Ne olduğunu bilmediğimiz bu yöntemleri
uygulamakta ise üzerimize
yok. Bu işe yıllarını vermiş uzmanların bile “tıp biliminin alternatifi yoktur” diyerek karşı çıktığı bu yöntemler ancak doğru yerde ve doğru zamanda kullanılırsa faydalı olabiliyor. Geleneksel tıp koruyucu hekimlikte daha başarılı görünse de ilerleyen safhalarda
modern tıptan vazgeçilemeyeceğini unutmamak gerekiyor. Bu konuda yurtiçinde ve yurtdışında uzun yıllar çalışma yapan uzmanlarımızdan biri Doktor Ayşegül
Öztürk. 10 yıla yakın bir süre
Amerika’da ‘chiropractic’ eğitimi alan Öztürk’ün, özellikle eklem ve omurga sağlığı konusunda başarılı uygulamaları bulunuyor. Geleneksel Doğu tıbbının insanın iç dünyası, modern Batı tıbbının ise dışarıyla ilgilendiğini anlatan Öztürk, “Bizim Doğulu bir vücudumuz ve Batılı bir aklımız var.” diyerek iki tıbbın uygun kombinasyonda başarılı olabileceğini savunuyor. Dolayısıyla hastalıkların
tedavisinde
müzik de,
koku da,
renk de,
manyetik alan da,
masaj da, akupunktur da önemli teknikleri oluşturuyor. Ancak burada önemli olan; doğru tekniği doğru kişiye uygulamak. Öztürk’e göre bir insan hangi yöntemin kendine daha iyi geldiğini seçebilir. Bazıları hareketlidir, dans ederek rahatlar, bazıları sanata düşkündür resim yapar,
şarkı söyler... Tıpkı bunun gibi; ama alakasız bir yöntemi alakasız bir insana önerirseniz çok iyi bir
işbirliği yapamazsınız. Öztürk’ün bu konudaki tecrübelerinden faydalanarak biz de sizler için “koruyucu” kabul edilen ve binlerce yıldır kullanılan, üstelik hiçbir yan etkisi bulunmayan ve büyük ilgi gören teknikleri araştırdık. Bu yöntemlerden birçoğu lüks otellerde kullanılan SPA merkezlerindeki yöntemler kullanılıyor ve öyle görünüyor ki insanlar talep ettikçe bu merkezlerin sayısı artacak.
Akupunktur: Çeşitli hastalıkların tedavisi için farklı kalınlık ve uzunluktaki iğnelerin cilde
batırılması yöntemi. Akupunktur “
yaşam enerjisi”nin dolaştığı meridyenler üzerinde uygulanır.
Hastalıklar da bu enerjinin tıkanması ya da iç dengenin bozulmasıyla ortaya çıkar. Tıkanan enerji kanallarının açılması için ise her hastaya özgü bir akupunktur reçetesi oluşturulur ve bu noktalar iğnelenir. Dünya
Sağlık Örgütü, 1979 yılında akupunkturun bilimsel bir
tedavi yöntemi olduğunu ilan etti ve romatizmal hastalıklar, nörolojik hastalıklar, solunum sistemi hastalıkları, endokrinolojik hastalıklar, gastrointestinal hastalıklar, psikiyatrik hastalıklar, cilt hastalıkları ve KBB hastalıklarının birçoğunda uygulanabileceğini açıkladı.
Mezoterapi: Mezoterapi,
doğal ürünlerden oluşan enjekte edilebilir ilaçların derinin orta tabakasına çok düşük dozlarda verilmesi esasına dayanıyor. İlk uygulamalar
spor yaralanmaları ile başladı ve cilt hastalıklarından romatizmal problemlere, varislerden saç dökülmesine ve en popüler şekliyle selülit tedavisine kadar uzandı.. Mezoterapinin en büyük avantajı, bölgesel bir uygulama olması ve özel enjektörler ile ağrısız olarak yapılması.
Fitoterapi: Bitkiler ya da bitkisel ürünlerle tedavi anlamına gelen fitoterapi, antik çağlardan beri insanlığın hizmetinde. Hipokrat, Galen, Nikandros ve İbn-i Sina başta olmak üzere birçok bilgin, bitkileri hastalık tedavisinde kullandı. Fitoterapi;
karaciğer hastalıkları, sindirim sistemi sorunları,
kalp-
damar hastalıkları, hormonal problemler,
astım, kronik
bronşit ve alerjik hastalıklar, romatizmal sorunlar, migren, depresyon ve anksiyete bozukluğu ile psikosomatik hastalıklarda sıklıkla kullanılmakta.
