Ama bazı
aileler, dengeyi kaçırarak abla ve abilere fazlaca görev veriyor. Onun da bir çocuk olduğunu unutup
küçük kardeşin yaramazlıklarının hesabını sorup küçüğüyle kıyaslıyor. Abla ve abiye yaşına uygun olmayan sorumluluklar verilmesi, çocuklarda birçok sıkıntılara yol açıyor.
Çocukların gelişiminde en etkili kişilerden biri de büyük kardeşleridir. Büyük kardeşler, birçok ailede anne-
babanın en büyük
yardımcılarıdır. Bu destekte kardeşler arasındaki yaş,
cinsiyet ve
doğum sırası kadar çocuğun kişilik özellikleri de etkilidir.
Anne-baba ne kadar sağlıklı ve bilinçliyse yaşça büyük olan çocukla paylaşımını o kadar sağlıklı bir şekilde sürdürür. Bu paylaşım daha küçük kardeşin doğumundan önce büyük kardeşin doğuma hazırlanması, bebeğin bazı ihtiyaçlarının birlikte alınmasıyla başlar. Büyük kardeşe bebeği giydirirken kıyafetlerini,
temizlik malzemelerini getirmesi, mamasını yedirmesi, birlikte oyun oynaması gibi yaşı ve kişiliğine uygun sorumluluklar verilmesi hem kardeş ilişkilerinin sağlıklı olmasında etkilidir hem de büyük kardeşin sevgi,
şefkat, paylaşım, yardımseverlik, empati gibi duygularının gelişimini olumlu şekilde etkiler. Daha sonra büyük kardeşin küçük kardeşin ödevine yardım etmesi, odasını birlikte toplaması, okula birlikte gidip gelmesi ile büyük kardeş kadar küçük kardeş de sağlıklı şekilde gelişmektedir. Kardeş ilişkileri, sosyalleşmenin en önemli süreçleridir ve çocuğu
arkadaş ilişkilerine de en güzel şekilde hazırlar. Bununla beraber büyük çocuğun, sevgi, ilgi, bağlılık, bireysellik gibi
doğal ihtiyaçları karşılanmadan yaşına uygun olmayan sorumluluklar verilmesi, büyük kardeşte aşırı strese bağlı kaygı bozuklukları görülmesine yol açmaktadır.
Kaygı bozukluğunun ise birçok belirtisi vardır: Aşırı sinirlilik, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, içe çekilme, duyarsızlık, bedensel yakınmalar (
kalp çarpıntısı,
ağız kuruluğu,
karın ağrısı vb.), aşırı hareketlilik, dikkat ve öğrenme bozuklukları bunlardan birkaçıdır.
Sağlıklı ailelerde kardeşler arası ilişkiler de sağlıklıdır. Aileye sevgi, değer verme, anlayış ve yardımlaşmaya bağlı huzurlu, sakin bir hava hakimdir. Kardeşler, anne-babanın olmadığı zamanlarda da birbiriyle iyi geçinir. Zaman zaman kardeşler arasında küçük anlaşmazlıkların, itişip kalkışmaların, birbirine takılmaların olması aile hayatının doğal bir parçasıdır. Kardeşler, dürtülerini
kontrol etmeyi, birbirini idare etmeyi bu karşılıklı ilişkiler içinde öğrenir. Anne-babanın kendi iletişimleri ne kadar sağlıklıysa genelde çocuklar da kendi aralarında o kadar iyi geçinir.
BÜYÜK KARDEŞ DE HATA YAPAR
Çocukların gelişmekte oldukları ve hata yapabilecekleri unutulmamalı, sorumluluk verirken bu özellikleri göz önüne alınarak tedbirli davranılmalıdır. Çocuk bir hata yaptığında suçlanmamalı, güzel, rahatlatıcı bir üslup kullanılmalıdır.
Çocuktan bir şey yapması istenirken yaşı kadar bireysel özellikleri, kişiliği, zihinsel kapasitesi, ilgi ve yetenekleri de göz önüne alınmalıdır. Zayıf tarafları geliştirmeye çalışırken bu alanlarda daha fazla dikkatli olunmalı, hayati risklerden kaçınılmalıdır.
Kazalara, yaralanmaya yol açabilecek hatalar çocukta suçluluk duygusuna yol açmaktadır. Küçük kardeşini taşırken düşüren bir çocuk, kazanın sonuçları ne kadar ağırsa bundan kaynaklanan suçluluk duygusuyla baş etmekte de o kadar çok zorlanacaktır.
Çocuklar birbiriyle kıyaslanmamalı, kıskançlık duygularını harekete geçirmekten kaçınılmalıdır.
Kıskançlık duygusu, sorumluluk bilincini olumsuz şekilde etkiler ve çocuğun daha fazla hata yapmasına yol açar.
Küçük kardeşin yaptığı hatadan dolayı büyük kardeşe de ceza vermek bilhassa çok çocuklu ailelerde yapılan bir hatadır. Büyük çocukların kardeşlerine karşı güzel davranışları, güzel sözler ve davranışlarla ödüllendirilerek pekiştirilmelidir.