AKP Hükümetine yakın medya kuruluşu Daily Sabah, geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Cumhurbaşkanı Esad’ın, iç savaş sonrası ilk yüz yüze görüşmenin ilanını yaptı. Verdiği haberde o kadar da ileri gitti ki bu görüşmenin Rusya’nın başkenti Moskova’da Putin’in aracılığında yapılacağını yazdı. Haberin yayınlandığı saatlerde Kremlin’e yakın bazı kaynaklardan teyit etmeye çalıştım. Fakat konuştuğum ve görüştüğüm kişilerin hepsi hayrette kaldıkları gibi bu buluşmanın yakın zamanda kesinlikle olamayacağını söylediler.
Daily Sabah’ın haberinde çok net ifadeler kullanılarak, görüşmenin detaylarıyla ilgili olarak konuşan bir kaynak, Erdoğan ve Esad arasındaki kritik zirvenin Ağustos ayında Rusya’nın başkenti Moskova’da yapılacağını; Kaynağın verdiği bilgilere göre, Vladimir Putin, bu tarihi toplantının ev sahibi olacağını ve ayrıca Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin de davet edileceği iddia ediliyor.
Daily Sabah’ın yaptığı haber, bırakın yatsıya kadar beklemeyi iki saat gibi kısa bir zaman içinde Ankara tarafından yalanlandı. Yani diplomatik kaynaklar, Erdoğan’ın Beşar Esad ile Moskova’da görüşeceği iddialarını yalanladı. Beştepe’nin yayın organı gibi hareket eden bir medya kuruluşu, yalanlanacağını bile bile neden bu haberi yaptı? Ve neden Erdoğan bunca yaşanmış olaydan sonra, “Katil Esad’dan Dostum Esad” moduna girdi? Bu soruların cevaplarını irdelemeye çalışalım.
‘Türk devleti ülkemiz topraklarından çekilmeli’
Haziran ayının başında, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Miktad, “Ankara ile diyaloğun temel şartı, Türk devletinin ülkemiz topraklarından çekilmeye hazır olduğunu ilan etmesidir. Fakat böyle bir açıklama şu ana kadar elimizde yok. Türkiye'nin çekilme konusunda en az 5-6 kez taahhütte bulunduğunu ve bunları yerine getirmediğini, haliyle taahhütte bulunup bundan dönenlerle müzakere edilmeyeceğini biliyoruz. İki ülke ilişkileri, Türkiye açıkça Suriye topraklarında çekileceğini ilan etmediği sürece normalleşmez” demişti.
Şam yönetimi, son derece net ön koşulların ortaya konulduğu bu açıklamaları Moskova’nın gölgesinde uzun süredir yapıyor. Ve Türkiye ile normalleşme istiyor ancak iki belirgin koşul öne sürüyor: Türk askeri çekilsin ve terör örgütlerine desteği bıraksın. Ukrayna krizi nedeniyle, Türkiye’ye bağımlılığı artan ve bu nedenle tutumu biraz farklılaşan Rusya'nın ısrarıyla ön koşullarla ilgili üslup biraz değişti diyebiliriz. Ama hem Moskova’nın hem de Şam’ın her şeye rağmen temel unsur olarak tercihi değişmedi. Bu temel koşullarda uzlaşma olmadan Esad'ın Erdoğan'la bir araya gelmesi de söz konusu olamaz.
Ayrıca Şam rejimi uluslararası normlara gönderme yapıyor ve olacaksa bu ilişkilerin uluslararası hukuk temelinde, Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü esas alacak şekilde bu amaca yönelik bir müzakereden yana olduklarını söylüyor. Liderler arası kişisel taahhütler değil, uluslararası ilişkiler zemininde yürütmek istediğini ve güvenceyi bu uluslarası hukuka bağlamak istediğini görüyoruz. Erdoğan ise herhangi bir şekilde resmi yazılı taahhütte bulunmadan liderler arası ikili bir diyalogla işi çözebileceğini düşünüyor. Tabii Suriye tarafı bunu ciddi bulmuyor. Hatta Şam'da büyük bir şüphe oluşturuyor.
Bu görüşme daha çok Erdoğan için gerekli
Erdoğan, 7 Temmuz’da yaptığı bir açıklamada, Esad’ı Türkiye’ye davet etme niyetini ifade etmişti. Erdoğan, “Beşar Esad Türkiye ile ilişkileri düzeltme noktasında bir adım attığı anda biz de ona karşı o yaklaşımı gösteririz. Davetimizi yapacağız ve İnşallah bu davetle birlikte de Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu gibi aynı noktaya getirelim istiyoruz” demişti. İşte Erdoğan’ın hiçbir taahut altına girmeden Esad’la görüşme isteği, Suriye’nin kuzeyinde işgali normalleştirme gayretinden kaynaklanıyor. Suriye bunun farkında ve bu nedenle şüpheli yaklaşıyor.
