Batı ile Rusya'nın çatışması sürdükçe Moskova-Asya ilişkileri gelişmeye devam edecek

Samanyoluhaber.com yazarı, Rusya Uzmanı Arif Asalıoğlu'nun yazısı

SHABER3.COM

ARİF ASALIOĞLU


Rusya ile Batı arasındaki jeopolitik çatışma devam ettiği sürece Moskova-Asya ilişkileri gelişmeye devam edecek

Ukrayna ile Rusya arasında devam eden ve üçüncü yılına giren savaşın küresel etkileri çok büyük. Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki savaş artık Rusya ile Batı arasında stratejik ve psikolojik bir çatışmaya dönüştü. Küresel güvenlik, uluslararası ticaret ve ülke ekonomileri büyük darbe yemiş vaziyette. Temel gıda ürünlerinden enerji tedarikine kadar krizin etkileri halen telafi edilemedi. Uzun bir aradan sonra Batı'da bir çok ülkede enflasyon çift haneli rakamlara yükselerek satın alma gücünü azalttı. Ucuz Rus kaynaklarını kaybeden Avrupa'nın, özellikle sanayi ve tarım sektörlerindeki durgunluk nedeniyle tedarik zincirlerinin yeniden şekillendirilmesi çiftçi protestolarına dönüştü.

Bu iki yıllık süre içinde, Batılı ülkeler Rusya'ya karşı modern tarihin en kapsamlı yaptırımlarını uygulamaya koydu. Moskova buna karşılık vermek için tüm kurumlarını harekete geçirdi. Savaşın ilk haftalarında Rus rublesi dolar karşısında yaklaşık yüzde 30 değer kaybederken, Rusya Merkez Bankası politika faiz oranını yüzde 9,5'ten yüzde 20'ye çıkardı. Batılı ülkeler, Rusya'dan başta petrol ve doğal gaz olmak üzere enerji ithalatını da durdurmak veya azaltmak için adımlar attı. Kuzey Akım boru hatları sabotaja uğradı ve G7 ülkeleri, Rus petrolüne varil başına 60 dolar seviyesinde tavan fiyat uygulamaya başladı.

Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle, Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki ilişkinin gerilmesi, COVİD-19'un başlattığı enerji krizini daha da şiddetlendirdi. Özellikle enerji güvenliği konusunda endişe duyan Avrupa Birliği (AB), enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve Rusya'ya olan bağımlılığın azaltılmasına ilişkin adımlar atmaya çalıştı. Ukrayna savaşı sebebiyle Rusya'ya yaptırım uygulayan Avrupa ülkelerine Rusya'dan doğal gaz akışı ciddi ölçüde azaldı ve Rusya, doğal gaz miktarlarını, savaş öncesine oranla yüzde 80 düşürdü. Tedarik hacminin daralmasıyla Avrupa ülkelerinin enerji maliyetleri yükseldi. Özellikle 2022'nin ilk aylarından itibaren hızla artan doğal gaz ve elektrik fiyatları Avrupa başta olmak üzere tüm dünyayı etkiledi.

Rusya’ya ait 650 milyar dolarlık rezervin, Batılı ülkelerde bulunan 300 milyar dolarlık kısmı donduruldu, Rusya'nın en büyük bankaları da uluslararası ödeme sistemi SWIFT'ten çıkarıldı, dolar ve avroyla işlem yapmaları yasaklandı. Bu sorun halen Rusya tarafından tam olarak çözülmüş değil. Ülkede faaliyet gösteren McDonalds, IKEA, Coca-Cola, Mercedes ve Apple gibi yüzlerce Batılı şirket faaliyetlerini sonlandırırken, Batılı ülkelerden Rusya'ya başta teknoloji ve havacılık olmak üzere çok sayıda sektörde ihracat ve sevkiyat durduruldu.

Bu krizden en çok faydalanan ülkelerin başında Türkiye geliyor

Kremlin yönetimi bu boğucu krizden ve kaybettiği Batılı pazarların yerine yönünü Asya ve Orta Doğulu partnerlerine çevirdi. Hindistan, Çin, İran ve Türkiye, başta enerji olmak üzere ülkenin en önemli ticari ortağı haline geldiler. Rusya'nın ihracatının çoğunu satın alan yeni ortaklar bu ülkeler oldu. İthalat ise birçok kaynaktan ve çoğunlukla Çin ve Türkiye’den  gelmeye başladı. Rusya-Türkiye ticaret hacmi bütün tarihi rekorunu kırdı ve 70 milyar dolara çıktı. Bu krizden en çok faydalanan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Yukarıda adı geçen bu ülkeler yaptırım altındaki Batılı ürünlerin Rusya'ya tekrar ihraç edilmesine izin verdiler ve ana tedarikçi haline geldiler. Rusya bu ülkelerden bazılarına (Türkiye gibi) oldukça bağımlı hale geldi. Bu nedenle Ankara’nın bütün kaprislerine sessiz kaldı.

