Anti-bakteriyel jeller alışkanlık yaptı

Domuz gribinin tüm dünyayı etkisi altına almasıyla önem kazanan el ve vücut temizliği insanlarda kalıcı bir etki oluşturdu.

Anti-bakteriyel jeller alışkanlık yaptı

Soğuk havaların gelmesiyle dünya genelinde artacağı düşünülen domuz gribine karşı alınan önlemler birçoğumuzun hayatına çıkmayacak şekilde girdi. Şirketlerde, okullarda, vb. yerlerde el temizliği üzerine düzenlenen konferanslar bu bilincin yönlenmesinde oldukça etkili. Yediden yetmişe birçok insanın bu konuda birbirini uyarmaya kadar gidecek bir bilince sahip olması ise toplumsal duyarlılığın artmasına katkı sağladı. Sebebi açık... Kimse sağlığından olmak istemiyor. Çünkü aylarca dillerden düşmeyen salgın, birçok insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. 'İnsanı ölüme götürecek kadar ciddi gözüken bu virüsten nasıl korunuruz?' sorusunun ise bir tek cevabı vardı, o da el yıkamak. Uzmanların, virüse karşı sıraladıkları önlemlerin en başında 'el temizliğinin' yer alması virüse yakalanmak istemeyenler tarafından kolay bir tedbir olarak algılandı. Nitekim çok da zor sayılmazdı. Suyun ve sabunun bulunduğu her yerde ellerimizi sık sık yıkayabiliriz. Lakin insanların otobüste, metroda vb. toplu ortamlarda su yok. Problem de zaten burada ortaya çıkıyor. Çünkü virüs, en çok insanların toplu bulunduğu alanlarda yayılıyor. İşte bu yüzden insanların zihninde yerli yerine oturmayan taşlar, 'Peki suyun olmadığı yerde ne yapacağız?' sorusunu doğurdu. Buna da cevap hazırdı: 'Çantanızda virüsleri yok edici anti-bakteriyel ürünler taşıyın.' İsmini çoğumuzun duymadığı bu ürünler gerek uzmanlar tarafından gerekse ilaç ve kozmetik sanayii tarafından bir bir sıralandı. Mikropları öldürüyor diye yıllarca kullandığımız limon kolonyasının yerini eczanelerde bile bulunmayan anti-bakteriyel el temizleme jeli, antiseptik mendil, hatta ev ve işyerleriniz için ortam, yer ve yüzey dezenfektanları gibi ürünler aldı. Neden? Çünkü uzmanlar el temizliğine önem verdiğimizde virüslerin karşısında güçlü durabileceğimizi ifade ediyordu. Nitekim Kurban Bayramı'nda gelen misafirlere kolonya yerine, mikroplarla savaşmak için anti-bakteriyel jel dökenlerin olması bu ürünlerin benimsendiğini ortaya koymak için yetiyor. Bakteriyel ürünlerin dışında, bir de maske var. Yıllarca grip ve benzeri hastalıklarda takmaya utandığımız tıbbi maskeler domuz gribiyle birlikte hayatımızın bir parçası haline geldi. Bu yüzden sağlığını korumak ya da başkalarının sağlığına zarar vermemek için maske takanlar artık vebalı gibi algılanmıyor. Bir anda virüslerle savaşmak için alıştığımız bu malzemeler bir yandan ilaç ve kozmetik sanayiini harekete geçirmişti. Maske satışı yapan firmalar açıldı, ismini bildiğimiz ya da bilmediğimiz birçok şirket anti-bakteriyel jel piyasasına el attı. Sonuç? Anti-bakteriyel jelin bir çocuğun gözüne zarar vermesi, durumları tersine çevirdi. Tabii bir de ürünlerin yanlış kullanımı çeşitli sorunları beraberinde getirdi. Bütün bunlar üzerine çeşitli hatırlatmalar yapıldı. Şimdilerde ise durum normale dönmeye başladı. Göze değdirmediğiniz müddetçe zararı olmayan bu ürünler artık bilinçli olarak kullanılıyor. Herkesin masasında, çantasında jel var. İki ay önce her yerde olmayan bakteriyel ürünler şimdi bütün eczanelerde var. Dezenfektan ürünlere olan ilginin artması firmaların fiyat