Gaziantep'te yaklaşık 2,5 yıl önce yapışık
ikiz olarak dünyaya gelen ve ardından
tedavisi için
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ)
Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine sevk edilen bebeklerden biri normal gelişimini sürdürürken, diğeri ise başı olmadan kardeşinin göğüs ve karnına yapışık olarak büyüdü.
Kilis'in Belenözü Köyü'nde oturan ve hala-dayı çocukları oldukları bildirilen Lüfiye İ. ve Ahmet İ, çiftinin yaklaşık 2,5 yıl önce Gaziantep'te bir
hastanede, birinin beyni ve başı olmayan yapışık ikiz
kız bebekleri dünyaya geldi.
Doğumun ardından yapışık ikizler Adana'daki ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne sevk edilerek burada tedavi altına alındı. Bu süre zarfında bebeklerden biri normal gelişimini sürdürürken, diğeri ise başı olmadan kardeşinin göğüs ve karnına yapışık olarak kol ve bacakları kardeşine göre daha az gelişebildi.
Ailesinin arayıp sormadığı bebeğe
hastane personeli tarafından ''
İlknur'' adı verildi.
Çocuk Cerrahi Servisi sorumlu hemşiresi Refiye Özgen'e ''anne'' diyen İlknur, servisin adeta maskotu ve sevgilisi oldu. Maddi durumu iyi olmadığı öğrenilen ailesi tarafından alınmadığı için yaşamını hastanede sürdüren İlknur, ikizini giydiği kıyafetlerinin altında taşıyor.
Birinin yardımıyla veya herhangi bir yere tutunarak yürüyebilen
küçük İlknur, elbisesinin altında gizlediği başı ve beyni olmayan ikizinden ayrılacağı günü bekliyor.
ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Tuncer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu durumun tıpta en ender görülen hastalıklardan olduğunu ve yaklaşık 50 bin doğumda bir görüldüğünü söyledi.
Neden ortaya çıktığına ilişkin ellerinde net bir bulgunun olmadığını belirten Tuncer, ''Ancak gebeliğin
erken döneminde olan bir şey.
Anne karnındayken çocuğun gelişimini etkileyen faktörler bu hadiseye neden oluyor'' dedi.
Tuncer, ikizlerin kafadan, göğüsten, karından ve kalçadan yapışık olanlar şeklinde görüldüğünü, bazı yapışık ikizlerde iki ayrı beden ile iki ayrı beynin olduğunu, bazılarında bebeğin bir tanesinin tüm organlarına sahip olurken, diğerinin ise bir
takım uzuv eksiklikleriyle dünyaya gelebildiğini ifade etti.
Bu tip durumlardaki yapışık ikizlerin bir kısmının ayrılabildiğini anlatan Tuncer, şöyle konuştu:
''Bir kısmı ise ayrılamıyor. Ayrılamamalarının nedeni bazen
kalp ve
beyin gibi hayati önem taşıyan organlarını ortak kullanmaları olabiliyor. Bazen de kafaları iki tane ancak göğüsten aşağısı tek bir beden şeklinde olabiliyor. O zaman bunları da tıbbi açıdan ayırmak mümkün olamayabiliyor.
Bizim hastamızın ise ikizinin beyni ve başı yok, ancak diğer organları var. Etik açıdan bunun bu şekilde olması biraz daha avantaj. Çünkü diğer yapışık bebek beyni sinir sistemi olmamasından dolayı ayrı bir şahıs kategorisinde olmuyor. Sadece bunu bir
parazit ikiz olarak isimlendiriyoruz. Bundan dolayı ayrılması hukuki ve etik açıdan diğerlerine nazaran doktor ve işin içinde olanları rahatlatacak konumda.''
-''AYRILMA ŞANSI VAR''-
Tuncer, hastalarının ayrılma şansının olduğunu ve bu yöndeki çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayarak, ''Ayrılma operasyonu sırasında çocuğun hayati organlarının da korunması gerekir çünkü bir
damar aynı anda hem ikizi hem kendisini besliyor. O damarın ve sinirin uygun bir şekilde ayrılması lazım ki çocuğa kalan kısmında zarar ve bir fonksiyon kaybı oluşmasın'' dedi.
Bunların oluşmasını engellemek için dünyada tıbbi açıdan yapılabilecek hem radyolojik, hem görüntüleme yöntemleri ve hem de biyokimyasal tetkiklerin hepsini yaptıklarını anlatan Tuncer, ''Çocuğun anatomik detayını ortaya çı
karttık. Çocuğu
ameliyata hazır hale getirdik. Önümüzdeki bir kaç ay içerisinde ameliyatla ayrıştırmayı planlıyoruz. Ameliyatın başarı şansı diğer yapışık ikizlere göre daha yüksek'' diye konuştu.
Tuncer, hasta ilk geldiğinde ameliyat için ailesinden de gerekli izinleri aldıklarını, ayrıştırma işlemini çocuğun
psikolojik yönden etkilenmemesi için daha fazla geciktirmek istemediklerini de ifade etti.
Servisin sorumlu hemşiresi Refiye Özgen de İlknur'un ellerinde büyüdüğünü, her türlü bakımı ve beslenmesini servisteki diğer görevli arkadaşlarıyla birlikte yaptıklarını ifade etti.
Özgen, İlknur'u bugüne kadar ailesinden kimsenin aramadığını, geçtiğimiz Temmuz ayında cep telefonundan dedesine ulaşarak tedavisinin devamı için yeşil kart işlemlerini yaptırmalarını istediklerini söyledi.