Nörolojik Konuşma Bozuklukları Uzmanı Çiğdem Gülerman, Disleksi hastalığı (öğrenme bozukluğu sendromu) hakkında aileleri ve öğretmenleri uyardı.
Einstein, Bethoven, Leonardo Da Vinci ve Mozart gibi dahilerin ilkokul çağlarında Disleksi yani öğrenme bozukluğu sendromu hastası olduğunun bilindiğini anlatan Gülerman, "Bu nedenle hastalığın ismi genel olarak 'dahi hastalığı' olarak anılıyor" dedi.
Disleksi hastalığının bir öğrenim güçlüğü problemi olduğunu ifade eden Gülerman, şöyle konuştu:
"6 yaşına gelen çocuklar okula başlar ve ilk öğrendikleri şey okuma yazmadır. Disleksi problemi yaşayan çocuklar okula başladıklarında çeşitli engellerle karşılaşır. Okuma, yazma ve hasap işlerinde problem yaşarlar. Çocukların 'E'yi 3 gibi görme, 6'yı 9 gibi yazma, 12'yi 21 gibi algılama şeklinde problemleri olur. Yazarken, okurken, hatta konuşurken harf atlarlar, hecelerin yerini değiştirirler, kelimelerin cümle içindeki yerlerini oturtamazlar. El kullanma konusunda da beceriksizlikleri ve hantallıkları olabilir."
Öğrenci veli ve öğretmenlerinin bu gibi durumlarla karşılaşan çocukların zeka düzeyinden şüphe etmeye başladığına dikkat çeken Gülerman, bu hastalığa yakalanan çocukların zeka düzeyinde bir problem olmadığını söyleyerek şu bilgileri verdi:
"Halbuki bu çocukların zeka ile ilgili hiçbir problemleri yoktur. Sadece bazı özel konulara ait öğrenim güçlüğü problemi vardır. Fakat bu çocuklar hem öğretmenleri hem de aileleri tarafından anlaşılamama durumu yaşar. Çocuklarında bu durumu gözlemleyen aileler panik olur üzülmeye başlar. Öğretmen, öğretememenin sıkıntısını yaşar ve git gide bütün bu duygular bir kısır döngüye girer ve çocuk git gide okuldan, derslerinden uzaklaşır, boşu boşuna derslerinde başarısız olan üzgün bir çocuk karşımıza çıkar."
Disleksi belirtileri gösteren çocukların ailelerine ve öğretmenlerine, hastalığın teşhisi ve tedavisi konusunda uyarılarda bulunan Gülerman, şunları söyledi:
"Ailelerin ve öğretmenlerin öncelikle bu sendromu yaşayan çocukları teşhis etmeleri gerekir. Çünkü, okula başladıkları aşamada birçok çocukta bazen harfleri ters yazma, rakamları ters yazma, harflerin, kelimelerin yerini değiştirme gibi problemler görülse de, bunlar okuma ve yazmanın başlamasıyla çok kısa sürede bertaraf edilir. Bu gibi sıkıntılarda ısrar etme durumu varsa ve bu konuya aile ve öğretmenlerin yaklaşımları bir türlü yeterli olmuyorsa mutlaka bir uzmana danışmak gerekir. Hem konuşmadaki eksiklikleri, hem okuma yazmadaki eksiklikleri hem de hesap kabiliyetindeki yetersizlikleri telafi etmek için ve mental problemi olmayan, sadece bazı konularda sıkıntı çeken çocuğumuzu tekrar okula ve hayata kazandırmak için bir an evvel tedavilere başlamak gerekir. Disleksi kesinlikle çözümü olan ve çabuk tedavi edilen bir rahatsızlıktır. Tedavi esnasında mutlaka bire bir çalışma yapılıyor. Çünkü, her bir çocuğun eksiği ve psikolojik durumu kendine mahsustur. Grup çalışmaları yapılmıyor."
Tedavi edilmeyen disleksi hastalığının çocuk için akademik ve kişisel problemler ortaya çıkarabileceğini söyleyen Gülermen, sözlerini şöyle tamamladı:
"Öğretmenler ve ailelere özellikle sesleniyorum ki; disleksi, çocuklarımızı kolaylıkla kurtarabileceğimiz bir sıkıntıdır. Ama yapılmazsa, müdahale edilmezse akademik problemlerle başlayıp kişisel problemlere dönüşebilecek bir sıkıntı. Onun için bu konuda dikkatli olmak lazım, tereddüt durumlarında uzmana başvurmak ve elbirliği ile bu konuyu halletmek lazım."