Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Halk Sağlığı Anabilim Dalı araştırma görevlisi Dr. Hakan Erengin, tıp fakültesi son
sınıf öğrencilerinin katkılarıyla Antalya'da sağlık ocaklarına başvuran 40 yaş üzeri 1000 kişi üzerinde yüksek
tansiyonun görülme sıklığına ilişkin bir araştırma yaptıklarını söyledi.
Yüksek tansiyon rahatsızlığının görülme sıklığının yaşla birlikte arttığına dikkati çeken Erengin, araşırmaya katılan 40-49 yaş arasındaki vatandaşların yüzde 29.5'inde, 50-59 yaş arasındakilerin yüzde 48.6'sında yüksek tansiyon belirlendiğini belirtti.
Erengin, araştırma sonucuna göre 40 yaş üstündeki erkeklerin yüzde 42.9'unda, kadınların ise yüzde 34.5'inde
yüksek tansiyon görüldüğünü belirlendiğini ifade ederek ''Yüksek tansiyonunun en fazla görüldüğü yaş 50 üzeridir. Erkeklerde tansiyon oranın kadınlardan yüzde 8 daha fazla olduğunu görmekteyiz. Bunun nedeni, erkeklerde obezite oranın kadınlara göre daha yüksek olması olabilir'' dedi.
''YÜZDE 30'U HASTA OLDUĞUNU BİLMİYOR''
Araştırmaya katılanların yüzde 30'unun yüksek tansiyon
hastası olduklarını bilmediklerini anlatan Erengin, yüksek tansiyon hastası olduğunu bilenlerin yüzde 51'inin ise
tedavi görmelerine rağmen tansiyonlarının hala yüksek çıktığını kaydetti.
Erengin, eğitim seviyesiyle yüksek tansiyon görülme sıklığı arasında anlamlı bir ilişki bulunduğunun dile getirerek, ''Araştırmada eğitim seviyesi arttıkça
hipertansiyon görülme olasılığı yüzde 7 oranında düştü'' dedi.
Maddi durum kötüleştikçe, hastalık çıkma oranın ve kronik hastalıklara yakalanma oranın yükseldiğine dikkati çeken Erengin, ''Kronik hastalığı olanlarda hipertansiyon oranı yüzde 35,2'yken, kronik hastalığı olmayanlarda bu oran yüzde 47.5 Bunun sebebi kronik hastalığı olan kişilerin, hipertansiyon yönünden daha iyi takip edilmeleri ve tedavilerini daha düzenli almaları olabilir'' diye konuştu.
Erengin, hipertansiyon riskinin azaltılması için şu önerilerde bulundu:
''Bu riski azaltmaya yönelik
halkın bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ebelerin saha çalışmalarında, erişkinlere tansiyon hakkında bilgi vermesi ve tansiyonlarını ölçmesi gibi bir uygulamaya geçilebilir. Ayrıca erişkinlere belirli periyotlarla tansiyonlarını ölçtürmeleri önerilip yeni vakaların
erken teşhis edilmesi sağlanabilir. Tedavi hakkında yazılı ve sözlü açık talimatlar verilmeli, mümkünse alınacak ilaç sayısını azaltarak tedavi basitleştirilmeli, hastalara ilişkin bilgi ve tedavi planları hastanın eşi veya ailesiyle de paylaşılmalıdır.''
Erengin, toplumsal bir sağlık sorunu olan hipertansiyonun uygun tanı ve tedavisinde birinci basamak hekimlerine önemli görevler düştüğünü sözlerine ekledi.