Prof. Dr.
Suat Cebeci, duanın kabul vaktine denk gelmesi durumunda bedduanın kabul olabileceğini söyledi. Cebeci ayrıca Peygamberimiz'in (sas) "Kendinize beddua etmeyiniz, çocuklarınıza beddua etmeyiniz... Dilekleriniz, kabul edildiği zamana denk gelir..." hadisini hatırlattı.
Her anne-
baba çocuğunun iyiliğini ister; onlara hayırlı dualarda bulunur. Ancak anne baba, yaramazlık yapan çocuğuna kızgın anında istemeyerek de olsa beddua edebiliyor. Özellikle anneler, daha duygusal olmaları ve hislerine hâkim olmakta zorlanmaları sebebiyle çocukları için kendilerinin de razı olmayacağı kötü dileklerde bulunabiliyor. Dil alışkanlığı ile söylenen beddualar, dua vaktine rastladığında kabul oluyor.
Ebeveynin kızgın anında yaptığı bir bedduayla çocuğuna kötülüğü dokunabiliyor.
Sakarya Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Cebeci, her kim olursa olsun birisine beddua etmenin, onun kötülüğünü istemenin dinimizce hoş karşılanmadığını söylüyor. Peygamberimiz'in kendisine kötülük edenler de dâhil kimseye beddua etmediğini ifade eden Cebeci, "Peygamberimiz, Taif Seferi sırasında kendisini taşlatan, yoluna çalılar döşeyerek ayaklarının kan içinde bırakmış olanlara da dahi beddua etmemiştir. '
Allah'ım onlara hidayet nasip eyle, olur ki onların neslinden İslam'a hâdim olanlar çıkar.' diye dua etmiştir. Ne yazık ki beddua günümüzde insanın kendisini rahatlatmak için söylediği sıradan sözler haline geldi." şeklinde konuşuyor.
Anne-babaların kötü niyetle olmasa da sinirli anında çocuklarına beddua edebildiklerini söyleyen Cebeci, dua vaktine gelmesi halinde bedduanın kabul olabileceğini belirtiyor. Cebeci, Peygamberimiz'in, "Kendinize beddua etmeyiniz, çocuklarınıza beddua etmeyiniz, mallarınıza da beddua etmeyiniz. Dilekleriniz, kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir." buyurduğunu ifade ediyor. Bir gün Abdullah İbni Mübarek Hazretleri'ne bir babanın gelerek çocuğunu şikâyet ettiğini anlatan Cebeci, "Abdullah İbni Mübarek Hazretleri, 'Çocuğuna beddua ettin mi?' diye sorar. 'Evet, beddua ettim' diyen babaya Abdullah İbni Mübarek'in cevabı şöyle olur: Çocuğunun ahlakını sen bozdun."
Cebeci, çocuklara sarf edilen sözler konusunda anne-babalara tavsiyelerde bulunuyor: "Ebeveynin bedduası, onların beddua etmedeki içtenlikleri, buna sebep olan mağduriyetleri ve duydukları acı ölçüsünde karşılığını bulur. Ama Allah'ın bu karşılığı ne zaman ve ne şekilde vereceği bilinmez. Bu sebeple anne babalar dilini bedduaya değil, duaya alıştırmalı. Ağızdan çıkan söz hayırlı olmalı."
Bugün yaşadıklarını annesinin kızgın bir anda yaptığı bedduaya bağlayan Umahan
Günay, kardeşiyle
kavga ettiği bir anda annesi, "İkiniz de birbirinizin yüzüne hasret kalın, biriniz Türkiye'nin bir ucuna diğerinizde diğer ucuna gidin." der. Kardeşlerin biri Kütahya'da diğeri de Ağrı'da yaşayan Umahan Günay, kardeşini ancak 5 yılda bir görebildiğini söylüyor. Şimdi iki çocuk annesi olan Günay, onlara kızdığında beddua etmemeye dikkat ettiğini söylüyor.
Yaramazlık yapan çocuklara nasıl davranılmalı?
Anne-baba, çocuklarına hitap ederken sözleriyle
inanç, ahlak ve kişilik olarak ona olumlu veya olumsuz çok önemli şeyler kazandığını unutmamalı.
Karşısına çıkan her şey, mümin için bir
imtihan vesilesidir. Bir anlık kızgınlık da olsa, dile sahip çıkmak gerekir. Mümin daima şuurla hareket etmeli; iman,
akıl ve iradesinin önüne hiçbir şeyin geçmesine izin vermemeli.
Çocukların yaramazlıklarına da bu gözle bakılmalı. Ayrıca Allah Resulü'nün uygulamaları örnek alınmalı.
Dili; duaya, güzel telkinlere, ahlaki seviye gözeten nezih ifadelere alıştırmalı. Ebeveyn kızgın anında kötü sözler yerine 'Allah iyiliğini versin' türü ifadeler kullanmalı.
Çocukların iyiliği için gayret sarf edin. Hatalarını iyi bir üslupla söyleyin ve hatalarından vazgeçirmeye çalışın. Çocuğa doğruyu, güzelliği gösterin.