Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesini anlamakta halen güçlük çektiklerini savunan Zaharova, “Çok sayıda Rusya vatandaşı Türkiye’de yaşıyor. Türk ve Rus kanı taşıyan yavrularımız var. Turistlerimiz kendi evi gibi Türkiye’ye tatile, gezmeye gidiyor. Niçin bu dostane ilişkilerimizi baltalıyoruz?” diye konuştu.
AÇIKLAMA İÇİN ACELE ETMEDİK, OLAYIN DETAYINI BEKLEDİK
Türkiye'nin kadim tarihi ve zengin geleneklere sahip olan bir ülke olduğunu hatırlatan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, uçak krizinde yaşanan olumsuzlukları Moskova zaviyesinden anlattı. Uçağın düşürülmesiyle ilgili basında yer alan ilk haberlerin ardından Moskova'nın aceleci davranmayarak "bekle gör" politikası izlediğini, hiçbir yetkilinin resmi açıklama yapmadığını dile getirdi. Zaharova'ya göre Moskova, olayın detayını tam öğrenmek için bekledi.
Rus sözcü, "Eğer Rusya olumsuz, saldırgan eğilim içinde olsaydı ve Türkiye ile ilişkileri bozmaya niyeti olsaydı bu durumda anında açıklama yapardı. Ama Moskova bunu yapmadı. Moskova olayın araştırılması için gereken tüm incelemeleri yaptı.” dedi.
MADEM UÇAĞIMIZ İZLENİYORDU, PEKİ KİME AİT OLDUĞUNU BİLMEK ZOR MUYDU?
Zaharova, Moskova’nın uçak krizinde açıklama için acele etmemesinin bir diğer sebebini ise Ankara'dan bilgilendirme beklentisine bağladı. Zaharova şöyle konuştu: "Türkiye’den olayla ilgili açıklama beklendi. Bunu belki Türkiye toplumu bilmez. Türkiye, Rusya’yı aramak, başvurmak yerine garip davranışlarda bulundu. Rusya halkına çağrı yapılabilirdi. Çünkü pilotumuz hayatını kaybetmişti. İçten, samimi şekilde üzüntülerini Rusya halkına iletebilirdi Ankara. Çünkü, Türkiye’ye karşı kesinlikle kötü bir davranışta bulunmadık. Ama Ankara bunları yapmadı. Türkiye, Rusya halkına başsağlığı yerine, koşarak toplantı yapılması için NATO’nun kapısını çaldı. Ama neden NATO? Ankara ile ilişkilerimiz iyi bir seviyedeyken, neden NATO? Ayrıca, NATO’dan ortak destek beklentisi de boşa çıktı. İşte Türkiye’nin bu manevraları bizi şoke etti. Daha sonra da güvenilir sözler yerine çelişkili açıklamalar duymaya başladık. Örneğin, Türk tarafından uçağın Rusya’ya ait olduğunu bilmedikleri ve 'eğer bilseydik farklı davranırdık' açıklaması yapıldı. Daha sonra farklı bir açıklama geldi, 'eğer Rus uçağı ayını girişimde bulunursa, benzer şekilde düşürülür' denildi. Türk basınına göre, uçak kalkış anından itibaren izleniyormuş. Madem izleniyordu, o zaman uçağın Rusya’ya ait olduğunu bilmek çok mu zordu? Sonra bu sahneyi kaldırdılar ve uçağın kime ait olduğunu bilmediklerini tekrarladılar. Uçağın Türk hava sahasına girdiğini söylediler.”
ABD NEDEN BU BİLGİYİ TÜRKİYE İLE PAYLAŞMADI?
Rus sözcü, sözlerine devamla, “Biz Suriye’de hava operasyonu bağlamında ABD’ye önceden hangi uçuşları yapacağımız hususunda uyarıda bulunmuştuk. ABD, koalisyon başında olduğu için diğer üyelere de bunu anlatması gerekiyordu. İşimizi dürüst bir şekilde yaptık. ABD'nin neden bilgiyi paylaşmadığı soru işareti.” şeklinde konuştu.
ÇOK SAYIDA TÜRK VE RUS KANI TAŞIYAN YAVRULARIMIZ VAR
Rusya’nın uçak hadisesinden önce Türkiye’ye karşı agresif davranmadığına ve tehdit etmediğine vurgu yapan Zaharova, “Peki bu durumda neden bize bu yapıldı? Biz düşman mıydık ki uçağımızı düşürdünüz? Biz Türkiye ile ilişkilerimizi ortaklık düzeyine taşıdık, küresel sözleşmelere imza attık. Çok sayıda Rusya vatandaşı Türkiye’de yaşıyor. Çok sayıda ortak ailelerimiz var. Türk ve Rus kanı taşıyan yavrularımız var, hem de dünyanın farklı yerlerinde. Peki bunu nasıl akla getirebiliriz ki, Rus uçağı Türkiye devletini tehdit ediyor? Turistlerimiz kendi evi gibi Türkiye’ye tatile, gezmeye gidiyor. Niçin bu dostane ilişkilerimizi baltalıyoruz? Bu bağlamda Ankara’nın yaptıkları doğru adımlar değil.” dedi.
Rus uçağını inişe zorlamak için Türk tarafının hiçbir girişimde bulunmadığını iddia eden Zaharova, “Askerlerin benzer durumlarda kendilerine has bir uygulaması var. Yaklaşan uçağa yönelik sinyal olayı. İki uçak eşlik edebilir. Veya uyarı ateşleri de söz konusu. Ama bunların hiçbiri yapılmadı. Türk tarafı uçağın kime ait olduğunu bilmiyorduk iddiasında bulunuyor. Peki öyleyse cephane dolu bombardıman uçağını vurarak kendi topraklarına düşürmek riskli ve tehlikeli değil mi?” diye konuştu.
PİLOTUMUZU ÖLDÜRDÜLER, TÜRKİYE SESSİZ KALDI
Zaharova, güçlü bir ülke olarak Türkiye’nin olayın ardından gereken adımları atmadığını iddia ederek şöyle devam etti: “Bir başka önemli bir konu daha var. Olayın ardından atılması gereken adımlar ve sergilenmesi gereken davranışlar. Her şeye rağmen ölen insan için içten başsağlığı dilenir. Ki bu insan Türkiye için hiçbir kötü şey yapmadı. Pilotumuzu nasıl öldürürler? Suriye’de çok karışık bir durumun olduğunu biliyoruz. Ama 1949 Cenevre Sözleşmesi var. Bu uluslararası sözleşme, düşürülen uçağı terk eden askeri öldürmeyi, ateş etmeyi yasaklıyor. Sana göre düşman askeri olsa bile. Paraşütle atlayan insanın savunma olasılığı sıfır. Pilotumuza silahlı saldırı yapıldı. Hatta saldırganlar arasında Türkiye vatandaşlarının olduğu yönde bilgi de var. Peki Türkiye neden sustu? Bu vahşiliğe tepki verilmeliydi. İnsanlık tepkisi bu! Cesetle alay edildi. Bu insan Rusya vatandaşı. Ki Rusya da Türkiye’yi dost olarak görüyordu. Ankara bu gelişmeleri iyice analiz etmeli. Ankara, Moskova’ya bu sorunun cevabını bulmalı. Başbakan Ahmet Davutoğlu Suriye’de bulunan Rus kuvvetlerinin “etnik temizlik yaptığını” iddia ediyor. Moskova-Ankara ilişkileri bu şekilde mi düzeltilecek? Bu açıklamadan sonra Moskova’nın tutumunun değiştireceğini mi umuyorlar?”
Cihan