Tatilde olan insanlar şanslı sayılırlar; çünkü sıcağa göre vücudun kendiliğinden oluşturduğu yavaşlamaya
tatil ortamında kolayca uyabilir, bol bol denize girip, serinleyebilir ve dinlenebilirler. Ama bu sıcak ve yüksek nemli ortamda çalışması gereken insanlarımız da var. Elbette sabahtan
akşama kadar ofislerinde klima ile çalışanlar da şanslılar. Günün en sıcak saatlerinde sıcaktan etkilenmezler.
Ama dışarıda sıcakta çalışmak zorunda olanların hali hayli güç. Bu durumda fiziksel açıdan yapmamız gerekenler gerek televizyon gerekse gazetelerde yeterince yer buluyor.
Akdeniz Bölgesi İnsanı Olarak Biz Türkler
Türk insanı tipik Akdeniz insanının ruh yapısına sahiptir. Çabuk heyecanlanır, çabuk tepki gösterir, aceleci ve son derece sabırsızdır. Bu aceleyle çevresini unutarak kendi istekleri doğrultusunda yoğunlaşırlar. Bu da ister istemez hoşgörü eksikliğini doğurur. Bir de buna aşırı duygusallığımızı katalım. Duygusallık negatif bir olgu değildir ama duygusallığımızı araştırmadıysak, sorgulamadıysak kontrolden çıkıp istemediğimiz olumsuz tepkileri vermemize sebep olabilirler.
Duygusallık toplumumuzda belli kalıplarda yaşanıyor. Çoğunlukla tek başına baş edemediğimiz sorunlarla karşı karşıya geldiğimizde çaresizlik içinde sorunlar ve olumsuz duygular baskılanır, yok sayılır. Bu da zamanla negatif duygu birikimine sebep olarak ya ruhsal ya da fiziksel
hastalıklara neden olurlar.
Öfke Patlamalarını Önleyelim
Başka bir yanlış çözüm yolu da birikmiş
öfkeleri; başka ilgisiz ortamlarda bu denli öfke patlamalarını hak etmeyen insanlara karşı
küçük nedenlerden dolayı dışa vurmaktır. Bu öfke patlamaları kendilerine daima uygun bir zemin bulduklarında yersizce nüksederler. Müzminleşen bu birikimler insanı uzun vadede ya hasta eder ya da başının derde girmesine sebep olur.
Bütün bu olumsuzluklar sıcak havada
tavan yapar. Hoşgörüyü tamamen ortadan kaldırırken ani öfke patlamalarına, davranış bozukluklarına, hatta insan öldürmelere kadar varabilir. Sıcak havanın ve nem oranının ruh halini negatif etkilediği,
algı bozukluğuna, dikkatsizliğe ve sonucunda yaz aylarında sıkça yaşadığımız
trafik kazalarına sebep olduğu bilinmektedir.
Yazları uzun geçen bir
ülke olarak insanlarımızın bu şartlarda olabilecek tehlikelere kendilerini hazırlamaları herkesin kazancınadır. Sıcaklardan mümkün olduğunca korunmak, işlerimizi daha serin sabah ve akşam saatlerine kaydırmak, yavaş ve sakin davranmak, planlı hareket etmek, şahit olduğumuz öfkesel tepkilerden provoke olmadan sakin kalmak, alttan almak; o an karşımızdakinin aşırı tepkisinin, öfke nöbetinin asıl nedeninin biz olmadığımızı, bizim kişisel olarak kast edilmediğimizi düşünürsek sakin kalmamızda bize bir hayli yardımcı olur.
Hislerimize Nasıl Gem Vururuz?
Duygularımızı araştırmak, neye kızdığımızı, neye sevindiğimizi ve bazı ortamlarda neden gerildiğimizin farkındalığına varmak, kişisel zevk ve keyif alınan kişi ve ortamların seçiminde ve hayat kalitemizin artmasında bize yardımcı olur. Kendimizi geliştirmek, kendimizin bilincine varmak ve yaşamak, başkalarını da daha iyi anlamamızı, hoşgörüyü ve huzurlu bir ortamı da yanında getirir.