Damar tıkanıklığının, beslediği
bölgeye göre değişik şikayetlere yol açabildiğini ifade eden
Özdemir, "Bu bölge şah
damarı ise özellikle 50-60 yaşından sonraki
hasta grubunda beyinde geçici görme kaybı, geçici şuur kaybı ya da baş dönmesi gibi belirtiler ortaya çıkar. Tıkanıklık bacakta ise farklı belirtiler gösterir. Bacaklardaki damar sertliğine bağlı damar tıkanıklıkları da genellikle 50 yaşından sonra gözlemlenir. Yürüme mesafesi kısalır önce. Hasta topallar, yürüyemez. Daha sonra istirahat ağrıları ortaya çıkar, yani yatarken bile ağrısı olur." dedi.
Özellikle sigara, kolesterolce zengin beslenme,
şeker hastalığı ve
hipertansiyon gibi risk faktörleriyle birlikte damarların esnekliğini kaybettiğini vurgulayan Opr. Dr. Özdemir, "Kalp damar cerrahlarının en büyük belası damar sertliğidir, çünkü
kalp, şah ve bacak damarlarının tıkanmasının temel nedenidir. Kalp damarlarının tıkanması kalp kriziyle, ayak damarlarının tıkanması
kangrenle ve hatta ayakların kesilmesiyle, şah damarlarının tıkanıklığı ise felçle sonuçlanabiliyor." şeklinde konuştu. Hastalar, damarlarının darlık derecesi çok ciddiyse şiddetli ağrıyla doktora başvurduğunu dile getiren Ahmet Özdemir, "Bu hastaların ağrılarını morfin bile kesmez. Ayakları mosmor ya da simsiyahtır, eğer diyabetliyse kapanmayan yaraları vardır. Yürüyemezler, ağrıdan duramazlar. Sonuç ne yazık ki damarlardaki tıkanma kangrene dönmüşse ayak ya da
parmak kesilmesine kadar gidebilir." dedi.
Damar tıkanıklığına teşhis koymanın çok kolay olduğunu belirten Opr. Dr. Özdemir, "Maalesef rutinde bu hastalar atlanabiliyor. Özellikle
yaşlı insanlarda ya da menopoz sonrası kadınlarda kireçlenmeyle çok karıştırılıyor. Halbuki 50 yaşından sonra yapılacak çok basit bir muayene ve yılda bir kez düzenli check upla tüm bu riskleri ve kötü sonuçları önleyebilmek mümkün." ifadelerini kullandı.
Bacak damarları tıkalı hastalara ilk aşamada medikal
tedavi, diyet ve yürüyüş önerdiklerini ifade eden Özdemir, şunları kaydetti: "Her hastayı
ameliyat etmiyoruz. Mesela 500 metre yürüyebiliyorsa hemen ameliyat demiyoruz ama yürüme mesafesi kısaysa, buna karşılık
simit satarak hayatını kazanıyorsa ve günde 10 kilometre yürümesi gerekiyorsa ameliyat etmemiz gerekiyor. Damar tıkanıklıklarında en önemli grup şeker hastalarıdır. Genellikle ayaklarında ağrı duymazlar, çünkü aynı zamanda nöropati dediğimiz sinir tutumu olur. Ayaklarında kapanmayan yaralarla, dayanılmaz ağrılarla, hatta kangrenli halde bize gelirler. Oysa bu hastalar, çok basit bir damar muayenesi ve tahliliyle değerlendirildiğinde,
erken zamanda ayaklarını kurtarabiliriz."
Opr. Dr. Ahmet Özdemir, ayak damarlarının
kontrol ettirilmesi gereken durumlar hakkında da şu önerilerde bulundu: "Bacak damarlarındaki tıkanmanın ilk belirtisi topallamadır. Uyluk kaslarında, baldırlarda ya da diz bölgesindeki damarda bir tıkanıklık varsa, bunların ağrısı topallamaya sebep olur. Hastaların yürüme mesafesi giderek kısalır ve bir süre sonra hiç yürüyemezler. Akşamları ayağının hep
soğuk olduğunu söyler ki bu durum kangrene işaret edebilir. Bir süre sonra istirahat ağrıları başlar, uyurken bile ayaklarında şiddetli ağrı olur, bazen morfin bile kesmez. Ayakta morarma, siyahlaşma olması, tırnaklarda beslenme bozukluğu, kıllarda dökülme, diyabetli hastalarda iyileşmeyen yaralar, önemli belirtilerdir."