Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Ankara Pursaklar’da Anadolu Gençlik Derneği’nin eğitim programında konuştu. Milli Görüş’ün tek temsilcisinin kendileri olduğunu anlattı. Sert sözlerle AKP’yi hedef alan Kamalak, şöyle konuştu: “Zaman zaman geçici kalabalıklar oluşabilir. Bir davanın haklılığı geçici kalabalıkların çokluğuyla değil, ancak ve ancak İlahi iradeye uygunluğu ile ölçülebilir. Eğer Milli Görüş’ün önüne konulan engeller, karşısına çıkartılan güçlükler başka bir partinin önüne konulmuş olsaydı, emin olun bugün onların esamesi bile okunamazdı. Etrafınızı birtakım yanlış yolun yolcuları sarabilir. Kuşatabilir sizi. Birtakım ikballer, istikballer, çıkarlar da vaat edilebilir. Bu gibi durumlarda Yüce Rabb’imiz, İlahi rahmetinin bir tecellisi olarak bize diyor ki; ‘Ey iman edenler, sadıklarla beraber olun.’ Geçici kalabalıklarla, zenginlerle, Firavunlarla değil.”
KARŞIMIZA DARBE ÜRÜNÜ BİR PARTİ ÇIKTI
Mustafa Kamalak, isim vermeden AKP’nin darbe ürünü bir parti olduğunu söyledi. Geçmişte zorbalıklarla karşılaştıklarını anlattı. Kamalak, “Zorbalığa başvurdular. Tanklarla yol kesme operasyonu başlattılar. Postmodern darbe yoluna başvurdular. Karşımıza bu sefer yine bir darbe ürünü olan başka bir parti çıkardılar. Emin olun, o da en kısa zamanda yıkılıp gidecektir. Birileri şu makama, bu makama gelmiş olabilir. Mal sahibi, mülk sahibi olmuş olabilir. Hatta Karun’lara taş çıkartacak nispette servet sahibi de olmuş olabilirler. Ama bunlar bedenen yaşıyor olsalar da ruhen ölüdürler. Sesimin çıktığı kadar haykırıyorum; o elde ettikleri mal, servet, şan, şöhret, mevki, makam kendilerinin alın teri değil, sattıkları davanın bedelidir.” diye konuştu. Hükümeti ‘İsrail projesi’ olmakla suçlayan Kamalak, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının üzerinin örtüldüğünü hatırlattı. İktidara gelmeleri durumunda yapacaklarını sıralayan Kamalak, şunları söyledi: “Hırsızı efendisine havale etmeyeceğiz. Hırsızı işbirlikçisine, yol arkadaşına, çete reisine havale etmeyeceğiz. Ne yağacağız? Bu ülkelerin mahkemeleri, yüksek hâkimleri var. Suç işleyen, bu millete karşı nankörlük eden kim olursa olsun hesabını vermek zorunda.”