Eskiden beri süregelen aşılama yöntemi artık pek çok nedenden dolayı kullanılmak istenmiyor. Çünkü aşılama işleminin gerçekleşmesi için hem eğitilmiş insanlara ihtiyaç var, hem de aşı olmak çoğu insan için bir panik durumu oluşturuyor.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi
Eczacılık Fakültesi Farmasötik
Teknoloji Bölümü, aşının
enjeksiyonla olan bu bağını koparmak ve kişilerin bir
krem ile kendi kendilerini aşılayabilir hale gelmelerini sağlamak amacı ile bir çalışma başlattı. Söz konusu çalışma DNA'nın
deriden emilim yöntemi ile kana karışmasını sağmayı amaçlıyor. Laboratuar ortamında gerçekleştirilen çalışmada öncelikle, katı lipid
nano partiküller, taşıyıcı
sistemler olarak hazırlanmış gen taşıyan sistemler olarak düzenlendi. Şu anda hayvanlar üzerinde denen ve olumlu sonuç alınan çalışma sayesinde artık '
iğneci korkusu' tarih olacak ve kişiler kendilerine iğne yapabilecek.
Anadolu Üniversitesi'nin DNA aşısı geliştirmek için hazırladığı çalışma,
Singapur İlaç Taşıyıcı Sistemler Sempozyumu'nda da sunuldu.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi (AÜ) Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Bölümü
öğretim görevlisi Dr. Gülay Büyükköroğlu, aşının enjeksiyonla olan bağını koparmak ve kişilerin bir kremle kendi kendilerini aşılayabilir hale gelmelerini sağlamak maksadıyla başlattıkları çalışmayla ilgili bilgi verdi. Dr. Büyükköroğlu, "Bu çalışma, DNA'nın deriden emilim yöntemiyle kana karışmasını sağlamayı amaçlıyor. Bir invitro salım, yani laboratuar ortamında gerçekleşen bir araştırma olan bu çalışmada öncelikle, katı lipid nano partiküller, taşıyıcı sistemler olarak hazırlanmış gen taşıyan sistemler olarak düzenlendi." diye konuştu.
"DNA'nın bu sistemlerle taşınmasını sağlamak için katı lipid nano partiküllerin pozitif hale getirilmesi gerekliydi." diyen Dr.Büyükköroğlu şöyle devam etti: "Biz bunu yapmış durumdayız. Pozitif hale getirdiğimiz bu partikülleri negatif yüklü olan DNA ile birleştirdik. Gen taşıyıcı sistem olarak kullanılabileceğini gördük. Son yıllarda DNA aşılarına ilgi arttı. Biz de DNA aşısı geliştirmek amacıyla bu çalışmayı hazırladık ve katı lipid nano partiküllerinin deriden emiliminin mümkün olduğunu gördük."
DNA kullanırken invitro çalışmalarda partiküllerin ilaç taşıyıcılığını
test etmek için yapay deri ya da insanlardan ve hayvanlardan elde edilmiş derilerin kullanıldığını belirten Dr. Büyükköroğlu, "Biz bu çalışmalarda deri kullanmadık. Çünkü DNA ile çalışıyoruz ve derinin içerisinde de DNA çok fazla ve kullandığımız partikülde ne kadarının kana geçtiğinin tespit edilebilmesi oldukça zor. Deride de bazı enzimler var ve DNA'nın parçalanması mümkün. O yüzden genellikle
kozmetik çalışmalarda bazı memranlar kullanılmakta, bizde bu yapay memranları kullandık." şeklinde konuştu.
Dr. Büyükköroğlu, 20 Ocak 2010 tarihinde Singapur İlaç Taşıyıcı Sistemler Sempozyumu'nda da sunulan çalışmanın henüz tamamlanmadığını, hayvanlar üzerinde deneylerin devam edeceğini kaydetti. (CİHAN)