Ayrıca bu geçici bir istek de olabilir. Erdoğan bu gelişmeleri bir pazarlık unsuru gibi kullanabilir. Batı’dan destekler ve krediler almak konusunda rahatlamak için böylesi bir yola gitmiş ve ABD ve AB ile ilişkileri düzeltmek adına bir hamle gibi bakıyor olabilir. F-16 ve başka askeri teçhizat almayı kolaylaştırmak ya da hızlandırmak için de düşünmüş olabilir.
Başka bir husus bu gelişmenin Rusya ile de pazarlık yönü de var. Rusya’dan bazı avantajlar koparmak adına (gaz merkezi, nükleer santral inşaatında kredi almak, Sinop nükleer santralini kabul ettirmek, gaz borçlarını ertelemek vb) kullanmak istiyor olabilir. Çünkü Şam ile normalleşmeyi Rusya çoktan beri istiyor. Yani Erdoğan Rusya ile enerji ve ticari ilişkileri geliştirmek adına Şam ile müzakere mecburiyetinde kalmış olabilir. Bunu da koz olarak kullanıyor ve pazarlık gücünü artırıyor.
ABD ve İngilte’nin tutumu
Bu istek ABD ve İngiltere için faydalı mı ona da bakmak lazım. Eğer onlar istemiyorsa, Erdoğan bu söyleminden zaten vazgeçecek. Onlar isterlerse sonuna kadar gidecek. Onlar istemiş dolabilirler mi? Bir ihtimal olabilir. Moskova ile Şam bu 10 yıllık süre içinde çok yaklaştı. Batı, Erdoğan’ı Esad’a yaklaştırarak bunu kırmak istiyor olabilir. Çünkü savaş öncesi Erdoğan ile Esad arası gerçekten çok yakındı. Suriye ile Türkiye coğrafya yakınlığını iyi kullanmıştı. Tekrar bu kartı Anglo Saksonlar kullanarak Rusya’yı dizginlemek istemiş olabilirler. Ayrıca Gazze-İsrail savaşının genişleme ihtimali var. Şimdiden bunun önünü almak istemiş olabilirler. İsrail ile Hizbullah çatışması başlarsa bölgesel büyük bir savaşa dönüşebilir. Bunun önünü almak için bir hamle olabilir.
Erdoğan’ın kendisi ise Şam ile artık çözüme ulaşmak istiyor. Suriye konusunda Türk halkına verilmiş vaatlerin hiç birisi tutmadı. İç politikada çok sıkıştı ve bu konu ona zarar veriyor. Mülteci konusunda Türkiye sokakları karışmaya başladı. Bir önceki seçimde yenildi ve bir sonraki seçime daha kötü girmek istemiyor. Şimdiden ön almaya başladı. Yani kısacası Suriye konusunda artık çözüm endeksli bir şeyler yapmalı/yapılmalı.
Kremlin’de Erdoğansız görüşme gerçekleşti
Havuz medyasının Erdoğan’a PR endeksli yamamaya çalıştığı zirve, Moskova’da Erdoğansız gerçekleşti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24 Temmuz'da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir araya geldi. Toplantı Kremlin'de gerçekleşti. Ortadoğu'daki kötüleşen durum ve Rusya-Suriye ilişkilerinin gelişimi ele alındı. Kremlin sözcüsü Peskov, Erdoğan ile Esad görüşmesinin gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine, muğlak bir yanıt verdi. Fakat Rus medyası ve Suriye Haber Ajansı SANA, Esad’ın Erdoğan’la bir araya gelmesiyle alakalı hiç bir imada bulunmadı.
Yani sonuç olarak gözüken o ki Erdoğan kendi iç ve dış dinamikleri nedeniyle artık Suriye’den ‘onurlu’ bir çıkış arıyor. Bir şekilde Şam ile diyalog yolları arıyor. Moskova’da gerçekleşecek diye ilan edilen ancak daha sonra yalanlanan Erdoğan ile Esad görüşmesi iki üç ay içinde bir sınır hattında veya tarafsız bir yerde gerçekleşebilir. Ve bunun olması durumunda AKP hükümetinin son 10 yıl boyunca Suriye için gerçekleştirmeye çalıştığı, çok sayıda can kaybına ve Türkiye bütçesinden dev rakamların harcanmasına neden olan saçma politikanın çöpe atılmış olduğunu düşünebilirsiniz. Bütün bu nedenlerle ve Suriye iç savaşı ve bir bütün olarak Suriye krizini büyüten Erdoğan’a Şam yönetimi inanmıyor onu ciddi bulmuyor. Nihayetinde ise Şam'da büyük bir şüphe oluşturuyor.