Türkiye'de her yıl yaklaşık 1,5 milyon bebek dünyaya geliyor. Bunun 100 bini prematüre (
erken doğum). Bu bebeklerin 'yenidoğan uzmanı'nın kontrolünde belli bir süre kuvözde yaşaması gerekiyor. Ancak Türkiye'de sadece 110 uzman var. Yani, her bir doktora ortalama bin bebek düşüyor. Bu durum 2009 ve 2010'da çok daha vahim bir hal alacak. Çünkü söz konusu yıllarda tıp fakültelerinden 'yenidoğan uzmanı'
mezun olamayacak. Sıkıntının temelinde ise
Türk Tabipleri Birliği ile
Sağlık Bakanlığı arasındaki çekişme yatıyor. Tartışmanın ana konusu; herhangi bir branşın yan dallarıyla ilgili uzman doktorların eğitimini kimin vereceği, asistanların nasıl seçileceği.
Acil doktor ihtiyacı sebebiyle
bakanlık, kendisine bağlı eğitim
hastanelerinde uzman yetiştirilmesi için
düzenlemeler yapıyor, asistanların merkezî sınavla seçilmesini istiyor. Ancak bakanlığın bu alana girmesine karşı çıkan Tabipler Birliği, siyasî kadrolaşma iddiasıyla hukukî düzenlemeleri yargıda iptal ettiriyor; uzman adaylarının da eskiden olduğu gibi mülakatla belirlenmesini doğru buluyor. Sonuçta ne üniversitelerde yeterli sayıda uzman yetişiyor ne de bakanlığın çözüm önerileri hayata geçiyor. Tabipler Birliği, en son yönetmeliği 2006
Mayıs'ında Danıştay'a götürerek iptal ettirdi. Ortaya çıkan hukuki boşluk yüzünden üniversiteler v
e devlet hastaneleri 10 aydır 'yan dal eğitimi' için asistan alamıyor.
Yan dal uzmanlığı, branş uzmanlığının üzerine 3 yıl daha eğitim alınarak kazanılıyor.
Çocuk hekimleri, bu eğitimden geçerek yenidoğan uzmanı, çocuk kardiyoloğu ya da çocuk nöroloğu olabiliyor. Bu doktorların yetiştirilmesi hem üniversitelerde hem de
Sağlık Bakanlığı'na bağlı eğitim hastanelerinde gerçekleştiriliyor. Tartışma da bu noktada yaşanıyor. Sağlık Eğitimi Genel Müdürü Doç. Dr.
Sinan Yol, YÖK ve Tabipler Birliği'nin, tıp eğitiminde bakanlığı devre dışı bırakmaya çalıştığını vurguluyor. Asistanların seçimi için merkezî
sınav sistemi getiren düzenlemeye karşı çıkılmasını da buna bağlıyor. Yol, "Bakanlığı engelleyelim derken, aslında tüm sistemi tıkadılar." uyarısında bulunuyor.
Üniversitelerin tek başına ülkenin ihtiyacı kadar yandal uzmanı yetiştiremediğini hatırlatan Sinan Yol, "Oysa Bakanlığa bağlı pek çok eğitim hastanesi, üniversite hastanelerine göre daha donanımlı. Buralarda yeteri kadar asistan yetiştirilebilir." diyor.
Türk Tabipler Birliği İkinci Başkanı Prof. Dr. Sinan
Adıyaman ise Sağlık Bakanlığı'nın yönetmeliklerle tıp ihtisasında kadrolaşmanın yolunu açmaya çalıştığını öne sürüyor. Adıyaman, "Kendi adamlarına ihtisas yaptırmak istiyorlar. Bakanlık, sınavı ben yapacağım diye tutturuyor. Biz sınavın YÖK tarafından yapılmasını
teklif ediyoruz."iddiasında bulunuyor. Türk Neonatoloji (Yeni doğan uzmanlığı) Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Murat Yurdakök, sürtüşmenin bir an önce bitirilerek uzmanlık eğitimine ağırlık verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. "Aslında varlık içinde yokluk çekiyoruz." diyen Yurdakök, üniversitelerle devlet hastanelerinin el ele vermesini istiyor.
Zekai Tahir
Burak Hastanesi Yenidoğan Klinik Şefi Prof. Dr. Uğur Dilmen de, uzman yetiştirme konusunda devlet hastanelerinde herhangi bir eksiğin bulunmadığına işaret ediyor.
