Halk arasında
verem olarak bilinen
tüberküloz hastalığı, bu hastalığı taşıyan bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya konuşması ile havaya karışan basillerin
solunum yolu ile sağlıklı bir insanın akciğerlerine ulaşması sonucu bulaşıyor. Verem hastalığı, sanıldığının aksine kaşık, çatal,
bardak gibi yemek gereçleri ve giysiler, çarşaflar gibi eşyalarla bulaşmıyor. Dünyada her yıl 9 milyon insan verem hastası oluyor.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Göğüs
Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevin Fazlıoğlu, verem hastalığının "Mycobacterium Tuberculosis" adlı mikrop ile bulaştığını, dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon insanın bu hastalığa yakalandığını, iki milyon insanın da bu hastalıktan dolayı öldüğünü açıkladı. Fazlıoğlu, 'Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası'nın 1947 yılından beri 02-08 Ocak tarihleri arasında çeşitli etkinliklerin düzenlenmesiyle,
halkın verem hastalığına karşı bilinçlendirilerek etkili mücadele edilebilmesi amacını taşıdığını söyledi. Dr. Fazlıoğlu, hastalık açısından en yüksek risk taşıyanlar grupları ise şöyle sıraladı:
"Bebekler, 5 yaş altındaki çocuklar, yaşlılar,
vücut direncini düşüren
şeker, kronik böbrek,
kanser,
AIDS gibi hastalığı olanlar, ilaç ve
alkol bağımlıları, düzenli
tedavi almamış eski tüberküloz hastaları, bağışıklık sistemini baskılayan kortizon gibi tedaviler kullanan kişiler tüberküloz hastalığı açısından yüksek risklidir. Tüberküloz basilinin giriş kapısı akciğer olduğu için en çok hastalık görülen
organ akciğerdir. Ancak basiller, solunum yoluyla alındıktan sonra kan ve lenfatikler yoluyla vücudun diğer organ ve dokularına yayılabilmekte ve hastalık oluşturabilmektedir."
Dr. Fazlioğlu, tüberküloz hastalığına bağlı ateş, gece terlemesi,
halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık gibi genel şikayetler olabileceği gibi, öksürük (özellikle iki haftadan uzun süren), balgam çıkarma, kan tükürme, göğüs ağrısı,
nefes darlığı gibi akciğer ile ilgili şikayetler de görülebildiğini belirtti. Tüberküloz hastalığının tanısı, balgamda tüberküloz basilinin gösterilmesi ile konduğunu, akciğer filmleri ve tüberkülin
deri testi (PPD) tanıda kullanılan yardımcı testler olduğunu söyledi. Fazlıoğlu, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:
"Tüberküloz hastalığının tedavisinde birden fazla ilacın düzenli ve yeterli sürede birlikte alınması gerekiyor. Düzenli tedavi hem hastanın iyileşmesini sağlıyor, hem de bulaşıcılığı hızla önleyerek
toplum sağlığını koruyor. Ülkemizde verem savaş dispanserlerinde doğrudan gözetimli tedavi uygulanıyor. Doğrudan gözetimli tedavi (DGT) hastalara her doz ilacın bir görevli tarafından içirilmesi esasına dayanıyor. DGT ücretsiz ve kişiye özel bir
tedavi yöntemi. Tüberküloz hastalığı kesinlikle iyileşebilen bir hastalıktır.
İlaçlarını önerilen şekilde aksatmadan, yeterli süre için hastaların hemen hepsi başarıyla tedavi ediliyor."
VEREM AŞISI YÜZDE 50 KORUYOR
Dr. Nevin Fazlıoğlu, verem aşısının (BCG), çocuklarda genel olarak tüberkülozdan yüzde 50 oranında koruduğunu söyledi, Fazlıoğlu, "BCG aşısı yapılmış bir çocukta akciğer tüberkülozu görülebilir, ancak çocuklarda erişkinlere göre daha sık görülen ve ağır seyreden
menenjit tüberküloz, milier tüberküloz gibi ağır formlardan koruyuculuğu daha yüksektir. Çocuklarda tüberkülozdan ölümleri önemli oranda azaltıyor. O nedenle halen tüberkülozun belli bir oranın üzerinde görüldüğü ülkemizde çocuklara, özellikle bebeklik döneminde BCG aşısı uygulaması öneriliyor." dedi.