Kuday, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada,
Türkiye'de son zamanlarda bel ve
boyun ağrısı şikayetleriyle hastanelere başvuranların sayısının hızla arttığını belirterek, bu artışın ülkede daha önce yetersiz olan fizik
tedavi rehabilitasyon hizmetlerinin gelişmesini sağladığını vurguladı.
Prof. Dr.
Cengiz Kuday, bel ve boyun fıtığında
ameliyatın en son çare olduğunu ifade ederek, ''Çok yaygın görülen bel ve boyun fıtığı, ağrı, kollarda ve bacakta uyuşma, güç kaybı gibi şikayetlere neden oluyor. Bel ve boyun fıtığında diğer tedavi metotları denenmeden hemen ameliyat olmaz. Hastanın bilmesi lazım ki her bel ve boyun fıtığı, ameliyata
aday değildir.
İlaç tedavisi, istirahat, fizik tedavi, spora rağmen şikayetler geçmiyorsa o zaman ameliyat edilmeli. En az üç ay beklenmeli'' ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Kuday, hastaların gereksiz yere, ''Felç olursun, iktidarsız olursun,
idrarını tutamazsın, gaytayı
kontrol edemezsin, eğer boyundaysa boyundan aşağısı
felç olur'' şeklinde korkutulduğunu işaret ederek, hastaların bu gibi uyarıları dikkate almaması gerektiğini belirtti.
Bel ve boyun fıtığının ameliyat sonrası tekrarlayabildiğini vurgulayan Kuday, ameliyat sonrası yüzde yüz iyileşme olmayabileceğini, rahatsızlıkların nüksedebileceğini,
genç hastalarda ise hastalığın tekrarlama oranının yüzde 10-15 oranında daha fazla olduğunu kaydetti.
Prof.Dr. Cengiz Kuday, ancak tüm tedavi yöntemlerine rağmen, ilerleyen nörolojik bir bulgu olduğunda, ameliyatın gerektiğini dile getirerek, ''Eğer her türlü tedaviye rağmen, ilerleyen nörolojik bir bulgu olduğu takdirde, bel fıtığında 'lasek testi' denen ve hastanın bacağını 10 derece kaldırdığımızda ağrı hissediyorsa, verdiğimiz ağır ağrı kesicilere rağmen ağrı devam ediyorsa, başparmağında zayıflık varsa ameliyat gerekir. İdrar ve gayta kaçırıyorsa
vakit kaybetmeden ameliyat yapmak lazımdır'' ifadesini kullandı.Bel ve boyun fıtığı ameliyatında pek çok tekniğin uygulandığını vurgulayan Prof. Dr. Cengiz Kuday, şöyle devam etti:
''Çok sayıda teknolojik yöntem var. Microdiskektomi ise en çok
tercih edileni. Bunun dışında bu ameliyatlarda endoskopi ve
lazer teknikleri kullanılıyor. Bunların pek çoğu microdiskektominin üstüne geçmez. Ayrıca her vakada endoskopik yapılamaz. Ama hiç yapılmayacak diye bir şey de yok.
Endoskopik ameliyatların dezavantajları daha uzun sürmesi ve fıtığın tekrarlama oranının daha çok olması. Bu ameliyatlarda likör yırtığı oluyor, sızıntı olabiliyor, ameliyat alanını rahat göremiyorsunuz, komplikasyon oranı biraz daha fazla oluyor. Bu ameliyatlarda lazer kullanım yöntemi ise çoktandır bırakıldı. Fıtığa lazer veriliyor, fıtık küçülüyor, ama lazerin kontrol edilemeyen bir gücü var. Işını vereceğiniz odak noktayı geçip, diğer organları etkileyebiliyor.''
Kuday, bel ve boyun fıtığı ameliyatlarında ülkemizde gereksiz enstrüman kullanıldığını belirterek, bu oranın dünyada Türkiye ve Brezilya'da çok daha fazla olduğunu,
ithal malzemelerin çok pahalı ve lüzumsuz kullanıldığına dikkat çekti.