Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, Haziran ayında 32 bin 449 yeni sağlık
personeli alınacağını belirterek, ''Bu yerleştirmelerde hükümet ve
Sağlık Bakanlığı olarak bizim bir tasarrufumuz, yönlendirmemiz kesinlikle söz konusu değildir. Dolayısıyla kadrolaşma iddiaları tamamen saçma iddialardır'' dedi.
Akdağ, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, sağlıkta dönüşüm programının insan kaynaklarının
ülke genelinde eşit dağılımını öngördüğünü söyledi.
Kendilerinden önceki hükümet döneminde atanan
sağlık personeli sayısının 39 bin 185, kendi dönemlerinde ise 66 bin 168 olduğunu anlatan Akdağ, Haziranda atanacak 32 bin 449 personel ile birlikte bu sayının 98 bin 617'ye ulaşacağını bildirdi.
Yeni atanacak doktorlarla birlikte hükümetleri döneminde atanan sağlık personeli sayısının 100 binin üzerine çıkacağını ifade eden Akdağ, ''Bu atamaları yaparken özellikle personel eksiği olan yerlere öncelik verdik'' dedi.
Bunların sonucunda uzman hekim başına düşen nüfus sayısı en düşük ve en yüksek iller arasındaki 1'e 14 olan farkın 1'e 4'ün altına indiğini belirten Akdağ, bu farkın da bürokratların yoğun olarak yaşadığı Ankara'dan kaynaklandığını belirtti. Akdağ,
Türkiye'de uzman hekim dağılımı büyük bir dengeye kavuştuğunu kaydetti.
Bakanlığınca hazırlanan grafik üzerinde
Ağrı ilinden örnek veren Akdağ, göreve geldiklerinde bu ilde 24 bin kişiye bir uzman hekim düşerken, bugün 4 bin kişiye bir uzman hekim; daha önce 7 bin 500 kişiye bir pratisyen hekim düşerken, bugün 2 bin 500 kişiye bir pratisyen hekim düştüğünü söyledi.
Daha önceki atama politikalarını ''kevgir''e benzeten Akdağ, ''O kadar yan yol, kaçış yolu vardı ki üstte bir şey kalmıyordu'' diye konuştu.
Hekimin yanı sıra hemşire, diyetisyen gibi yetişmiş insan gücüne ihtiyaç bulunduğunu anlatan Akdağ, bunların yetişmesi için gerekli tedbirleri YÖK'ün alması gerektiğine işaret etti.
''ARTIK BAŞLARINI KUMDAN ÇIKARMALILAR''
Son yıllarda tıp fakültelerindeki
öğretim üyesi sayıları artarken öğrenci sayısının azaldığını, ülkedeki hekim sayısının yetersiz olduğunu vurgulayan Akdağ, şöyle konuştu: ''Maalesef her 100 bin kişi başına düşen hekim sayısı 140'ın altında olan iki ülke var.
Türkiye Cumhuriyeti ve
Arnavutluk. Bu gerçekler karşısında lafı sağa sola eğip bükerek, rakamlarla oynayarak Türkiye'de hekim sayısının yeterli olduğunu söyleyenler artık başlarını kumdan çıkarmalıdır. Hiç kimse başını kuma gömerek gerçekleri gizleyemez.''
Akdağ, sağlık hizmetlerindeki gelişme ve hizmete erişimin gelişmesi için hekim, hemşire ve diğer sağlık personeli sayısının artırılması gerektiğini bildirdi.
''KADROLAŞMA İDDİALARI SAÇMA''
Daha sonra soruları yanıtlayan Akdağ, ''Yeni yapılacak atamalarla sağlıkta kadrolaşma iddialarının dile getirildiği'' hatırlatılarak, ''Seçim öncesinde 32 bin kişi alınması etik mi?'' sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Komik bir iddia. Çünkü biz bu personeli kendimiz seçmiyoruz. Diş hekimleri ve eczacılar noter huzurunda yapılan kurayla istihdam ediliyor. Diğer sağlık personeli açısından da
Kamu Personeli
Seçme Sınavı'na giren personelimiz, açılan istihdam noktalarına
ÖSYM'nin yerleştirmesiyle giriyorlar. Bu yerleştirmelerde hükümet ve Sağlık Bakanlığı olarak bizim bir tasarrufumuz, yönlendirmemiz kesinlikle söz konusu değildir. Dolayısıyla kadrolaşma iddiaları tamamen saçma iddialardır.''
Bu kadroların 2006 yılının bütçesi ele alınırken konuşulduğunu anlatan Akdağ, geçen yılın
Ekim-
Kasım aylarında başlayan bu çalışmaların ancak sonuçlandığını belirtti.
Akdağ, bir başka soru üzerine, alınacak 32 bin 449 sağlık personelinin, bin 350'sinin diş tabibi, 199'unun eczacı, 9 bin 234'ünün hemşire, 3 bin 874'ünün ebe ve 17 bin 792'sinin ise çeşitli alanlarda sağlık memuru olacağını, bunların içinde erkek hemşirelerin de bulunduğunu bildirdi.
Kamu personeli sınavına göre alınacakların müracaatlarının 4-10 Haziran tarihleri arasında ÖSYM tarafından internet ortamında, kurayla alınacak diş tabibi ve eczacıların ise Bakanlığının personel bilgi sistemi üzerinden yine internet ortamında 4-13 Haziran tarihleri arasında kabul edileceğini belirten Akdağ, Sağlık Bakanlığında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu veya diğer mevzuata göre çalışanların da bu ilan edilen kadrolara müracaat edebileceklerini söyledi.
''YÖK Başkanı ile görüşüp görüşemediği'' sorusu üzerine Akdağ, görüşemediğini, bunun nedeninin YÖK Başkanı'na sorulması gerektiğini kaydetti.
SSK VE BAĞ-KUR'LULARIN DURUMU
Bağ-Kur ve SSK'lıların üniversite ve özel hastanelerden yararlanmasıyla ilgili bir soruya karşılık da Akdağ, Bağ-Kur'luların önceki uygulamaya göre üniversite hastanelerine başvurduklarında ödemelerini kendilerinin yaptığını, yeni düzenlemeye göre bunun ortadan kaldırıldığını söyledi.
Faturayla ilgili hususların artık Bağ-Kur ile üniversiteler arasında çözümleneceğini bildiren Akdağ, ancak Bağ-Kur'un üniversitelerle
sözleşme imzalaması için süreye ihtiyaç olduğunu belirtti.
Ayrıca SSK'lı, Bağ-Kur'lu,
emekli ve memurların üniversite hastanelerine doğrudan başvurularının önünü de açtıklarını kaydeden Akdağ, bu vatandaşların özel hastanelerin yanı sıra özel tıp merkezlerine de başvurabileceklerini söyledi.
Bir başka soru üzerine Akdağ, ''
Yeşil Kartlı'' hastaların özel hastanelerden yararlanması için gereken yönetmelik değişikliğiyle ilgili çalışmanın da başladığını bildirdi.
Akdağ, yeni alınacak personelin sözleşme imzalamadan
becayiş yapabileceklerini söyledi. ''
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığıyla ilgili son durumun ne olduğu?'' sorusu üzerine Sağlık bakanı
Recep Akdağ, geçen yılın
Mayıs sonuna kadar 94 vaka görüldüğünü 7 kişinin hayatını kaybettiğini, bu yılın aynı döneminde ise 77 vaka görüldüğünü 5 kişinin de hayatını kaybettiğini bildirdi.
aa