Florida Üniversitesi Biyomedikal Bilimlerden Prof. Dr. James Rippe ve ekibinin nişasta bazlı şeker ve pancar şekeri üzerine yaptığı çalışmaya ilişkin makalesi, ''Journal of Applied Physiology, Nutrition and Metabolism'' dergisinde yayınlandı.
Rippe makalesinde, ekibiyle birlikte yürüttüğü çalışmada beslenmede yer alan fruktoz-glikoz içerikli şekerlerin karaciğerdeki yağ oranı ve kas arası yağ dokusu üzerindeki etkilerini araştırdıklarını ifade etti.
Prof. Dr. Rippe, makalesinde, çalışmanın gerçek yaşam koşulları baz alınarak, insanlar üzerinde yapılan ''tek'' çalışma olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: ''Çalışmada 10 hafta boyunca düşük, orta ve yüksek miktarda şeker tüketimine denk gelecek oranlarda pancar şekeri ve nişasta bazlı şeker ile tatlandırılmış, düşük yağlı süt tüketen 64 birey incelendi. Karaciğer yağ oranı ölçümü 'CT' (Sintigrafi), kaslardaki yağ oranı ise 'MR' (Manyetik Rezonans) görüntüleme yöntemi ile belirlendi. Sonuçlar, günlük enerji ihtiyacının küçükten büyüğe farklı bölümlerinin şekerler yoluyla karşılandığı 3 nişasta bazlı şeker ve 3 pancar şekeri deney grubunda, karaciğer ve kas arası yağ oranlarının 10 hafta sonunda değişmediğini gösterdi.''
Prof. Dr. Rippe, gerçek hayattaki tüketim miktarları ve biçimi üzerinden yola çıkıldığında nişasta bazlı şekerin de pancar şekerinin de karaciğer yağlanmasına ve insülin direncine neden olmadığının görüldüğünü ifade etti.