Akdeniz Üniversitesi
Çevre Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Topkaya,
deterjan üreticilerinin
Avrupa'da yüzey sularında canlıların yok olmasına neden olabilen fosforu kullanmamalarına rağmen Türkiye'de aynı
marka deterjanları fosforlu ürettiklerini öne sürdü. Topkaya, bir bitki
besin maddesi olan fosforun su kaynaklarında tam bir gübreleme etkisi yaptığını söyledi.
AB
ülkelerinden
Hollanda,
Norveç,
İtalya,
Almanya,
İsviçre, Avusturya'da kullanılan deterjanların hiçbirinin fosfor içermediğini belirten Topkaya,
Slovenya,
Finlandiya,
Belçika,
İsveç ve Danimarka'da da deterjanların yüzde 80'inden fazlasında fosfor kullanılmadığını söyledi.
Fosforun ötrofikasyona neden olduğunu belirten Topkaya, sulak alan ekosistemlerini bozarak burada yaşayan kuş,
balık ve diğer canlıların azalmasına ya da yok olmasına neden olabileceğini dile getirdi. Ötrofikasyonun, (
Atıklarla gelen aşırı besin maddelerinin vejetasyonu uyarmasıyla göllerin çözünmüş
oksijen yokluğu sonucunda ölmesine kadar gidebilen yaşlanma süreci) ileri safhalarında oksijen tükeneceği için ilgili sistemin önce bataklığa sonra çayıra dönüşerek su formundan kara formuna geçtiğini ifade eden Topkaya, bu nedenle çoğu Avrupa ülkesinde deterjanlarda fosfor kullanılmadığını kaydetti.
AÜ Çevre Mühendisliği'nde yapılan bir araştırmada evsel
atık su arıtma tesislerine giren atık su ve çıkan arıtılmış suyun içerdiği fosfor konsantrasyonlarının izlendiğini belirten Topkaya, yapılan analizlere göre tesislere giren suda bulunan fosforun yaklaşık yüzde 50'sinin deterjanlardan kaynaklandığını vurguladı. Biyolojik arıtma tesislerine giren fosforun yaklaşık yüzde 40'ının uzaklaştırılabildiğini ifade etti.
Bu durumda çıkış sularının doğrudan kıyı alanlarından denize karıştığı ve kıyı alanlarının rekreasyon amacıyla kullanıldığı bölgelerde bitkisel
üretimin artmaması için fosforun sudan uzaklaştırılması gerektiğine işaret eden Topkaya, bu amaçla biyolojik arıtmaya ek olarak kimyasal arıtım uygulanması gerektiğinin altını çizdi.
Topkaya, Türkiye'de satılan deterjanlarda, suyu yumuşatmak için yüzde 30 oranında fosfor kullanıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Otomatik
çamaşır makinelerinin yaygın olarak kullanılması ile otomatik makine deterjanlarına talep artmış ve 1990'ların başında matik deterjanlar
ithal edilmeye başlanmıştır. Bunların ambalajlarının üzerinde fosfor içermediklerine yönelik ibareler bulunmaktadır. Talebin artması ve üretimin Türkiye'de yapılmasıyla deterjanlarda fosfor kullanımına devam edilmiştir.
İtalya'da atık suda bulunan fosfor miktarının yüzde 50'sine deterjanların neden olduğunun saptanmasının ardından bu maddenin kullanımı yasaklanmış, yüzey sularında olan toplam fosfor yükü yılda 59 bin tondan 45 bin tona gerilemiştir. Avrupa'da eğer deterjanlar fosforsuz üretilebiliyorsa kanunen de yasaklanmışsa, deterjan firmalarında Türkiye'de de artık yavaş yavaş bu yıl içinde teknolojik dönüşümü sağlayıp aynı kalitede deterjan üretmelerini bekliyoruz.''
Fosfor kullanımı yasaklanmalı
Atık su arıtma tesislerinde biyolojik/kimyasal fosfor uzaklaştırma yöntemleri kullanıldığını dile getiren Topkaya, bu işlemlerin tesis maliyetinin yanı sıra çamurdaki fosfor konsantrasyonunu da artırdığını kaydetti. Türkiye'de de kamu ve çevre yararı göz önünde tutularak kısa zamanda deterjanlarda fosfor kullanımına son verilmesi gerektiğini vurgulayan Topkaya, "Binlerce arıtma tesisine fosfor uzatma tesisi yapacağımıza, fosforsuz deterjan kullanalım. Ülke olarak ulusal düzeyde daha büyük avantajı var ki adamlar kaynağından yasaklamış. Çevreye daha saygılı dost bir deterjan beklemek hakkımız.'' diye konuştu.
Avrupa ve Türkiye'de deterjan kullanımı ne kadar?
Prof. Dr. Bülent Topkaya'nın verdiği bilgilere göre; Türkiye'de deterjanların yüzde 95'i fosforlu üretiliyor, yılda kişi başına 10 kilogram deterjan tüketiliyor, Finlandiya'da kişi başına yılda 3,8 kilogram, İsveç'te 4,5, Norveç'te 4,9, Danimarka'da 6,5, Hollanda'da 7,5, Yunanistan'da 10,2, Fransa'da 11,8, Portekiz'de 12,2, İspanya'da 12,4, İtalya'da 12,9 kilogram deterjan tüketiliyor. Fosforun yüzde 50'sinden fazlasını
küçük değişikliklerle uzaklaştırmak mümkün.