. Personel de kendini iyi tanıyarak hangi mesleği yapabileceğini bilirse o meslekte kendisini geliştirip istediği pozisyonlara ve imkânlara kavuşabilir. Şirketler personel ararken nelere dikkat ediyorlar? Son dönemlerde kurumlar artık adaylarda uzmanlık ile birlikte güven ve istikrar unsurlarına da çok önem vermeye başladılar. Gelecek yıllarda kurumlar adaylarda vizyon ve kurumsal kültür uyumluluğuna daha fazla dikkat edecekler. Dünyadaki uygulamalardan farklı olarak bizim ülkemizde işe alım süreçlerinde duygusal öğeler önemli yer tutuyor. Biz kurumlara aday tavsiye ederken, her yönden kurum ile aday arasındaki uyumluluğa dikkat ediyoruz. Global CV'nin de iPhone uygulamasına geçtiğini biliyoruz. Bu uygulama iş arayanlara ne katacak? Gelişen iş hayatımız bizi hızlanmaya ve mobilleşmeye itiyor. Bugün artık çok karmaşık programlar dahi cep ve tablet bilgisayarları üzerinden kontrol edilmeye başlandı. Bir profesyonelin kariyer fırsatlarını cebinden takip edebilmesi bize göre geç kalınmış bir uygulamadır. Artık profesyoneller anlık olarak kariyer fırsatlarını izleyebilecekler. http://www.facebook.com/serdargecu https://twitter.com/#!/serdargecu Röportaj: Sarper Erkılınç