Gizli şekere dikkat!

Diyabet hastalığı tüm dünyada milyonlarca kişinin sağlığını etkiliyor. Uzmanlar, Türkiye'deki sorunun ise gizli şeker olduğunun altını çiziyor

Gizli şekere dikkat!

Ömür boyu süren bir rahatsızlık olan diyabet, bugün dünyada 200 milyon kişinin hastalığı. Her yıl 10 milyon kişinin diyabetli nüfusa katıldığı tahmin ediliyor ve bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü'nce (WHO) bir numaralı mücadele edilmesi gereken hastalık olarak isimlendiriliyor. Hasta sayısının 2020'de 250, 2030'da 366 milyon olması bekleniyor. Türkiye'de gizli şekerle birlikte 6 milyon diyabetli bulunuyor. Dünya Diyabet Günü'nün bu yılki sloganı; "Herkes için diyabet bakımı". Tüm dünyada çok sayıda kişi diyabeti olduğunun farkında değil. Türkiye'deki diyabetlilerin de 1.5 milyonunun hastalıklarının farkında olmadığı bildiriliyor. Diyabet, müdahale edilmediğinde körlük, kalp ve damar hastalıkları, felç, böbrek yetmezliği ve sinir sisteminde tahribata yol açabiliyor. Avrupa'da 20 yaş üstü körlük nedenleri arasında birinci sırada yer alan diyabet, ABD'de de yılda 90 bin kişinin ayağının kesilmesine neden oluyor. Türkiye'nin öncelikli sorununun gizli şeker olduğunu kaydeden Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, ülkemizdeki diyabet hastalarının yarısının (3 milyon kişi) gizli şeker hastası olduğunu söyledi. Sinsi bir hastalık Diyabetin çok sinsi giden bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Yılmaz, "Diyabetin en az 10 - 15 yıl arasında gizli şeker dediğimiz bir süreci var. Bu süreç, eğer iyi gözlenmezse hasta tarafından atlanıyor. Görüyoruz ki bu süreçte de diyabet organ hasarı yapıyor. Eğer diyabet gizli şeker döneminde kontrol altına alınabilirse, hasta diyabet ortaya çıkmadan uzun yıllar non-diyabetik olarak hayatını sürdürebilir" diye konuştu. "Diyabetin önlenebildiği tek dönem gizli şekerdir" diyen Prof. Yılmaz, gizli şekerin saptanması için önce bir açlık kan şekeri incelemesi yaptırılması gerektiğini söyledi. Sinirliliğe dikkat Gizli şekerin, şeker düşmesiyle ortaya çıktığını belirten Prof. Yılmaz, en önemli belirtisinin öğün aralığını kısaltması olduğunu söyledi. Öğün aralığının gizli şekerlilerde 2 - 2.5 saat olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Bu nedenle öğün öncesi şiddetli açlık yaşarlar. Öğün saatleri yaklaştığında tahammülsüz olur ve çok hızlı yerler. Sinirlilik, soğuk terleme, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, fenalık hissi görülür" dedi. Yılmaz, pek çok hastanın sinirlilik nedeniyle önce psikiyatra başvurduğuna işaret ederek şöyle devam etti: "Gizli şekeri olan kişilerde yemek öncesi ve sonrası kişilik değişiklikleri olur. Bu nedenle önce psikiyatra, sonra bize gelen hastalar var. Gün içinde ani hipoglisemi yani şeker düşmeleriyle kişide tatlı krizi oluşur. Ağır bir yemekten sonra uyku hali olur. Bunların hepsi gizli şekerin ön belirtileridir. Eğer beklemediğiniz anda biri ani tepki gösterir, bağırır çağırırsa hipoglisemik olabilir. Bunlar yemek yedikten sonra yarım saat, 1 saat içinde tamamen değişir." Trafik kazalarının nedeni Yapılan araştırmalar, trafik kazalarının önemli bir kısmının arkasında gizli şeker olduğunu gösteriyor. Uzun yolda uyuyan şoförler genellikle mola yerinden ayrıldıktan 1 - 2 saat içinde uyuyor. Bu, gizli şeker yani reaktif hipoglisemilerde uyuma saatidir. Ramazanda trafik kazalarının önemli bir bölümü oruç açılmadan 2 - 3 saat öncedir." Diyabetli, ayaklarına özen göstermeli "Diyabetlilerin günlük bakımlarına daha çok önem vermeleri gerekir" diyen Dr. Tahir Haytoğlu da hastaların özellikle ayaklarına özen göstermesi gerektiğini söyledi. Damarlarda oluşan kan dolaşımı bozukluğu nedeniyle ayaklarda çeşitli sorunlar görüldüğünü anlatan Dr. Haytoğlu, "Diyabete bağlı sinir hasarları, ayaklarda his kaybına neden olabilir. Ayrıca ayaklarda zamanla biçim değişikliği de meydana gelebilir. Bu değişim yerlerinde, yaralar ve ayak ülserleri ortaya çıkabilir. Ülserler çok çabuk iltihaplanarak ciddi sorunlara yol açabilir" dedi. Haytoğlu, sık tuvalete çıkma, ağız kuruluğu, hızlı kilo kaybetme, halsizlik ve çabuk yorulmanın diyabeti düşündürecek başlıca şikâyetler olduğunu ifade ederek şu noktalara dikkat çekti: Aşağıdaki bulgularda doktora başvurun: Deride renk değişiklikleri Bölgesel ısı artışı Ayakta ve bilekte şişlik Bacaklarda ağrı Yavaş iyileşen yaralar Tırnakta mantar enfeksiyonu veya batık Nasır ve deride çatlakların oluşumu Hastalara öneriler Hiçbir şikâyet olmasa da rutin olarak yılda en az bir kez bir göz muayenesi yaptırın, 6 ayda bir diş hekimine başvurun. Ayak parmak araları, kasık bölgesi, koltuk altları, kadınlarda meme altındaki bölge, mantar ve deri enfeksiyonları için en zayıf yerlerdir. Bu bölgeleri temiz ve kuru tutun, her gün renk değişikliği olup olmadığını kontrol edin. Düzenli banyo yapın, sonrasında vücudu iyice kurulayın, ciltte kuruluk oluşuyorsa, nemlendirici krem kullanın.
<< Önceki Haber Gizli şekere dikkat! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER