AK Parti, 31 Mart'ta yapılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminin iptal edilmesinin ardından seçimin yenilendiği 23 Haziran öncesinde kampanya siyasetinin bir bölümünü "küskün" olarak tabir edilen kitleyi ve Saadet Partisi tabanını yanına çekmek üzere kurguladı.
SP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ve AK Parti İBB Başkan adayı Binali Yıldırım Asiltürk'ün oğlunun İstanbul'daki evinde görüşmüş ve görüşmede AK Parti'ye destek istenmişti.
Bu görüşmenin ardından Yıldırım önce Milli Görüş'ün yayın organları olan TV 5 yayınına katıldı ardından Milli Gazete'yi ziyaret etti. Bu ziyarette kampanya sürecinde kullanılan ifadelerin SP'lileri kırmış olabileceğine işaret ederek onlardan özür de diledi.
Milli Görüş'le yakınlaşma çabası kendini hissettirdi
AK Parti'ye yakın sivil toplum kuruluşları "Eski Milli Görüşçü buluşmaları" tertip etti.
Adalet Bakanı Abdulhamid Gül SP'nin gençlik örgütü olan Anadolu Gençlik Derneği'ni ziyaret etti. Bazı AK Parti yetkilileri seçimden bir gün önce SP'nin genel merkezine geldi.
AK Parti'nin ümidi eski yol arkadaşlarının kritik seçimde kendilerine destek vermesiydi.
AK Parti'den birçok siyasiye göre, 1 Kasım 2015 seçimlerinde veya geçmiş yerel seçimlerde SP'lilerin AK Parti'ye verdiği destek yenilenebilirdi.
SP'nin oyu 56 bin azaldı
23 Haziran'da tekrar edilen İBB seçiminde SP'nin oyu yüzde 0.55 oranında kaldı. 31 Mart'ta 103 bin oy alan SP'nin İstanbul’daki oy sayısı 23 Haziran'da 47 bin 800'e indi.
Peki yaklaşık 56 bin SP seçmeni sandıkta tercihini hangi adaydan yana kullanmıştı?
Selvi: SP'liler İmamoğlu'nu destekledi
Gazeteci Abdulkadir Selvi'ye göre bu oylar Binali Yıldırım'a değil Ekrem İmamoğlu'na gitti.
Aynı düşünce Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Yazıcı'ya da hakim.
SP'nin seçim kampanyalarını hazırlayan ekibin başında olan Yazıcı'ya göre AK Parti dahil tüm partilerin tabanından olduğu gibi SP tabanından da Ekrem İmamoğlu'na oy kaydı.
Independent Türkçe’ye konuşan Yazıcı, bunun ne boyutta olduğunun bilinmesinin ise zor olduğunu düşünüyor:
"31 Mart'taki kutuplaşma 23 Haziran'da daha da şiddetlendi. Halkın karşısında seçim kazanmış bir belediye başkanı vardı. Seçmen mağdur olarak gördüğü Ekrem İmamoğlu'na yöneldi. Vatandaş, mağdur olarak gördüğü adaya destek verdi."
Sosyolog Müfit Yüksel ise SP’de bardağı taşıran son damlanın partinin genel merkez binasına el konulması sürecinde geldiğini düşünüyor.
“SP’ye Fatih Erbakan üzerinden bir operasyon çekildi” diyen Yüksel CHP’lilerin ise genel merkez alınması için SP’ye bireysel bağışlar yaptığını bunun da bir “kırılma” olarak kabul edilebileceğini ifade ediyor.
SP’den Binali Yıldırım’a da oy kaydığını ancak çoğunluk oyların İmamoğlu’na gittiğini düşündüğünü belirten Yüksel şunları söyledi:
"31 Mart’taki ‘kılpayı başarı’ 23 Haziran’da zafere dönüştürüldü. Bu süreçte SP’ye yapılan operasyon ahlaki değildi. AK Parti buna tevessül etmemeliydi. Son günlerdeki yakınlaşma mesajları ise bir plan ve programın ürünü olmadığı için ters tepmiş bile olabilir. Tıpkı Abdullah Öcalan’ın mektubunun açıklanması gibi..."
Yüksel, AK Parti içinde ciddi bir muhasebenin yapıldığı görüşünde. Aradaki oy farkının temel nedeninin İmamoğlu’nun mağdur durumuna düşürülmesinde saklı olduğunu vurgulayan Yüksel, "AK Parti’nin TÜGVA gibi dernekler üzerinden yatırım yaptığı gençliği bile kaybettiğini" öne sürüyor.
(independentturkish.com)