Annenin bebeğini emzirmesi, ona sıcak bir şekilde sarılması, konuşması, sevgi ve
şefkat göstermesi çocuğun
gelişiminde önemli yer tutar. Anne, çocuğunun kritik yaşlarında depresyon geçiriyorsa bu durum evladıyla ilişkisine olumsuz yansır. Bu nedenle
tedavi ihmal edilmemelidir.
Çocukların sağlıklı gelişimi için hayatın
erken dönemlerinden itibaren anneyle
iletişimin sağlıklı bir şekilde sürmesi gerekiyor. Bu iletişimin kalitesi annenin depresyon geçirmesi ile bozuluyor.
Depresyon biyolojik bir durumdur ve stres etkenlerinden büyük ölçüde etkilenmektedir. Hem yaşanan olaylar hem de geçirilen önemli hastalıklar depresyonun ortaya çıkmasını tetikler. Sosyo
ekonomik, kültürel ve biyolojik nedenlere bağlı olarak kadınlarda depresyon daha sıklıkla görülmektedir. Bilhassa sosyo ekonomik durum bozuldukça bu sıklık artmaktadır. Doğum sonrası depresyon da hem biyolojik faktörlere hem de annenin yeni duruma adaptasyon süreçlerine bağlı olarak bazı annelerde görülen bir hastalıktır. Doğumdan sonra annelerde birkaç gün süren duygu dalgalanmaları normalken bu durumun uzun sürmesi durumunda
doğum sonrası depresyondan endişe etmek gerekir.
Depresyon tedavi edilebilen bir hastalıktır. Depresyon geçiren birçok annede ilaç, psikoterapiler ve
aile terapileri gibi uygun yöntemlerle iyileşme gerçekleşmektedir.
Fakat bu dönem çocuğun gelişimi açısından kritik dönemlere rast geldiğinden bazı çocukların gelişiminde telafisi zor problemlere yol açmakta, bilhasa dil gelişimi, duygusal ve sosyal gelişim olumsuz şekilde etkilenmektedir.
Depresyonun annenin çocukla etkileşimini ne şekilde etkileyeceği hastalığın şekline, şiddetine göre değişmektedir. Bu konuda çocuğun ihmale uğramaması için yakınların dikkatli olmaları gerekir.
Çocuğun
beyin gelişiminde kritik dönemler vardır. Bu dönemler doğum öncesi ve doğum sonrası dönem olarak ikiye ayrılır ki her ikisi de çok önemli dönemlerdir. Doğum sonrasındaki erken dönemde çocuğa uygun uyaranların verilmesi çocuğun zekâsını ve öğrenme kapasitesini artırmaktadır. Bu süreçte çocuğun bağlandığı bir kişi (genellikle anne) ve yakınındaki kişilerle ilişkilerinin şekli, sevgi, ihtiyaçlarının zamanında anlaşılıp, uygun yollarla giderilmesi, sıcak dokunuşlar, ses tonu vb. çok önemlidir.
İLK BEŞ YIL NEDEN ÖNEMLİ?
Çocukta
beyin gelişimi hayatın ilk beş yılında tamamlanır. Yeni doğanın beyni yetişkin beyninin yüzde 25'i büyüklüğündeyken 3 yaşında yüzde 80'ine, 5 yaşında ise yüzde 90'ına ulaşır. Çocuğun sağlıklı gelişimi için sağlıklı beslenme ve beyindeki sinir hücreleri arasındaki bağlantıların zengin bir şekilde oluşması gerekir.
Erken dönemdeki beyin gelişiminin bireyin sağlığında, yeteneklerinde ve kişiliğinde
yaşam boyu sürecek etkileri vardır. Bu gelişimde bireyin başta anne olmak üzere birinci dereceden yakınlarla etkileşimi son derecede önemlidir. Annenin bebeğini emzirmesi, sıcak bir şekilde sarılması, onunla konuşması,
babanın çocuğuyla oynaması, uyutması, kitap okuması gibi sayısız şekildeki deneyimler bu bağlantıların oluşmasında önemli bir yer tutar. Uyaranlar
koku, tat, ses, dokunma vb. gibi ne kadar zenginse gelişim de o kadar çok yönlü olarak sürer. Bu uyaranlar sayesinde bilhassa hayatın ilk 36 ayında çocuk kendi düşünme, konuşma, öğrenme yeteneklerinin, yetişkinlikteki değerlerinin ve sosyal davranışlarının temellerini atar.
Bireyin çocukluğun erken dönemlerinde gelişen zihinsel becerileri, kritik düşünme yetenekleri, kendine güveni, öğrenme ve problem çözme becerileri geliştirmesini ve başkalarıyla uyumlu olma kapasitesini etkiler. Gelişim süreçleri böyle olunca annenin depresyon geçirmesine bağlı sorunların olabildiğince önlenmesi ve telafisi için çaba sarf edilmesi büyük önem arz etmektedir.
Anne-çocuk arasında sorunlar yaşanır
Çocukla sağlıklı iletişim kuramama, yeterli konuşamama, uzun süre suskunluk, dalgınlık, bazen aşırı düşkünlük ve aşırı koruyuculuk olabilir.
Beslenme gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında sıkıntılar yaşanabilir.
Bebeğin bakımı yetersiz olabilir.
Çocuğa karşı tahammülsüzlük, ses tonu ve davranışlarda sertlik görülebilir.
Bu problemlerin çocuğun gelişimini olumsuz şekilde etkilememesi için başta baba olmak üzere birinci dereceden yakınlara büyük görevler düşer. Tedavinin uygun şekilde takibi, annenin yapabildikleri için takdir edilmesi, sevgi gösterilmesi baş etme becerileri geliştirmesinde
destek olunması gerekir. Yakınların desteği annedeki depresyonun iyileşme hızını artırır.