Ordu Üniversitesi
Meslek Yüksek Okulu Müdürü ve
Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan
Karadeniz, kültür çeşitleri olarak yetiştirilen kivinin 1930'lu yıllarda Yeni Zelanda'da
ıslah edildiğini ve aynı yıllarda ilk kapama bahçelerinin de bu ülkede kurulduğunu belirtti.
Türkiye'de kivi
üretim çalışmalarının ise 1988 yılında
Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı'nın İtalya'dan sağladığı bin 800 adet kivi fidanı ile 15 ayrı ekolojide birer dekarlık adaptasyon bahçeleri kurularak başladığını ifade eden Karadeniz, ''Çalışmalar sonucunda,
Doğu Karadeniz'in kivi yetiştiriciliğine uygun en ideal
bölge olduğu görülmüştür. Zira, bu bölgede, yağışın düzenli olması, vejetasyon döneminde uygun sıcaklığın olması, kış
soğuklarının kivi yetiştiriciliğini olumsuz yönde etkilememesi gibi faktörler, bu
meyve türünün bölgeye adaptasyonunu elverişli kılmıştır'' dedi.
Doğu Karadeniz topraklarının asit karakterli, organik maddece zengin ve kireçsiz topraklar olduğunu, bu tip toprakların kivi için ideal olduğunu dile getiren Karadeniz, ''Diğer yandan, Batı Karadeniz ve
Marmara bölgesinin, sanayi bölgelerine ve büyük şehirlere yakınlığı,
tüketim ve değerlendirme bakımından büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. Yine, bu bölgelerde
soğuk hava depolarının yaygın olması, kivinin daha uzun bir sürede piyasaya çıkartılmasını elverişli kılacağından, üretici bakımından daha karlı bir durum ortaya çıkartmaktadır'' diye konuştu.
Turan Karadeniz, 1990'lı yıllardan sonra Türkiye'de hızlı bir şekilde yayılma gösteren kivinin, ticari olarak 14 ilde yetiştirilebilir durumda olduğunu kaydetti.
KİVİNİN YARARLARI
Prof. Dr. Karadeniz, kivinin, bol miktarda
C vitamini içerdiğine işaret ederek, şunları söyledi:
''Öyle ki 100 gram kivi meyvesinde 400 miligrama kadar varan C vitamini bulunmaktadır. Ayrıca, bir insanın günlük
A vitamini ihtiyacı 1.75 gram olup, yaklaşık 70 gram kivi meyvesinde bu miktar bulunmaktadır.
Kivi turunçgillerden 4-6 kat, elmadan ise 40-50 kat daha fazla C vitamini içermektedir. Yetişkin bir insanın günlük C vitamini ihtiyacı 60 miligram olduğu düşünüldüğünde, bir adet kivi bu ihtiyacı rahatlıkla karşılamaktadır.''
Kivi meyvesinde proteinler ve çok sayıda mineral tuzlar bulunduğunu belirten Karadeniz, ''Kivi suyunda bulunan bazı maddelerin kansere neden olan bileşiklerin oluşumunu önlediği bildirilmektedir. Kivi suyunun,
astım ve öksürüğün tedavisinde nefes açıcı özelliğinden yararlanılmaktadır'' dedi.
AA