Aileleri büyük sıkıntıya sokan ve 5-
18 yaş arası çocuklarda görülen gece alt ıslatma probleminin yüzde 98 oranında çözüldüğünü bildirdi.
Alt ıslatmanın
psikolojik ve biyolojik sebepleri olduğuna dikkat çeken Dr. İntepe, "Bir çocukta birkaç sebep birden bulunabilir. Bu durumda
kombine tedavi uygulanır. İsabetli teşhis ve sebebe yönelik tedaviyle başarı oranı yüzde 98'dir." dedi. Gece yatağını ıslatan 5-18 yaş arası çocukları olan
aileler için
yatak, yorgan, çarşaf ve çamaşırların ıslanıp kirlenmesi, evin kötü kokması, çocuğun temizlenmesi ve okula yetiştirilmesinin hep bir problem ve üzüntü sebebi olduğunu ifade eden İntepe, "Gece alt ıslatmasını. bazı aileler problem olarak kabul etmez. Çocuğun tembelliğinden, yetersizliğinden olduğunu düşünerek suçlar ya da cezalandırır. Halbuki bu duruma en çok üzülen çocuktur." şeklinde konuştu.
Nazım İntepe, bu rahatsızlığı sebeplerini ise şöyle açıkladı: "Gece alt ıslatmaların yüzde 70 oranında birinci derece akrabalarda da görülmesi, tek yumurta ikizlerinde oranın yüksek olması gibi verilere dayanılarak, kalıtımın etkisi kabul edilmektedir. Şeker ya da yalancı
şeker hastalığında, çok su içmeye bağlı alt ıslatmaları olur. Ayrıca
idrar yolları enfeksiyonları, kum geçirme, bağırsak parazitleri, kansızlık,
kalsiyum, magnezyum ve çinko eksikliği, A, B, D ve E vitaminleri eksiklikleri,
geniz eti ve iri bademcikler de sebeplerindendir.
Kansızlık, geniz eti gibi durumlar, uykuda kandaki oksijenin azalması ve karbondioksitin fazlalaşmasına sebep olur. Bu durumda uyku çok ağırlaşır ve merkezî sinir sisteminin bütün sistemler üstündeki kontrolu çok zayıflar.
Sinir ve kas sistemi
hakimiyetinin azalmasıyla da alt ıslatma meydana gelir. Sonradan başlayan gece alt ıslatması, çocuğun çok ilgi gördüğü ve kendisinin merkez olduğu bir dönem olan bebekliğe bilinç dışı geri dönmesi ve orada kalmak istemesidir. Bu yolla çocuk, anne ve
baba ilgisinin uzamasını isteyebilir.
Anneyle baba arasında geçimsizlik ve aile içi huzursuzluk olması, yeni kardeş gibi durumlarda gece alt ıslatmaları bir intikam
ve tepki gösterme yolu da olabilir. Çeşitli kaygılar, çocukta depresyon yapabilir. Bu da uykunun ağırlaşmasına sebep olur. Gece alt ıslatması tik,
kekemelik, tırnak yeme, aşırı kıskanma, derslerde başarısızlık gibi problemlerden biri ya da birkaçıyla beraberse psikolojik kaynaklıdır. Genel olarak hem gece hem gündüz idrar kaçırmaya, idrar yolları iltihabı ya da kum dökmede sık rastlanır. Bunlar yoksa, ciddi psikiyatrik bozukluktan kaynaklandığı düşünülür. Önce sebebin araştırılması gerekir. Bunun için idrar ve kan tahlili gibi kolay,
ucuz ve basit araştırmalarla başlanır. Ultrasonla böbrek ve mesaneye bakılır, solunumu engelleyen geniz eti, bademcik, kronik
bronşit gibi rahatsızlıklar araştırılıp hiçbir mikrobik, organik sebep bulunmazsa aile ve çocukta psikolojik
problem aranır. Sebep bulunduğu zaman tedavi kolaylaşır."
Dr. İntepe, tedavi hakkında da şunları söyledi: "Ssebebe yönelik ilaçlar verilir. Mesela idrar yollarında iltihap tespit edilmişse antibiyotik kullanılır. Psikolojik sebeplere bağlanırsa, çocukluk çağında güvenli olan bir antidepresan kullanılır. İlacın, uykunun ağırlığını azaltmada çok yararı vardır.
Uykusu hafifleyen çocuk, gece idrarını tutabilir ya da uyanarak ihtiyacını görür. Ultrasonla mesane kapasitesi düşük bulunan çocuklara, mesane genişletici ilaç verilir. İdrar yollarında organik bozukluk bulunursa ameliyatla düzeltilmelidir. Geniz eti ve iri bademcik sebebiyle nefes almada zorluk varsa, bunlar da ameliyatla alınmalıdır. Kansızlık bulunursa, kan yapıcı vitamin,
demir, çinko ilaçları ve diyet verilir. Kalsiyum eksikliği düşünülürse, kalsiyumlu diyet ve ilaçlar
tavsiye edilir.
İlaç kullanılmasa da
ergenlik çağından sonra gece alt ıslatmanın geçme ihtimali vardır. Kendiliğinden geçebilirse de tedavisi olduğu için beklenmesi tavsiye edilmez. Gece altını ıslatanların sadece yüzde 1-2'si, 20'li yaşlardan sonra da devam eder. Bu kişilerde organik bozuklukların olma ihtimali çok yüksektir. Tedavisindeki ilaçlar, 30-35 yıldır kullanılan ve güvenilirliği ispat edilmiş ilaçlardır. Kullanıldığı sırada ya da ilerleyen yıllarda zararlı yan etkileri yoktur."