Bir bütün olarak, Rus yetkililerin zorluklara karşı başarılı müdahalede bulundukları kanaatindeyim. Hükümet ve Rusya Merkez Bankası, hızlı hareket etme ve uyum sağlama yeteneğini gösterdi. Yaptırımlar çok büyüktü ancak sıkı takip politikası ile temel zorlukları Rusya aşmış gözüküyor. 2014 Kırım olayları sonrasında Rusya'nın SWIFT'e alternatif bir ödeme sistemini de geliştirdiğini ve bunun da savaş başladıktan sonra bankaların yaşadığı şoku hafiflettiğini görüyoruz. Ayrıca, Asya ve Afrika’dan çok sayıda ülke Rusya karşıtı yaptırımlara katılmadı. Dolayısıyla Rusya ile Batı arasındaki jeopolitik çatışma sona ermedikçe, Rusya ve Asya ilişkileri gelişmeye devam edecektir.

Rusya bir direnişle karşılaşmazsa gidebildiği kadar gidecek

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Federal Meclise (aslında bütün devlet yetkililerine) yaptığı yıllık konuşmasının ilk bölümünde bu konuların hepsine değinmiş oldu. Batılı ülkelerle ilişkilere ve ülkenin korunmasına yönelik alınan tedbirleri detaylı şekilde anlattı. “Batı, Rusya'nın Avrupa'ya saldıracağını iddia ediyor, bu saçmalık. Ukrayna'ya NATO askeri birlikleri gönderme olasılığından bahsetmeye başladılar. Ancak biz, bir zamanlar ülkemizin topraklarına asker gönderenlerin akıbetini unutmadık. Artık olası müdahaleciler için bunun sonuçları çok daha trajik olacak.Topraklarındaki hedefleri vurabilecek silahlarımızın da olduğunu anlamalılar" dedi. Bu cümleleri ile de Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un geçen hafta sarfettiği ifadelere de üstü kapalı cevap vermiş oldu. 

İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımıyla bağlantılı olarak “Rus Silahlı Kuvvetlerinin Batı yönünde ciddi şekilde güçlendirilmesi planları var” dedi. Batı'nın hesap hatası yaptığını, çok uluslu Rusya halkının sert tutumu ve kararlılığıyla karşılaştığını ifade eden Putin, hiç kimsenin Rusya'nın içişlerine müdahale etmesine izin vermeyeceklerinin altını çizdi. Savunma sanayinin cephenin ihtiyaçları nedeniyle gece gündüz çalıştığını belirterek yaptırımlara maruz kalan Rus ekonomisinin büyük esneklik ve dayanıklılık gösterdiğini söyledi. 

“Stratejik nükleer kuvvetler, garantili kullanım için tam savaşa hazır durumda" diyen Putin, Kincal hipersonik kompleksinin, Avangard kıtalararası menzilli hipersonik füze birimlerin ve Peresvet lazer sistemlerinin savaş görevinde olduğunu ve zaten kullanıldığını söyledi. Ayrıca, Zirkon deniz tabanlı hipersonik saldırı kompleksinin halihazırda savaşta kullanıldığını ve yakında Rusya’nın, savaş alanlarında ilk seri Sarmat ağır balistik füzelerini kullanmayı planlandığından bahsetti. Rusya Devlet başkanının Federal Meclis üyelerine iki saatlik konuşması esnasındaki mevcut tonuna ve salonun atmosferine bakılırsa Rusya bir direnişle karşılaşmazsa gidebildiği kadar gidecek. Nereye kadar gideceği konusunda ise bir belirsizlik var…

Rus devlet değerleri kaybediyor

Sonuç olarak, son altı ay karşımızda bambaşka bir Rusya var. Kendisini Kollektif Batı tarafından kuşatılmış, mahvedilmek istenen bir kale gibi konumlandırıyor. Bundan dolayıdır, Büyük Petro ve 2. Katerina gibi fetih dönemi güçlü Rus hükümdarlarına göndermeler sık sık yapılıyor. Fakat acizane bütün bu olanları (gözümüzün önünde yaşananları) üst üste koyunca uzun yıllara vabeste Rus devlet değerleri kaybediliyor gibi. Doğal kaynakları daha ucuza bir yerlere akıtılıyor. En önemlisi ise teknik, teknolojik ve bilimsel gelişimlerde Rusya’nın duraklaması. 

Ülkenin birçok teknolojik yeniliğe erişimi engellendi. Bir üst bakış olarak ekonomik ve teknolojik erişimin stratejik dondurulması aracılığıyla Rusya'nın Batı toplumuna entegrasyonunun ertelendiğini düşünüyorum. Ve bunun farkında olan Çin’in Batı ile anlaşmaya varabileceği referans noktaları bulma arayışına tanık oluyoruz. Pekin bunu yeni dünyanın teknolojik gelişimini daha iyi yakalamak için yapıyor. Kültürel ve mali konularda da durum benzer şekilde. Fakat gördüğüm o ki Rusya'nın acilen teknolojik desteğe ve endüstriyel işbirliğine ihtiyacı var. Bunlar olmadan Rusya'nın istenen başarılı geleceğinin olmayacağını düşünüyorum.
<< Önceki Haber Batı ile Rusya'nın çatışması sürdükçe Moskova-Asya... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER