Savcılığın sunduğu belgelerden biri Zarrab ile sağ kolu Happani arasındaki e posta yazışmasıydı.
Hürriyet'in haberine göre yazışmalarla ilgili Zarrab, "Yapılan ticaretten Zafer Çağlayan'a rüşvet olarak ödenen rakamlardı" dedi. Ödemeler 'Cash to Cag' olarak kodlanmıştı.
Dikkat çeken başka bir unsur da Saatçi Yusuf kodlanmasıydı. Bu kişiye dört ayrı ödeme yapıldığı görüldü; 97 bin Euro, 95 bin 500 Euro, 71 bin Euro, 200 bin Euro.
Aynı belgede bir de 'Cash to Yukarı' kodlaması vardı ve karşısında 2 milyon 100 bin Euro yazıyordu.
HAPSE ATILAN POLİSLERİN BULDUĞU KANITLARI ŞU AN BİZZAT ZARRAB ANLATIYOR
Türkiye’yi sarsan “Büyük Rüşvet” soruşturmasının en önemli ayaklarından birini “bakanlara verilen rüşvet iddiaları” oluşturuyordu. Operasyon kapsamında yapılan teknik takip sırasında bir rüşvet listesi ele geçirilmiş ve bu listede bir bakana verilen rüşvet ödemeleri sıralanmıştı. Listede dikkat çeken bir para transferi vardı. Kapatılan soruşturma dosyasına giren söz konusu listede yer alan para transferine “Cash to yukarı” koduyla listede yer veriliyordu. Bu listeye göre 2 milyon 100 bin euro para, 12 Kasım 2012 tarihinde verildi. Rüşvet listesinde dikkat çeken diğer bir detay da rüşveti bakana ulaştıran kuryeyle “Cash to yukarı”ya aktarılan parayı götüren kurye aynı isimlerdi. Hapse atılan Türk polislerinin ortaya çıkardığı büyük yolsuzluk soruşturması kapsamında teknik takipte yakalanan Reza Zarrab’ın adamı Abdullah Happani’nin tuttuğu para listesinde mali hareketlerin kayıt altına alındığı görülmüştü.
Kapatılan 17 Aralık soruşturmasından hafızalarda kalan bir diğer detaysa dosyada Çağlayan'ın söz konusu listeyi gördükten sonra kendisini ifade edecek şekilde kayıt tutulmasına tepki gösterdiği ve bu tepkinin de teknik takibe takılmasıydı. Listede yer alan ödemeler tarih ve kurye bilgileriyle birlikte kayıt altına alınması dikkat çekmişti, şimdi ABD'deki mahkemede bu detaylar bizzat Zarrab tarafından doğrulanarak anlatılıyor.
Samanyoluhaber.com