artışına gitmesine neden olsa da kimse bu ürünleri kullanmaktan vazgeçmedi. El temizliğinin bütün hastalıkların başlangıcı olması, hijyene karşı hassasiyetleri olanları tetikte tutuyor. Anti-bakteriyel jel bütün virüsleri etkisiz hale getiriyor Domuz gribi ile hayatımıza giren 'El temizleme jeli' sadece H1N1 virüsünü değil bütün virüsleri hatta bakterileri etkisiz hale getiriyor. İçindeki alkolden dolayı kolonya ile benzer görevleri üstlense de jeller 'Bakteri-viral-virus' bütün mikropları yok ediyor. Uzmanlara göre jeller virüsleri yok etmede yüzde 99,9 etkili. Dikkat! Her maske virüse karşı etkili değil Domuz gribiyle kullanılan maskelerin hepsi sağlığınızı korumak için yeterli değil. Çünkü, H1N1 gibi virüslerden korunmak için özel maskelere ihtiyaç var. Her yerde satılmayan bu maskeler kullanılmazsa diğerleri sizi virüslerden korumayabilir. Dünya Sağlık Örgütü'nün enfeksiyonu önlemek için tavsiye ettiği maskeler NIOSH koruma sınıfı N95 veya muadili olan FFP2 koruma sınıfındaki yani yüzde 94 filtreleme performansına sahip maskelerdir. *** Sağlıklı bir yaşam elinizde Gün içinde elimize geçen kağıt ya da madeni paralar, kapı kolları, bilgisayarımız, klavyemiz, okullardaki sıralar ve tahtalar elimizin sürekli temas ettiği alanlardır. Burada bulunan mikroplarla (domuz gribi virüsü vs.) temasımız ilk elimize bulaşır. Dolayısı ile hem kendimizi hem de sevdiklerimizi korumak için el temizliğimize özen göstermek gerekir. Çevremizde domuz gribine kimin yakalanıp kimlerin yakalanmadığını, kimin sağlıklı kimin hasta olduğunu her zaman bilemeyebiliriz. O nedenle hem sevdiklerimizle hem de yeni tanıştığımız kişilerle tokalaşırken bir kez daha düşünmeliyiz. Hasta kişi ile tokalaştıktan sonra elin ağız veya buruna götürülmesi ile ortaya çıkan hastalık bulaşma riskine karşı en doğru hareket tokalaşmamak, öpüşmemektir. Özellikle toplu taşıma araçları risk oluşturur. Çünkü hastalığın yayılma noktasıdır. İşyerleri, okullar, kreşler ve yatakhaneler ve eşya yüzeyleri de tehlikeli. Bir de plastik yüzeylerden uzak durmak lazım. Eskimiş, düzgün yüzeyli olmayan plastik eşyalarda mikroorganizmalar uzun süre canlı kalır. Bu gibi nedenlerden dolayı çevre ve eşyaların temizliği kadar el temizliği ve hijyeni de çok önemli. Ellerimizin sık sık bol sabunlu su ile yıkanması bile hem bizden diğer insanlara mikrop bulaşmasını engeller, hem de dış ortamdan gelebilecek mikroplardan bizi korur. Yalnızca su ile yapılan el temizliğinin koruyuculuğu yüksek değildir. Mutlaka bol sabunla tırnaklar ve parmak araları iyi temizlenmeli, eller yıkama sırasında arındırılması için bol bol ovuşturulmalı. Sıvı sabun kullanımı da kalıp sabuna oranla hastalık bulaşma riskini azaltabilir. Daha pratik ve taşınabilir olabilmesi açısından hijyenik jel ve mendiller de kullanılılabilir. Ancak bu tip ürünleri kullanırken özellikle içeriğine ve dermatolojik özelliklerine dikkat etmek gerekir. Birçok ürün yalnızca bakterileri öldürürken virüslere dolayısıyla domuz virüsüne karşı etkisiz olabiliyor. Kontrolsüz üretilmiş el jelleri hijyen sağlayamayacağı gibi cilt sorunlarına da yol açabilir. Sık kullanımda cilt kuruluğu, alerjik reaksiyonlar görülebilir. Bu tip ürünleri bilinçli ve uygun dozda kulanmak şart. ZAMAN
<< Önceki Haber Anti-bakteriyel jeller alışkanlık yaptı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER