Osteoporoz Hasta Derneği Başkanı Prof. Dr. Ülkü Akarırmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''
kemik erimesi'' ya da ''kemik zayıflaması'' olarak da bilinen
osteoporozun, kemik miktarındaki azalma ve kemik kalitesindeki bozulma nedeniyle kemiklerin zayıflaması ve kırılmaya çok yatkın bir hale gelmesiyle oluşan bir
hastalık olduğunu belirtti.
Osteoporozun dünyada en yaygın görülen bir
iskelet sistemi hastalığı olduğuna, bu hastalığa bağlı kemik kırıklarının giderek önemli bir
halk sağlığı soruna haline geldiğine dikkati çeken Akarırmak, ''kemiklerin gelişmesinde ve korunmasında beslenmenin çok önemli rolü var. Uygun beslenilerek osteoporozdan korunulabilir'' dedi.
Kalsiyum bakımından zengin beslenmenin osteoporozdan korunma açısından çok önemli olduğunu ifade eden Akarırmak, şöyle konuştu:
''Kalsiyum bakımından zengin beslenme yanında elbette dikkat edilmesi gereken başka faktörler de var. Yetersiz D vitamini alımı, proteinin ve sodyumun fazla miktarda alınması, yetersiz çinko, florid alınması, B, C ve K vitamini yetersizliği, aşırı
alkol ve
kahve tüketimi bu faktörlere örnek verilebilir.
Bunlar içinde
kalsiyum bakımından zengin beslenme çok önemli. Kalsiyum ihtiyacı
yaşam süreci içinde değişkenlik gösterir. İskeletin hızla büyümekte olduğu çocukluk ve
ergenlik döneminde,
gebelik ve
emzirme sırasında vücudun kalsiyum ihtiyacı daha fazla. Menopoz sonrası dönemdeki kadınların ve
yaşlı erkeklerin daha fazla kalsiyuma ihtiyaçları var. Eğer yeterli kalsiyum alınmazsa vücudumuz bu ihtiyacını en büyük kalsiyum deposu olan kemiklerden karşılar. Bu da osteoporoza neden olur.''
KALSİYUM DEPOSU PEKMEZ
Prof. Dr Akarırmak, pekmezin yanı sıra süt, yoğurt,
peynir,
dondurma gibi yağ oranı düşük süt
ürünlerinin,
brokoli, pazı ve
ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerin, baklagillerin, fındığın,
deniz ürünleri ile badem,
portakal suyu, tahıllar ve tam ekmeğin zengin kalsiyum kaynakları olduğunu kaydetti.
Bu ürünler arasında yer alan pekmezin ''kalsiyum deposu'' olarak da adlandırılabileceğini ifade eden Akarırmak, ''dünyada giderek daha önemli bir halk sağlığı problemine dönüşen osteoporoza bağlı kemik kırılmalarının önüne geçilmesi için pekmez tüketim alışkanlığının yaygınlaştırılmasında fayda var'' diye konuştu.
Akarırmak, Türkiye'de yoğun olarak üretimi yapılan
üzüm,
incir ve dutun ezilerek ve kaynatılarak hazırlanan bir
gıda olan pekmezin zengin bir kalsiyum kaynağı olması yanında
ucuz sayılabilecek bir ürün olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz özellikle kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanların beslenmesinde pekmezin hala var olduğunu biliyoruz. Ama pekmez nerede yaşarsa yaşasın ve hangi yaş grubundan olursa olsun herkesin tüketmesi gereken sağlıklı bir ürün. Ebeveynler pekmezle değişik tatlar hazırlayarak çocuklarına pekmezi sevdirebilirler, kendileri de kalsiyum gereksinimlerini pekmezle karşılayabilirler. Örneğin pekmez yoğurda katılarak keyifle tüketilebilir. Peynirin üzerine konularak tüketilebilir.
Pekmez şerbet yapılarak da alınabilir. Ayrıca geleneksel tahin pekmez olarak,
şeker yerine konmak üzere pasta gibi ürünler için de pekmez düşünülebilir. Ancak kilo sorunu ve şeker hastası olanları kalori ve şeker alımı yönünden de uyarmak gereklidir. Şüphesiz pekmez tek kalsiyum kaynağı değil ama pekmezin çok önemli bir kalsiyum kaynağı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü, 100 gram pekmezde 400 miligram kalsiyum var, bu oldukça yüksek bir miktar. Kalsiyum bakımından zengin olduğu bilinen yağsız sütün bir bardağında 245, 100 gram yoğurtta 350 miligram kalsiyum var.''
KADINLAR DAHA DİKKATLİ OLMALI
Akarırmak, insanların günlük kalsiyum gereksiniminin yaş grubuna cinsiyete göre farklılık gösterdiğini belirtti.
Günlük alınması gereken kalsiyum miktarının 1-3 yaş grubundakiler için 500 miligram olduğunu kaydeden Akarırmak, bu miktarın 4-8 yaş grubundakiler için 800, 9-
18 yaş grubundakiler için 1.300, 19-50 yaş grubundakiler için 1.000, 50 ve üstü yaş grubundakiler için ise 1.200 miligram olduğunu bildirdi. Akarırmak, gebe ya da emziren kadınların günlük alması gereken kalsiyum miktarının ise 1.200 - 1.500 miligram olduğunu bildirdi.
Akarırmak, osteoporozdan korunmak için yeterli kalsiyum alınmasının yanı sıra şu önerilerde bulundu:
''Düzenli hekime gidilmeli, çünkü hastalığın
erken teşhisi çok önemli. Kişi kemik yoğunluğunu hekimin uygun göreceği sıklıkta ölçtürmeli. Kalsiyum yanında yeterince magnezyum ve
C vitamini alınmasına dikkat edilmeli. Tuz alımı azaltılmalı, lifli besinler
tercih edilmeli. Tedavide önemli başarılar elde ediliyor olsa bile asıl
hedef osteoporozdan korunmak olmalı.
Kadınlar osteoporoz konusunda erkeklere oranla daha dikkatli olmalılar. Çünkü, kadınlarda kemik yapısının zayıflaması daha hızlı. Kadınlarda, özellikle menopozdan sonra görülen hızlı kemik kaybı, kemik yapısının zayıflamasına ve osteoporozun ortaya çıkmasına neden olabilir. Osteoporoz kadınlarda erkeklerden daha sıktır, çünkü, kadınlar erkeklere göre daha az kemik kütlesine sahiptir.