Chiropractic: “Elle tedavi” anlamına gelen chiropractic,
iskelet sistemi üzerine odaklanan bir tedavi yöntemi. Özellikle kas,
kemik, eklem ve bağ dokusu ile ilgili iskelet sistemi sorunlarını tedavi etmek için kullanılıyor. İltihaplı eklem romatizmaları, kemik kistleri ve kemik erimesi hastaları için uygun bir yöntemi, olarak görülmüyor.
Opoterapi: Hayvanlardan elde edilen ürünlerle yapılan bir tedavi yöntemi. Misk geyiğinin salgı bezinden elde edilen misk, aromaterapinin önemli argümanlarından biridir. Ayrıca gergedan boynuzu, antilop boynuzu,
akrep külü ve kirpi eti, akla ilk gelenlerden. Günümüzde somon balığından elde edilen salkatonin,
osteoporoz tedavisinde önemli bir yer tutuyor. Bütün bunların ötesinde arı sütü ve bal, opoterapinin popülaritesi diğerlerini gölgede bırakmış durumda.
Vakum terapi: Omurganın yanlış kullanımı ve kronik stres gibi aşırı kasılan ve gevşeyemeyen kaslar sürekli laktik asit üretirler.
Yorgunluk ve ağrı yaparlar. Böyle durumlarda uygulanan vakum terapi kan dolaşımını artırır ve kasları gevşetir. Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, baş ağrıları, bel-
boyun fıtıkları, uykusuzluk ve selülit diğer uygulama alanları.
Aromaterapi: Aromaterapi, iki güçlü duygu üzerine kurulu: Koku ve dokunma. Uçucu bileşenlerin burundaki koku sinirlerini uyarmasıyla beyne giden uyarılar, duygu merkezini harekete geçirir ve spesifik etkiler ortaya çıkmakta. Örneğin; lavanta ve bergamot uçucu yağları beyinde mutluluk hormonu salgısını 8-12 kat artırıyor ve kişide ruhsal bir gevşeme sağlıyor. Onun için anksiyete ve panik bozukluklarda oldukça etkili bir yöntem. Aromaterapik ürünler inceltilip masaj yağı haline getirilirse cilt üzerinde uygulanarak da kullanılabilir.
Kristal terapi: Kristaller yüksek titreşime sahip minareller. Elle tutulduğunda ya da cilde konulduğunda kristalin titreşimi ile vücudumuzun vibrasyonları arasında bir etkileşim oluşuyor. Özellikle depresyon ve uykusuzlukta ametist kristaliyle yapılan tedavi çok olumlu sonuçlar vermekte.
Sıcak taş terapisi: Doğadaki en güzel taşlardan biri olan silisyum yuvarlatılarak ve ısıtılarak obsidyen haline getirilir. Bu taşlarla yapılan masajlarda hem kristalin yaydığı enerjiden hem de derinlere nüfuz edebilen ısı etkisinden yararlanılır. Böylece kılcal kan dolaşımı artar, cildin altındaki toksinlerin atılması kolaylaşır.
Tıbbî masaj: Shiatsu yöntemi ile bilinen masaj tekniklerinin dışında çoğunlukla el ve ayak bileği dikkate alınıyor. Shiatsu uygulaması deriye esneklik kazandırıyor, dolaşım sisteminin gelişmesini sağlıyor, kas sistemini geliştiriyor, kemiklerin iyileştirilmesine
yardım ediyor, sindirim sistemini destekliyor, hormonal dengenin korunmasına yardımcı oluyor ve sinir sisteminin fonksiyonlarını düzenliyor.
Enerji terapileri: Uygulayıcı, ellerini kullanarak beşinci boyut enerjisini alıcının enerji bedenine aktarır ve alıcıya dokunması gerekmez. Seans süresince tüm subtil ve fiziksel bedenlerin
şarj olmasına ve negatif duygu ve düşüncelerin temizlenmesine ve yenilenmesine yardımcı olur. Enerji çalışmasından hastalar son derece başarılı neticeler almakta. Ancak hırs ve aşırı beklenti enerji blokajı oluşturabilir.
Manyetik alan tedavileri: Vücudumuzda her hücre birer
küçük pil gibi çalışır ve her birinin elektriksel ve
elektromanyetik bir varlığı vardır. Hastalıklar sırasında bu manyetik alan değerinde ciddi değişmeler olmaktadır. Özellikle strese bağlı sorunlar artar. Baş ağrısı,
kronik yorgunluk, eklem kireçlenmeleri, alerjiler, kas ağrıları, kemik erimesi, kramplar,
hipertansiyon, varis, uykusuzluk ve anksiyete bozukluğu manyetik tedavi ile ortadan kalkabilir sorunlardır.
ZAMAN