Memorial Hastanesi Yenidoğan
Uzmanı Dr. Ercan Tutak da iyi şekilde verilen yoğun
bakım hizmetiyle artık 500 gram ağırlığında doğan bebeklerin bile kurtarılabildiğini belirtiyor. Eskiden 30 haftalık doğan bebeklerin dahi kaybedildiğini hatırlatan Tutak şu bilgileri veriyor: "Şimdi başarı oranı yüzde 90'lara çıktı. Ama bunun için iyi donanımlı bir merkeze, yeterli sayıda yenidoğan uzmanına ve hemşiresine sahip olmanız gerekiyor. Öyle ki merkezlerde ağır durumdaki her bebeğe bir eğitimli hemşire düşmeli."
Sıkıntının
faturasını vatandaş ödüyor
Yenidoğan ünitelerinde
yoğun bakım hizmetlerinin daha sağlıklı verilebilmesi için uzman doktor sayısının 600'ün üstüne çıkarılması gerekiyor. Hastaneler uzman
personel bulamadıkları için yenidoğan servislerinin kapasitesini artıramıyor. Bu nedenle bazı hastanelerde bir kuvözde 2-3 bebek bir arada tutuluyor. Bunun zararını da vatandaş ödüyor.
Emeksizoğlu
ailesi, devlet hastanelerinde uygun kuvöz bulamayan binlerce mağdurdan biri.
Önder Emeksizoğlu, hamileliğinin 28. haftasında fenalaşan eşini Yenimahalle Doğumevi'ne götürmüş. Üçüz bebek bekleyen anne adayı, bebek yoğun bakımda boş kuvöz bulunmadığı için doğumu başka bir hastanede yapmak zorunda kalmış. Gittiği hastanede 7 aylık doğan üçüzler, kuvözde ancak bir hafta yaşayabilmiş. Çocukları
vefat eden aile, 5 bin 500 YTL hastane masrafıyla karşılaşmış. Tayfur ailesi de benzer bir süreçten geçmiş. Özcan Tayfur'un (26) eşi 22 Ocak 2006'da İstanbul'daki bir özel hastanede ikinci çocuğunu dünyaya getirmiş. Aile, bebekte solunum problemi ortaya çıkınca götürdükleri özel hastaneye 3 günlük yoğun bakım için bin 500 YTL fatura
ödemiş.
Uzman sıkıntısı bakanlık ile TTB'nin anlaşmazlığından kaynaklanıyor
Sağlık Bakanlığı, 2004 yılında Yandal Uzmanlık Eğitimleri'yle ilgili yeni bir yönetmelik yayınladı. Düzenlemede, eğitim almak isteyen branş doktorlarının önce merkezi bir sınava girmesi, kazananların
tercih ettikleri kurumlarda mülakata alınması öngörülüyor. Önceki uygulamada ise sınav olmaksızın mülakatla asistan alınıyordu. Ancak Tabipler Birliği, bakanlığın yandal yönetmeliğini Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay'a götürerek iptal ettirdi. Bakanlık bunun üzerine benzer nitelikte yeni bir yönetmelik daha yayınladı. Türk Tabipler Birliği, bunu da Mayıs 2006'da Danıştay'a götürerek engelledi. Böylece yandal asistanı seçimleriyle ilgili hukuki boşluk doğdu. Yerine yeni bir düzenleme yapılmadığı için ne üniversiteler ne de devlet hastaneleri 10 aydır yandal asistanı alamıyor. Üstelik bu durumun ne kadar süreceği belli değil. Daha önceden alınan asistanlar önümüzdeki 2 yıl içinde mezun olacak. Yeni asistan alınamadığı için 3 yıl sonra yandal uzmanı çıkmayacak.
BAZI BRANŞLARDA YANDAL UZMANI SAYILARI
Branş - Sayı
Çocuk
enfeksiyon hastalıkları 42
Çocuk gastroenteroloji ve beslenme 44
Çocuk hematolojisi 74
Çocuk nefrolojisi 91
Çocuk nörolojisi 89
Çocuk onkolojisi 66
Yetişkin hematoloji 172
Nefroloji 240
Romatoloji 109
Onkoloji 161
Not: Bu rakamlar Türkiye'de 1957 yılından beri ihtisas yapan yandal uzmanlarının toplam sayısını gösteriyor. O zamandan beri ölen,
emekli olan ya da mesleği bırakanlarla bu sayılar aslında daha da düşüyor.
Necip Çakır - ZAMAN