Eylülde Financial Times (FT) gazetesi ABD ve AB’nin, Rusya’nın yaptırımlardan kaçmak için Türkiye’yi kullandığı gerekçesiyle Türkiye üzerindeki baskıyı artırmak için hazırlandığını yazmıştı.
ABD Hazine Bakanlığı’nın Rusya’yla ilişkilerde Türkiye’ye ‘yaptırım sopası’ gösteren mektubundan sonra geçtiğimiz haftalarda ABD’li yetkililer Ankara’ya gelerek yüz yüze görüşmelerle uyarılarını yinelemişti.
Yaptırımlar konusunda Avrupalı yetkililerin de temasları hızlanmıştı. AB Komisyonu’nun Finansal İstikrar ve Sermaye Piyasaları Birliği Sorumlusu Mairead McGuinness’in ekim başında gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde de yaptırımlar ele alınmıştı.
Şimdi de AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, 26-28 Ekim günleri arasında Türkiye’de temaslarda bulunacak. Başta Türkiye olmak üzere AB’nin genişleme projesine mesafeli olmasıyla bilinen Varhelyi, göreve geldiği Aralık 2019’dan bu yana ikinci kez Türkiye’ye gidecek.
Ancak bu ziyareti de genişleme gündemiyle ilgili olmayacak ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Afrika’da olduğu için siyasi konular da gündeme gelmeyecek.
BBC Türkçe’nin haberine göre Varhelyi’nin temaslarında öne çıkan iki konu Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve AB-Türkiye ekonomik işbirliği olacak. Genişleme komiseri, İstanbul’da iş dünyasının önde gelen üyeleri ile ve hükümetin ekonomi yönetimi ile görüşecek. Varhelyi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte sınır güvenliğine ilişkin konuları konuşmak için Van’da da incelemelerde bulunacak.
AB kaynakları: Ne kadar ciddi olduğumuzu iletmek istiyoruz
AB kaynaklarına göre Brüksel, “Türkiye ile ilişkimizi bir dengeye oturtmamız gerekiyor. Bunun iki boyutu bulunuyor. Birincisi Türkiye ile var olan ekonomik ilişkimizin ne kadar önemli olduğu, diğeri ise Rusya’nın Ukrayna savaşını devam ettirmesine katkıda bulunacak şekilde yaptırımların delinmesine karşı elimizden ne geliyorsa yapacağımız konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu iletmek” şeklinde özetlenebilecek bir söylem ve politika izliyor.
Kaynaklar “Rusya’ya uygulanan yaptırımların delinmesi konusu maalesef uzun süre gündemde kalacak gibi” değerlendirmesininde bulunurken, savaşın başladığı 24 Şubat’tan bu yana Türkiye ile Rusya arasında ciddi oranda artan ticarete dikkat çekiyor.
6 Ağustos sonrasında ‘devlet politikasına’ dönüştü
Brüksel’e göre, Türkiye’nin Rusya’yla ticari ilişkileri 6 Ağustos öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılıyor. 6 Ağustos’ta Türkiye ve Rusya cumhurbaşkanları, Soçi’de bir görüşme gerçekleştirmişler; ticaret ve ekonomi alanında işbirliğini derinleştirmek amacıyla içeriği açıklanmayan bir mutabakat muhtırası imzalamışlardı.
AB’li diplomatik kaynaklara göre, Türk şirketlerinin kâr amaçlı ve bireysel olarak Rus şirketleriyle giriştikleri işbirliği bu tarihten sonra ‘devlet politikasına’ dönüştü. Ticaret hacminin yüzde 100 oranında artmasına ek olarak 2022’de Türkiye’de 600’e yakın Rus şirketinin kurulması bu artan trafiği somut olarak gösteriyor. İstatistikler, 2021’de Türkiye’ye gelen Rus şirketi sayısının 60 civarında olduğuna işaret ediyor.
Merkez Bankası kayıtlarına göre kaynağı açıklanamayan (net hata noksan) 28,3 milyar dolar, Rus iş insanlarının sıklıkla Türkiye’de görülmesi de Brüksel’in kaygıları arasında.
AB diplomatik kaynakları, 24 Şubat’tan sonra Rusya’dan Türk bankalarına ne kadar mevduat aktarıldığına ilişkin bilgilerinin olmadığını ama bunun ciddi oranlarda olduğunu sandıklarını belirtiyorlar.