İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Taner Yücel, asitli
yiyecek ve içeceklerin yol açtığı ve ''diş sert
dokularında görülen aşınmalar'' olarak tanımlanan ''asit
erozyonunun'', yüzyılın en önemli diş sağlığı sorunlarından biri olduğunu bildirdi.
Taner Yücel, yaptığı açıklamada,
ağız ve diş sağlığını tehdit eden önemli hastalıkların başında gelen diş çürüklerinin, özellikle gelişmiş
batı ülkelerinde alınan koruyucu sağlık tedbirleriyle ciddi oranda azaldığını, asit erozyonu vakalarının ise arttığını söyledi.
Asitli yiyecek ve içeceklerin yol açtığı ve diş sert dokularında görülen aşınmalar olarak tanımlanan asit erozyonunun,
diş çürüğü ile beraber yüzyılın en önemli diş sağlığı sorunu olduğunu dile getiren Yücel, ''Bunun yanı sıra
mide rahatsızlıklarına bağlı olarak meydana gelen
reflü sonucu veya efervesanlı ilaç ve vitaminlerin yoğun kullanılması veya ağızda emilerek kullanılan çeşitli pastiller sonucu ağız pH'sı düşerek, diş sert dokularında erozyon meydana gelebilir'' dedi.
Yücel, her yaşta görülebilen asit erozyonunun, ''asitli yiyecek ve içeceklerin dişle teması sonucu diş minesinin yüzeyinin geçici olarak yumuşaması ile ortaya çıktığını'' dile getirerek, ''Zamanla, bu asidik yumuşama, önemli bir aşınmaya ve dolayısıyla da diş minesinin kalınlığının azalmasına yol açabiliyor. Bu da sonuç olarak diş hassasiyetinin artmasına ve daha sonra da dişin dokusu, şekli ve görünümünde değişime neden oluyor'' diye konuştu.
-GÜNLÜK HIZLI YAŞAM TEMPOSUNUN ETKİSİ-
Bu rahatsızlığın son yıllarda özellikle ön plana çıkmasının nedenini, en başta yemek yeme ve içme alışkanlıklarının değişmesine bağlayan Yücel, şunları kaydetti:
''Günlük hızlı
yaşam temposu içerisinde ayak üstü yemeler, bu yiyecekleri yerken kullanılan içecekler, bu içeceklerin içeriklerinde bulunan asit ciddi sorunlar yaratmaya başladı. Birçok insan dişlerini sabah-
akşam florürlü diş macunu ile fırçalayıp, bakteri plağı denilen oluşumu dişleri üzerinden uzaklaştırabilseler de günlük yaşantı içerisinde herhangi bir saat içinde aldıkları asitli yiyecek ve içecekler, bu sert dokularda aşınmalara yol açıyor. Asitli içeceklerin yemek öğünleri arasında tüketilmesi dişlerdeki erozyonu artırır.''
Prof. Dr. Yücel, ağız boşluğu içerisindeki pH'nın 7 (nötr) civarında olduğunu belirterek, asitli yiyecek ve içecekler tüketildiğinde ağız boşluğu pH'sının düştüğünü, bunun da dişlerdeki erozyonun en önemli etkeni olarak görüldüğünü kaydetti.
Yücel, ''Asitli yiyecek ve içeceklerin yol açtığı asit erozyonu, diş çürüğü ile beraber yüzyılın en önemli diş sağlığı sorunu. Şekerli veya şekersiz tüm asitli içecekler, taze sıkılmış veya hazır
meyve suları, bazı meyveler, gaz içeren içecekler ciddi bir şekilde dişlerde erozyona yol açıyor.
İçeceklerin şekersiz veya light olması dişlerde meydana gelen erozyonu, sert doku kaybını önlemiyor. Çünkü o içeceğin içerdiği asit önemli'' diye konuştu.
Taner Yücel, çay ve kahvenin erozyonda diğer içecekler kadar etkili olmadığını söyledi.
-EROZYONUN BELİRTİLERİ-
Prof. Dr. Yücel, diş erozyonunun belirtileri hakkında şu bilgileri verdi:
''Ağız boşluğu içerisindeki asidin diş minesini aşındırmaya başlamasıyla önce aşırı hassasiyet ve sonraki aşamalarda, dişlerde sarı lekeler, şeffaflık, diş uçlarında çatlaklar ve daha sonra da aşınmaların devamı ile diş yüzeyinde de
çukur alanlar oluşur. Bireyi en çok rahatsız eden husus ise hassasiyettir. Sıcak veya
soğuk yiyecekler ciddi bir şekilde dişte hassasiyete yol açar. Asit erozyonun etkileri hemen ortadan kaldırılamaz. Hastanın erozyonun etyolojisi için diş hekimine gitmesi gerekir. Hastalığın başlarında koruyucu önlemlerle kolayca
tedavi edilebilen erozyon, etki ciddi boyutlara ulaşırsa, etkilenen dişlerin şeklinin ve işlevlerinin düzeltilmesi ve korunması için adesif diş tedavisine ihtiyaç duyulur. Diş erozyonu, asitli yiyecek ve içeceklerin tüketiminin yasaklanması ile önlenemez.''
Prof. Dr. Yücel, diş fırçalamanın ağız hijyeninin korunmasında ve dişlerin çürümesinin önlenmesinde çok önemli olduğunu, ama asitli yiyecek ve içecek tüketiminin hemen ardından diş fırçalamanın erozyonu artıracağını ifade ederek, şunları söyledi:
''Özellikle bu tür içecekleri veya yiyecekleri tüketenler, ağızlarını
temiz hissetmek için hemen gidip dişlerini fırçalıyorlar. Bu, aşınmanın hızlanmasına yol açar. Kişi, bu tür asitli yiyecek ve içecekleri tükettikten sonra ağız ortamının pH'sını yükseltmek için bir yudum su alabilir, nötr bir içecekle ağzını çalkalayabilir. Dişleri, ağız ortamı asitli durumdan kurtulduktan sonra fırçalanması daha doğru olur.''