Doğu Akdeniz için de ABD, İngiltere ve Norveç gibi ülkeleri işaret eden Davutoğlu, "Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve MİT temsilcileri yanında yetkin uluslarası deniz hukukçularından oluşan bir 'Doğu Akdeniz Çalışma Grubu' oluşturulmalıdır. NATO üyesi olmakla birlikte AB üyesi olmayan ABD, İngiltere ve Norveç ile konu ile ilgili yakın bir istişare mekanizması oluşturulmalıdır" görüşünü dile getirdi.
Davutoğlu, Doğu Akdeniz’deki durumun çok daha tehlikeli boyutlara doğru ilerleme potansiyeli taşıdığına vurgu yaparak, "Türkiye’nin Doğu Akdeniz sahilleri üç ana ekonomik faaliyet alanının ana üssüdür: Antalya’da turizm, Mersin’de serbest bölge ve dış ticaret, Ceyhan’da enerji. Dünyaya açılan hattı oluşturan bu üç ekonomik faaliyet alanı da barışçıl ortamı gerekli kılar. Ülkemize destek beyan eden tek ülkenin Azerbaycan olması; ABD, Rusya, Fransa başta, küresel aktörlerin, Mısır, Yunanistan ve İsrail başta olmak üzere bölgesel aktörlerin ülkemizin karşısında yer alması haksızlığımızdan değil, diplomamisimizin zayıflığındandır" diye konuştu.
"Öte yandan gerginliğin iç politika malzemesi olarak kullanılması ve ülkemizin bazı kesimlerinin çözüme katkı vermekten dışlanması Doğu Akdeniz politikalarına zarar verebilecek, ülkemizin sahada ve diplomaside konumunu zayıflatabilecektir" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TBMM’de temsil edilen / edilmeyen bütün hemfikir siyasi partilerin Doğu Akdeniz politikalarına desteği ortak bir açıklama ya da bildiri ile ilan edilmeli ve bu konunun iç siyaset malzemesi olarak kullanılmayacağı ortaya konmalıdır.
Konuyu tahrik ederek Avrupa gündemi haline getirmeye, Türkiye-AB krizi haline dönüştürmeye çalışan Yunanistan’a açık bir çağrıda bulunulmalı ve konunun teknik detayları ile birlikte iki ülke arasında ikili bazda görüşülmesine hazır olduğumuz ifade edilmelidir.
Yunanistan’ın konuların ikili düzlemde konuşulması çağrımıza vereceği olumlu yanıt meseleyi Türkiye-AB gerilimi olmaktan çıkararak gerilim düzeyini düşürecektir. Yunanistan’ın vereceği olumsuz cevap Türkiye’nin diğer ülkeler nezdindeki pozisyonunu güçlendirecektir.
NATO üyesi olmakla birlikte AB üyesi olmayan ABD, İngiltere ve Norveç ile konu ile ilgili yakın bir istişare mekanizması oluşturulmalıdır.
ABD ile ilişkilerimiz son dönemde girdiği şahsileştirilmiş niteliğinden süratle çıkarılarak kurumsal bir düzleme taşınmalıdır.
ABD Başkanı ile Erdoğan arasında ‘Aptal olma’ gibi aşağılayıcı ifadelerle yüklü mektuplardan yakın dostluk ifadelerine kadar değişkenlik gösteren şahsi ilişkiler sarkacının köklü diplomasi geleneğine sahip iki ülkenin hassas ilişkilerini taşıyamayacağı açıktır."