Bursa Uludağ Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tayar,
gıda konusunda Türkiye'de tam bir standardın uygulanamadığını belirtti.
Prof. Tayar, "Ülkemizde güvenilir denetim yok. Özellikle et konusunda tam bir denetimin olduğunu söylemek zor. Bazen
domuz etinin satıldığı ve diğer at eti gibi etlerin satıldığını görüyoruz basından." dedi.
Dünya Helal Gıda Birliği Derneği tarafından düzenlenen '1. Bursa Helal Gıda Konferansı'nda konuşan uzmanlar, insanların ne yeyip içtiklerini bilmediklerine vurgu yaptı.
Helal ve
temiz gıdayı gündemde tutmak, bu konuda
toplumsal bilinç oluşturmak, insanların tükettikleri gıda konusunda seçici olmalarına katkı sağlamak, gıdanın
helalliğini sertifikalandırmak amacıyla kurulan Dünya Helal Gıda Birliği Derneği, 1. Bursa Helal Gıda Konferansı?nı düzenledi.
Dünya Helal Gıda Birliği Derneği Başkanı Raşit Nogay, Bursa merkezli olarak kurulan Dünya Helal Gıda Birliği Derneği'nin 2010 yılı başlarında kuruluş aşamasını tamamladığını belirterek,
helal gıda konusunda bilinç oluşturmak için çalıştıklarını belirtti.
Üye kayıtlarının devam ettiğini anlatan Nogay, "Bugün Birinci Bursa Helal Gıda Konferansı'mızı düzenledik. Bugün burada asıl amacımız, toplumda helal gıda bilincini canlı tutmaktır." dedi.
Vizyonlarını; 'Dünyada helal ve temiz gıdayı araştıran ve insanlığın hizmetine sunan, insanların tükettikleri gıda konusunda seçici hassasiyet oluşturmalarına katkı sağlamak ve gıda helalliğini sertifikalandıran ulusal ve uluslararası lider bir
sivil toplum kuruluşu olmak' şeklinde açıklayan Raşit Nogay, "Dernek olarak misyonumuz ise helal ve temiz gıdayı gündemde tutmak, gıda araştırmaları yapmak, helal gıda konusunda toplumda bilinç oluşturmak, kurs ve
seminer gibi eğitim çalışmaları yapmak, tarım ve gıda ürünlerinin helalliğini garanti ederek sertifikalandırmak ve gıda işletmelerinin hizmetlerini helal normlarına uygunluğunu sağlayıcı standartlar geliştirip belgelemek." şeklinde konuştu.
"TÜRİYE'DE DURUM HİÇ DE İÇ AÇICI DEĞİL"
Helal gıda konusunda Türkiye'de pek de iç açıcı bir durumdan söz edemeyeceğini kaydeden Prof. Dr. Mustafa Tayar ise insanların son yıllarda ne yeyip içtiklerini bilmediklerini, bir çok hastalığın ise bundan kaynaklandığını söyledi.
Helal gıda standardının ilk olarak 1940'lardan sonra ABD'de ortaya çıktığını ve Yahudilerin 'Koşer' belgeli ürünler araması ile başladığını anlatan Prof. Tayar, bundan sonra ABD'deki müslüman cemaatinde kendine göre helal gıda standardını aramaya başladığını anlattı.
Bugün dünyada kabul gören helal gıda standardı adına 'Kodeks Alimentarius'un bir
takım helal gıda kriterleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Mustafa Tayar, "
Müslümanlarda da
Malezya ve İran'ın helal gıda çalışmaları var. Bunun dışında Rusya'dan Çin ve Arjantin'e kadar bütün ülkelerin kendine göre helal gıda standardı var. Ülkemizde ise bir kaç
gönüllü sivil toplum kuruluşunun bir belgelendirme çalışması var ve TSE'nin helal gıda hazırlığı var. Yine
İslam Kalkınma Örgütü'nde bütün islam alemini içine alan bir helal gıda çalışması devam ediyor." diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE TAM BİR STANDART YOK"
Türkiye'de bu konuda tam bir standardın uygulanamadığına işaret eden Prof. Dr. Mustafa Tayar, şöyle dedi: "Ülkemizde tam bir güvenilir denetim yok. Özellikle et konusunda tam bir denetimin olduğunu söylemek zor. Ülkemizde etler çok kontrolsüz şartlarda kesiliyor, bunların hijyeni, güvenliği ve kalitesinden söz etmek mümkün değil. Bazen
domuz etinin satıldığı ve diğer at eti gibi etlerin satıldığını görüyoruz basından. Ama son zamanlarda
Tarım Bakanlığı'nın isminin 'Gıda ve
Tarım Bakanlığı' olarak değişmesi söz konusu, açıkçası ülkemizde bu durumun çok da iç açıcı olduğunu söyleyemeyeceğim."
Prof. Dr.
Hamdi Döndüren ise İslam'da helal gıdanın öneminin büyük olduğunu vurgulayarak, Kur'an-ı Kerim başta olmak üzere, Peygamber Efendimiz'in (SAV) bu konu üzerinde hassasiyetle durduğunu söyledi.
Kur'an-ı Kerim'de helal olmayan
hayvanların 4 ayetle belirtildiğini anlatan Prof. Dr. Hamdi Döndüren, "İslam'da da helal gıda dendiği zaman Kur'an-ı Kerim'de 'Tayyibat' kelimesi ile bu
tarif edilmiş, yani temiz olan, insana zararlı olmayan ve insan sağlığına faydalı olan gıdalar helal olarak kabul edilmiş. Bunun dışında zararlı olan gıdalar ise 'kabais' kelimesi ile ifade edilmiş. Yani insana zararlı ve yenmesi
haram olan gıdalar." diye ifade etti. Prof. Dr. Hamdi Döndüren şöyle devam etti:
"Kur'an-ı Kerim'de 4 ayrı ayetle tekrarlanan hayvansal ürünlerle ilgili; usulüne göre kesilmemiş murdar olmuş hayvanların etinin yenilmemesi, kan varsa hayvanlar arasında yenilmemesi, domuz eti yenmemesi istenmiş, ayrıca putlar adına kesilen hayvanların etinin de yenilmemesi istenmiş. Yani 4 çeşit hayvan sayılarak bunların etinin yenilmemesi istenmiş. Bunları asıl genişleten Peygamberimiz (SAS) olmuş. Mesela pençeleri kullanarak avlarını parçalayarak yiyen hayvanların etlerinin yenmesi yasaklanmış."
(CİHAN)