Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) Merkez Yönetim Kurulu, üyelerinin partilere göre dağılımından sonra RTÜK'ün ilk işinin, yasal süreci başlatarak TRT Genel Müdürü'nün görevden alınmasını talep etmek olması gerektiğini bildirdi.
Seçim dönemindeki yayınları nedeniyle hakkında en çok rapor hazırlanan kanalın TRT olduğuna işaret eden Haber-Sen yönetimi, yazılı açıklamasında "RTÜK, TRT hakkında 19 rapor hazırladı. Bu raporları değerlendiren YSK, 5 uyarı ve 2 yayın durdurma cezası verdi. Daha önceki seçim dönemlerinde her program için bir rapor hazırlayan RTÜK'ün bu dönem, her bir kanal için haftalık rapor hazırladığı dikkate aldığında, TRT yayınlarındaki AKP yandaşlığının çok daha vahim boyutlara ulaştığı ortaya çıkıyor. Bu sonuçla, RTÜK bile TRT yayınlarının 'yandaştan daha yandaş' olduğu tespitini bir kez daha yapmış bulunuyor. Biz bu sonuca şaşırmadık ve kimsenin de şaşırdığını sanmıyoruz." ifadelerini kullandı.
"TRT, 'YANDAŞ' OLARAK ANILIR OLDU"
Açıklamanın devamında, "TRT, AKP iktidarı döneminde, çocuk kanalından, belgesele kadar tüm yayınlarda tek sesli, tek renkli yayıncılığın zirvesine oturdu. Neredeyse toplumun tüm kesimleri tarafından "yandaş" sıfatı ile birlikte anılır oldu. AKP döneminde göreve getirilen üç genel müdür de adeta birbirini tamamlarcasına bu sürece katkı koydu.
TRT, son 10 yıldır tüm yayın içerikleri ile kamu hizmeti yayıncısı olmaktan iyice uzaklaşmış AKP'nin ideolojik aygıtına dönüşmüştür. TRT, kamu hizmeti anlayışı ile yayın yapmak için toplumun tüm kesimlerinden aldığı yayın bedelini hak etmeyecek bir konuma gelmiştir. Şenol Demiröz ile başlayan yandaşlık, İbrahim Şahin ile gelişti ve Şenol Göka ile zirveye ulaştı. Üstelik Şenol Göka, bunu diğerlerinden çok daha kısa bir süre içinde başardı." denildi.
"TRT BU AŞAMAYA NASIL GELDİ?"
TRT'nin bu aşamaya nasıl geldiği ise şöyle aktarıldı:
"Bugüne kadar, özellikle seçim dönemlerindeki taraflı yayınları nedeniyle YSK'nın verdiği cezaların ötesinde TRT'ye hiçbir yaptırım uygulanmadı. Bu durumdan mağdur olan siyasi partiler de TRT'nin yandaşlığı ile mücadele etmeyi gündemlerine almayınca bu sonuç ortaya çıktı. Şimdi bir kez daha hatırlatıyoruz: TRT mevzuatı çok açık; 2954 sayılı TRT yasasının 13. maddesinde TRT Genel Müdürünün hangi durumlarda ve ne şekilde görevden alınacağı belli. Buna göre 'Genel Müdür, milli güvenliğin ve kamu düzeninin gerekli kıldığı, Devlet memuru olma niteliğini yitirdiği, ağır hizmet kusuru işlediği veya tarafsızlığın ihlal edildiği hallerde, bu hallerin gerekçeli olarak belirtilmesi suretiyle ve Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulunun teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile görevden alınır.' şeklinde hüküm mevcut. Bu hükümdeki 'ağır hizmet kusuru' ve 'tarafsızlığın ihlali' halleri, RTÜK raporları ile tespit edilmiş ve YSK'nın verdiği kararlarla da kesinlik kazanmıştır. (YSK seçim dönemlerinin en yüksek yargı organıdır ve kararları kesindir.) YSK'nın bu kararlarından sonra RTÜK, yasada kendisine verilen görevi yerine getirmeli ve TRT genel müdürünün görevden alınması talebini bakanlar kuruluna iletmelidir. Bu süreç işletilmediği sürece, ne şimdiki ne de gelecekteki TRT yönetimlerinin 'iktidar yandaşı' tutumunu değiştirmesi ve gerçek anlamda bir "kamu hizmeti yayıncılığı" yapması beklenemez. Yıllardır işletilmeyen bu süreç, önümüzdeki günlerde RTÜK üyelerinin partilere göre dağılımında gerçekleşecek değişiklikten sonra hemen Kurul gündemine alınmalı ve ivedilikle işletilmelidir. RTÜK'ün ilk işi, TRT Genel Müdürü'nün görevden alınmasını talep etmek olmalıdır."
CİHAN