Akdağ, sağlık çalışanları için bilgisayar desteği kampanyası nedeniyle düzenlenen toplantıdan ayrılırken, bazı yerlerde kanatlılarda görülen kuş gribi vakalarıyla ilgili gazetecilerin sorusu üzerine, hükümet olarak bu meselede hızlı hareket etmeye ve şeffaflığa önem verdiklerini söyledi. Bu konuda insanı korumanın önemli olduğunu kaydeden Akdağ, şunlara dikkati çekti: ''Köylerimizde, belde ve kasabalarımızda bazen şehirlerde bile rastlıyoruz, arka bahçelerimizde 3-5 tavuk, 20 kanatlı hayvan yetiştirmek gibi alışkanlıklardan kanaatimce vazgeçmeliyiz. Daha büyük sayıda tavuk, kaz, hindi yetiştiriciliği yapılacaksa, yetiştirilecek yerlerin mutlaka Tarım ve Köyişleri Bakanlığının öngördüğü biçimde kapalı alanlar olması gerekiyor. Kendi bahçemizde birkaç tane tavuk yetiştirmenin gerçekten kendimiz, ailemiz, toplumumuz için nelere mal olacağını artık bilmeliyiz.'' Türkiye'nin göçmen kuşların üzerinden geçtiği bir ülke olduğuna işaret eden Akdağ, kuş gribi virüsünün göçmen kuşlarla taşındığı dönemlerde dikkatli olunması gerektiğini bildirdi. Tarım ve Köyişleri, Çevre ve Orman ve Sağlık bakanlıkları ile valilikler ve diğer kuruluşların bir koordinasyon içinde çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Akdağ, ''Gerekli bütün tedbirler alınıyor ama vatandaşlarımızın da kendisini koruma hususunda hassas olması lazım'' dedi. Görevliler meseleye hassasiyetle yaklaşırken, yetiştiricilerin aynı hassasiyeti göstermediklerine şahit olunduğunu kaydeden Akdağ, ''Bilmeliyiz ki kuş gribi virüsü taşıyan bir tavuk veya bir başka kanatlıya temas ettiğimizde, hele çocuklarımız dokunduğunda bu hastalığın bize bulaşma riski var. Onun için kendimizi mutlaka korumak zorundayız'' diye konuştu. Akdağ, entegre tesisler ve organik tavukçuluk konusunda yaşanan tartışmalarla ilgili bir soru üzerine de, Türkiye'de tüketilen tavuk ve benzeri beyaz etin büyük kısmının entegre tesislerde üretildiğini belirtti. Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Organik ürünleri entegre tesislerde de üretmeniz mümkün. Burada bir alışkanlığı terk etmek zorundayız. Ben, vatandaşımız bunu hiç yapmasın demek istemiyorum. Yapabilir. Yapacaksa Tarım Bakanlığımızın öngördüğü tedbirleri alarak, kümeslerini bu şekilde geliştirerek yapmalıdır. Aksi takdirde tavuklarımızı bahçeye, sokağa bırakalım, dolaşsın dönsün gelsin. Sonuçta bu pahalıya mal olabilir.'' Akdağ, bazı kişilerin tedbir amaçlı takip edildiğini ve numunelerinin alındığı, ancak şu ana kadar insanlarda görülen bir vaka olmadığını söyledi. TBMM'DE ELE ALINAN ''TORBA YASA'' Bugün TBMM'de ele alınacak olan sağlık çalışanlarıyla ilgili ''torba yasa''ya karşı Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) de aralarında bulunduğu bazı sivil toplum örgütlerince platform oluşturulması girişimiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de Akdağ, bir ülkenin sağlık politikalarını Sağlık Bakanlığı, hükümet ve Meclis'in belirlediğini söyledi. Meslek birliklerinin buna katkı verme hakkı ve yetkisi bulunduğunu, bunlarla kendilerinin de görüştüğünü anlatan Akdağ, ''Ama tartışmayı Meclis eksenli götürmek lazım. Bahsettiğiniz kuruluşlar sanki Türkiye'de sağlığı temsil ediyormuş gibi bazen bahsediliyor, böyle bir şey yok'' dedi. Akdağ, TTB'ye yalnızca piyasada serbest meslek icra eden hekimlerin üye olması gerektiğini söyledi.