Hem yiyin, hem zayıflayın

Diyet yok, spor yok, beslenme düzenini bozmak yok, iç çayını keyfine bak.

Hem yiyin, hem zayıflayın

Hem ye hem de zayıfla. Gerçekten var mı böyle bir şey? Zayıflama sektörü her geçen gün büyüyor. Her gün pazara yeni ürünler çıkıyor. İnsanımız ise bu ürünlerden çok şey bekliyor. Haplar, kapsüller, çaylar, yağlar, macunlar… Bu ürünler, gerçekten gördükleri ilginin hakkını verebiliyorlar mı? Aklımıza takılan pek çok soru var. Biz de kafamızı kurcalayan bu soruları pazarın aktörlerinden Proser Form Bitkisel Zayıflama Çayı’nın marka direktörü Mevlüt Güleç’e sorduk. 2000 yılından bu yana Türkiye’de satılmakta olan Proser Form on yılda on binlerce kullanıcıya ulaşmış. Gerçekten bu çaylar zayıflatıyor mu? M.GÜLEÇ- Zayıflama ürünleri takviye yani destek ürünlerdir. Sadece bizim ürünümüz değil bilinen pek çok ürünün kilo problemi olanların zayıflamasına yardımcı olduğunu biliyoruz. Pazara yeni sunulan ürünleri bir tarafa koyacak olursak uzun yıllardır satılmakta olan bitkisel zayıflama çayları on binlerce kez denenmiş ve olumlu sonuçları ile bugünlere gelmiştir. Ancak sorun şu ki, kullanıcılar bu tür ürünlerden çok şey hatta mucize bekliyorlar. İnanır mısınız, hem zayıflatan hem de verdiği kiloları geri aldırmayan ürün isteyenler çoğunlukta . Böyle bir şey mümkün değil. Ancak bu talebi bile anlayışla karşılıyoruz. Çünkü, sektör yeni oluşuyor ve halkımızda bitkisel ürünlerle ilgili bilinç düzeyi son derece düşük. Ayrıca yanlış algılar ve bilinen yanlışlar da bize çok önemli sorumluluklar yüklüyor. Peki, bu işin doğrusu nedir? M.GÜLEÇ - Bunları şöyle özetleyebiliriz: 1-Bitkisel ürünler destek ürünlerdir. Tedavi değil takviye amaçlı kullanılmalıdırlar. 2-Zayıflama konusu sağlığı ilgilendiren bir konudur. Bu yüzden bu ürünler kullanılmadan önce metabolizmal bir sorun olup olmadığı bir endokrin uzmanına gidilerek öğrenilmelidir. 3-Hormonal ve alerjik bir problemi olmayanlar bu tür ürünleri gönül rahatlığı ile kullanılabilir. Tabi burada kastım içinde kimyasal olmayan tamamen bitkisel ve doğal ürünlerdir. 4-İdeal zayıflama, ayda 4-6 kilo zayıflamaktır. Kural şudur, hızlı verilen kilolar hızlı geri alınır. Bu durum metabolizmaya ve kilo durumuna göre değişse de genelde daha fazlasının faydası yoktur. 5-Form çayı kullanıp da kilo verenlerde altı ay ila bir yıl kilo alınmadığı gözlenmektedir. Ancak kişi kilosuna dikkat etmezse verdiği kilolara geri alabilecektir. Bu sebeple mutfak ve yeme kültürüne dikkat etmeli kilo yönetimi uzmanlarından destek almalıdır. Biz de www.proserform.com adlı veb sitemizde bu konuyu özel olarak ele aldık ve kilo yönetimi başlığı altında neler yapılabileceğini ifade etmeye çalıştık. 6-Zayıflama konusu; zayıfla kilo al, zayıfla kilo al kısır döngüsünden çok daha önemli bir konudur. Obezite bir çok hastalığın kaynağı yani sebebidir. Bu açıdan obezite bir sağlık problemidir ve bu tür ürünler kullanılmadan önce bir hekime danışılmasında çok büyük fayda bulunmaktadır. Biz de bu hassasiyetle ürünümüzü kullanıp da zayıflayamayanlar için ücretsiz uzman hekim desteği sağlamaya başladık. Bu bizim için bir çeşit sosyal sorumluluktur. Buradan zayıflama sektörüne bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kilo yönetimi konusunda halkımızı bilinçlendirelim ve uzman hekimlerle iş birliğini ihmal etmeyelim. Son olarak “ne yersen ye, bu ürünleri kullan, zayıfla” algısı için ne diyeceksiniz? M. GÜLEÇ - Sağlık sorunları dışında kilo almamızı sağlayan iki etken var: 1-Yeme alışkanlıklarımız, 2-Modern şehrin getirdiği hareketsizlik. Bununla birlikte biz ne diyoruz; akşamları bir saat arayla günde üç fincan proser form kullananlar ayda 4 ila 6 kilo verebilir. Beslenme alışkanlığını değiştirmelerine gerek yok. Bu ni yiyip içtiğinin önemi yok demektir. Buradan bakılırsa sizin ifade ettiğiniz algı ortaya çıkıyor. Ancak biz bununla kalmayıp zayıflayabilirsin ama verdiğiniz kiloları almamanız için mutfak kültürünü kilo yönetim algısına göre yeniden düzenlemeniz gerekir diyoruz. Hiç kullanılmaması gereken ürünler var, zaman zaman tüketilecek ürünler var, istenildiği kadar tüketilecek ürünler var. Bu bilinçle hareket ederek mutfak kültürümüzü yenilediğimizde çok şeyi halletmiş oluruz. Bir de günlük yaşamımızda vücudumuzu hareket ettireceğimiz alanlar oluşturabilirsek kilo yönetimi olgusunu hayatımıza katmış oluruz. Burada özellikle spor kelimesini kullanmadım. Günümüzde gelinen nokta şu; tüm diyetler sonuçları itibariyle kilo aldırıyor ve düzensiz yapılan tüm spor aktiviteleri de kilo almaya yardımcı oluyor. Yeni bir mutfak kültürüne ihtiyacımız olduğunu anladık ancak vücudumuz için yeni hareket alanlarını nasıl oluşturacağız. Bu konuda tavsiyeleriniz var mı? M. GÜLEÇ -Hayatımızı tercihlerimiz yönlendirmektedir. Mutfak kültüründe de böyledir. Mesela patatesi çok seviyoruz. Hangisini tercih etmeliyiz; kızartma mı, kumpür mü? Tabii ki, kumpür… Bu tercihimizle kilo yönetimine uygun hareket etmiş oluruz. Bunun gibi günlük yaşantımızda da asansör yerine merdiveni, araba yerine bisikleti tercih ettiğimizde bir çok şey değişir. Televizyon yerine de bir eğlence bulabilirsek- tabii hareketli olmak kaydıyla- işte o zaman ideal kilomuza ulaşıp onu koruyabileceğiz. Tekrar etmekte fayda var, mesele tercih meselesi. Gerisi kendi kendine gelecektir. Kilo yönetimi için bakınız: www.proserform.com
<< Önceki Haber Hem yiyin, hem zayıflayın Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER