Gözden kaçan bu ince nokta hastalık sebebiniz olabilir!

Uzmanlar, Ağız ve diş sağlığının hayati öneme sahip olduğunu belirtip, önemli uyarıda bulundular..

Gözden kaçan bu ince nokta hastalık sebebiniz olabilir!

20 Mart Dünya Ağız ve Diş Sağlığı Günü’nde ağız sağlığının önemine değinen ve bir çok hastalığın ağız ve diş sağlığına gereken özenin gösterilmemesinden kaynaklandığına dikkat çeken Hospitadent Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük,  “Önemsenmeyen ve tedavi edilmeyen diş ve diş eti iltihaplanmaları ya da küçük bir çürük kalp-damar hastalıklarına, romatizmaya, ülsere, böbrek ve karaciğer sorunlarına hatta kansere neden olabilir. Ağız ve diş bakımına gereken özenin gösterilmesi durumunda koruyucu ve önleyici tedaviler ile problemler anında çözülebilir ve ilerde oluşabilecek sistematik rahatsızlıkların da önüne geçilebilir” dedi.

Dünyada ve ülkemizde diş ve diş eti hastalıklarının en önemli sağlık sorunları arasında yer aldığını belirten Hospitadent Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük; “Ağız ve diş sağlığının öneminin farkındalığında olan ülkelerde dişhekimine 6 ayda bir gitme zorunluluğu varken ülkemizde son ana gelinceye kadar beklenmekte, onun öncesinde ise sürekli ertelenmektedir. Dolayısıyla koruyucu önlemler alınmadığı için dişle ilgili maddi ve manevi olumsuzluklar ortaya çıkıyor. Dişhekimine gitmeye gerek görmediğimiz ve önemsemediğimiz bir çürükten üreyen ve tüm vücudumuza hızlıca yayılan bakteriler bağışıklık sistemimizi zayıflatarak; romatizmaya, çene altı lenf bezlerinin büyümesine,  kalp–damar hastalıklarına, şeker hastalığında kan şekeri değerlerinin değişimine, 5-17 yaş grubu çocuklarda büyüme yetersizliğine, kemik erimesine, hamilelerde düşüklere yol açıyor” diye konuştu.

Ağız ve dişde oluşan iltihapın önemsenmeyip tedavi edilmediği sürece daha ciddi enfeksiyonların oluşacağını söyleyen Özbölük, “Bu enfeksiyonlar bağışıklık sistemini zayıflatarak ciddi hastalıkları tetiklemektedir. Ülkemizde 65 yaş üzeri dişsizlik oranı yüzde %67. Yetişkin bireylerin yedide birinde yetersiz ağız sağlığının psikolojik ve sosyal huzura etkisi olduğu, tat almayı, iletişimi, sosyal ilişkileri ve diğer günlük aktiviteleri azalttığı görülmüştür. Araştırmacılar yetişkinlerin diş kayıplarına olan reaksiyonlarını; öz-güven kaybı ve öz-imaj değişimi, yoksunluk, görünüşlerinden hoşnutsuzluk ve kendilerini daha ileri yaşlarda algılama şeklinde sıralamışlardır” dedi.

Sağlıklı diş ve diş etine sahip olmak sağlıklı hayatın ön koşuludur. Bunun için de halk arasında yaygın olan ve doğru bilinen yanlışlardan kaçınarak diş hekimlerinin önerileri doğrultusunda uygulama yapılmasını söyleyen Özbölük, “Diş fırçalama şeklinden fırça seçimine, macun kullanımından diş taşı temizliğine, süt dişlerinden ağız kokusuna kadar ağız sağlığını tehlikeye atacak bütün yanlış alışkanlıklardan kaçınmalıyız” dedi. 

Her hastalık gibi tedavisine geç kalınan bir diş çekiminin de maddi manevi daha büyük sorunlara yol açtığını söyleyen Özbölük; “Ağız ve diş sağlığı, vücut sağlığının bölünmez bir parçasıdır. Ağzımız bir nevi vücudumuzun alarm merkezlerinden biridir. Zamanında yapılmayıp, ihmal edilen tedavilerin ekonomik boyutunu göz önüne aldığımızda; dolgu yapılmayan her çürük diş kanal tedavisi, ardından diş çekimi, yerine diş koyma ve sonunda implant yapılmasına kadar birçok tedavi gerektirebiliyor. Bu da dolgu maliyetinin 23 katı bedel ödeme anlamına geliyor” diye konuştu.

<< Önceki Haber Gözden kaçan bu ince nokta hastalık sebebiniz olabilir! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER