Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
Tıp Fakültesi Enfeksiyon
Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.
Hande Aydemir,
toplum sağlığını yakından ilgilendiren
besin zehirlenmelerinin bir mikroorganizma veya buna ait toksinle bulaşan
gıdanın yenmesinin ardından ortaya çıktığını söyledi. Kuluçka dönemleri besin zehirlenmelerine neden olan mikroorganizmaların türüne göre 1 ile 72 saat arasında değişkenlik gösterdiğini, ilk ortaya çıkan yakınmaların ise ishal, bulantı,
kusma,
karın ağrısı, karında kramp gibi etkenler olduğunu anlatan Aydemir, şöyle konuştu:
"Gıda zehirlenmeleri herkeste görülse de bebek, çocuk,
yaşlı ve gebeler daha duyarlıdır. Genellikle hafif seyirli, kendiliğinden iyileşen hastalıklar olmasına rağmen bazı durumlarda besin türü ve hastaya ait çeşitli faktörlere bağlı ağır seyredebiliyor, hatta ölümcül olabiliyor. Besin zehirlenmelerinin büyük çoğunluğunu bakteriler oluşturmakta. Besin zehirlenmelerine yol açan bakteriler üremek için et, süt,
tavuk, yumurta gibi proteince zengin besinleri
tercih ediyor. Daha çok oda ısısı, yüksek sıcaklık ve nemli ortamlarda çoğalma eğilimi gösterirler. Besinleri
dondurma işlemi bakterileri öldürmez. Kaynatma ile bakterilerin birçoğu ölmesine rağmen sporları ve toksinleri yok edilmeyebilir."
Bakterilerle oluşan besin zehirlenmelerinin sık görülenlerinden birinin stafilokok bakterisine bağlı olduğunu belirten Aydemir, şöyle devam etti:
"Bu bakteri,
şeker ve tuz içeren
salam, kremalı yiyecekler, mayonezli salatalar gibi besinlerin içinde yer alır. Bakteri, besin üzerinde toksin oluşturur. Bu toksinin besinle birlikte alınmasıyla hastalık ortaya çıkar. Kuluçka dönemi çok kısa olduğundan besinin yenilmesinden 1-6 saat içinde bulantı ve kusmanın hakim olduğu hastalık başlar. Bacillus cereus adı verilen bakteri de
pilav, süt tozu, puding ve kurutulmuş sebzelerde yer alır. Kısa kuluçka dönemi hastalıkta bulantı ve kusma, uzun kuluçka dönemli hastalıkta ise sulu ishal ön plandadır."