Sağlık Bakanlığı,
Kırım-
Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının 2002 yılından itibaren
Türkiye’de özellikle bahar ve yaz aylarında görüldüğünü belirterek, vakaların çoğunlukla Orta
Anadolu ve Orta
Karadeniz bölgesinde yoğunlaştığı, hastaların çok büyük bir bölümünün ise, kırsal alanda yaşadığı, tarım ve
hayvancılıkla uğraştığı bildirildi.
Hastalık virüsünü taşıyan Hyalomma türü
kenelerin uygun
yaşam alanlarına paralel olarak riskin arttığı bölgelerden söz etmenin mümkün olduğunu kaydeden
Sağlık Bakanlığı, hazırladığı risk haritası ile, 2002 yılından bu tarafa Türkiye’de tespit edilen
KKKA insan vakalarının sürekli ikamet adreslerini koordinatlarına göre işaretledi.
Buna göre, risk haritasında, hastalığın
Kelkit vadisi başta olmak üzere
Gümüşhane,
Tokat,
Sivas,
Amasya,
Çorum Yozgat,
Kastamonu ve Çankırı illerinde yoğunlaştığı, diğer birkaç ilde ise tek vaka olarak çıktığı belirlendi.
ANİ BAŞLAYAN ATEŞ, BAŞ AĞRISI VE HALSİZLİĞE DİKKAT
Sağlık Bakanlığı,
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının, insanlarda ani başlayan ateş,
baş ağrısı,
kas ağrısı, kırıklık,
halsizlik ve belirgin iştahsızlık gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirtti.
Bakanlık ayrıca hastalarda bulantı,
kusma,
karın ağrısı ve ishal gibi yakınmaların da görülebildiğini ifade ederek, daha sonradan bu belirtilere vücudun çeşitli yerlerinde görülen kanamaların da eşlik edebileceğini bildirdi. Kişisel korunmanın önemine işaret eden Sağlık Bakanlığı bu bağlamda yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“-Kişisel korunma önlemleri kapsamında hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer
vücut sıvıları ile temas sırasında gerekli korunma önlemleri alınmalıdır.
-Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli; yapışan keneler bir cımbızla, kenenin deriye yapıştığı yerden tutulup çıkarılmalıdır.
-Korunma amaçlı olarak giysilere uygulanabilen, repellent olarak bilinen kene kovucular/öldürücüler ve cilde uygulanabilen kene kovucular dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.