Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Toplum Ruh Sağlığı Birimi (TORSAB)
öğretim üyesi Psikolog Başak Kıcır, çekingen kişilerin sosyal durumlarla başa çıkma becerilerini küçümsediklerini ve ''yapamam çünkü çekingenim'' düşüncesine kapıldıklarını bildirdi.
Kıcır, KOÜ Anıtpark Yerleşkesi TORSAB Toplantı Salonu'nda düzenlenen ''Çekingenlik-Atılganlık'' konulu konferansta çekingenliğin, kişiler arası ilişkilerde yaşanan rahatsızlıklar ile bireyin ilişkilerini ve
yaşamdaki amaçlarını etkileyen durumlar olduğunu belirtti.
Kıcır, çekingenliğin, kendine odaklanmanın yoğun şekli, kişinin kendi düşünce, duygu ve reaksiyonlarıyla gereğinden fazla ilgilenmesi durumu olduğunu, ancak boyutlarının farklılık gösterdiğini ifade etti.
Çekingenliğin hafif sosyal uyumsuzluktan sosyal fobiye kadar çeşitlenebildiğini, belirli sosyal koşullarda ortaya çıkan durumsal özellik gösterebildiğini ve bireyin kendilik algısının merkezini oluşturan kronik, karakteristik bir kişilik özelliği olabildiğini ifade eden Kıcır, şöyle konuştu:
''Çekingen kişiler sosyal durumlarla başa çıkma becerilerini küçümserler, 'yapamam çünkü çekingenim' düşüncesine kapılırlar. Bir işi yapamadıkları zaman 'yapamayacağımı biliyordum' diyerek, hiç bir zaman yapamayacağı kısır döngüsü içine girerler.''
Çekingenliğin kendiliğinden giderilmesini beklemenin yanlış olacağını dile getiren Kıcır, kişinin isteyerek, inanarak çaba harcayarak problemi kendisinin çözebileceğini vurguladı.
Çekingenliğin negatif sonuçlarının olduğunu dile getiren Kıcır, şöyle devam etti:
''Sosyal
destek ağının yokluğu büyük sağlık problemlerine, iş ve okul yaşamında başarısızlıklara sebep olur. Kronik hale gelmesi ve yıllar boyu devam etmesi halinde ise kronik sosyal izolasyon yalnızlıkla ilişkili psikopatolojiye, kronik hastalıklara ve yaşam süresinin kısalmasına neden olur.''
-ATILGANLIK-
Kıcır, atılganlığı ise ''kendini ifade edebilmek'' olarak tanımlayarak, ''Atılganlık, kişinin kendisini ve yasal haklarını koruması, kendisini ifade ederken açık konuşması ya da ne istediğini doğrudan ve anlaşılır biçimde dile getirebilmesidir. Her zaman bir numara ya da üstün olma arayışı, katı ve uzlaşmayı tümüyle reddetmek değildir'' şeklinde konuştu.