Çocukluk çağındaki
kalp hastalıklarının 2 gruba ayrıldığını belirten Halil Ertuğ, bunların doğuştan veya romatizmal hastalıklara bağlı olarak ortaya çıktığını söyledi. Ertuğ, "Çocukluk çağında kalp hastalıklarının
Türkiye için önemli sayılacak bir sağlık sorunu olduğunu söyleyebiliriz." dedi.
Doğumsal kalp hastalıklarının da kendi içinde alt guruplara ayrıldığını belirten Ertuğ, doğumsal kalp hastalıklarında kirli kanın
temiz kana karışması nedeniyle oluşan morarmanın (siyanoz) bu grup hastalıkların önemli belirtisi olduğunu söyledi. Bu nedenle
erken dönemde hastalığın anlaşılabileceğini dile getiren Ertuğ, ağlayan bir bebeğin
parmak ucunda ve dudaklarında morarma olması halinde hemen bir hekime başvurmak gerektiğini vurguladı. Ertuğ, bu tip kalp rahatsızlığı olan bebeklerin emme sırasında sık sık dinlenme ihtiyacı duyduğuna dikkat çekerek, bazılarına da aşırı morarma ve
bayılma nedeniyle hemen müdahale edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ertuğ, bazı durumlarda ise bebek belli yaş ve kiloya ulaşınca ameliyatla
tedavi edilebileceğini söyledi.
İkinci alt grubu ise temiz kanın kirli kana karışması ile seyreden bir grup hastalığın oluşturduğunu anlatan Ertuğ, "Bu hastalık daha sık rastladığımız bir durumdur. Bunların bir kısmında üfürüm tabir edilen durum söz konusudur ve hemen doktora gidilmesi gerekir. Bu tip çocuklarda çabuk yorulma, aşırı
terleme, hafif morarma gibi belirtiler de gözlenebilir. Prematüre hariç sağlıklı bebeklerde emme süresi bir öğünde 15-20 dakika iken hasta bebeklerde emme süresi yarım saat, 45 dakikayı bulabilir. Bu gurupta aşırı terleme özellikle emerken baş ve boyundaki terleme önemli belirtilerdir. " dedi.
Doğuştan kalp rahatsızlığı olan bebeklerde tekrarlayan
zatürre ile
bronşit olabildiğine ve bebeğin ağırlık artışının yeterli olmadığına dikkat çeken Ertuğ, bu durumda hemen bir hekime başvurmak gerektiğini vurguladı. Bu tip vakalarda akciğer damarlarına aşırı kan gitmesi sonucunda çocuklarda zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarına yatkınlık oluştuğunu dile getiren Ertuğ, zamanında tanımlanabildiği takdirde doğuştan kalp hastalıklarının büyük çoğunluğunun ameliyatla tedavi edildiğini, bununla ilgili cerrahi yöntemlerin başarıyla uygulandığını sözlerine ekledi.