D vitamini alan insanlarda
kanser ve
kalp hastalıklarına yakalanma riski yüzde 25 azalıyor. Süt, somon balığı ve güneşte bol bulunan bu vitamin
genç kalmayı sağlıyor..
Süt içiyorsunuz, her gün 30 dakika yürüyüş yapıyorsunuz, multivitamin alıyorsunuz... Yani D vitamini deponuz koruma altında, öyle değil mi? Eğer nüfusun yüzde 40 ila 85'lik bölümüne dahilseniz pek böyle olmuyor. 60 yaşın üstündeyseniz, teniniz koyuysa veya dışarı çıkınca güneşten koruyucu bir
krem sürüyorsanız; kendinizi risk grubuna koyabilirsiniz. Bu sağlığınız için kötü haber ama tek sebep; güçlü kemikler için D vitaminine ihtiyaç duymanız değil! Yakın tarihli birçok araştırma, D vitaminin bir dizi süper kahramanın biraraya getirdiğinden daha fazla fayda sağladığını gösterdi. Buna daha uzun yaşamanızı sağlaması da dahil!
Kanser riskini azaltır
Birçok araştırma, daha fazla D vitamini alan insanların kanser ve kalp hastalıklarına yakalanma riskinin yüzde 25 düştüğünü ortaya çıkardı. Peki ya almazsanız? Yeni açıklanan bir araştırma, kanında çok düşük D vitamini olan insanların herhangi bir sebepten (kalp krizi, kanser,
enfeksiyon ve aklınıza ne gelirse) ölme riskinin; daha yüksek oranda D vitamini alan insanlara göre yüzde 26 arttığını belirledi. Ve bu sadece başlangıç! D vitamini, yeni bir '
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google' yaratan sessiz çocuk gibidir. Yani, eşit derecede hafife alınır. İşte, bu vitaminin nasıl genç ve sağlıklı kalmanızı sağladığına dair son haberler:
DNA'nızı kontrol eder
* Göğüs ve
kolon kanseri riskini düşürür: Birçok hücre, tavşanlardan daha hızlı üremeyi sever ama kontrolsüz hücre çoğalması kansere yol açar. D vitamini ise hücrelerin yenilenme oranında '
baraj kapağı' vazifesi görür. DNA'nızdaki hata bulucu olan P53 genini harekete geçirir. Bu gen de DNA'nızı kontrol eder; hatalı ve kanserli hücreleri öldürür.
* Uzmanlar; güneşli iklimlerde yaşayan ve güneş ışığını direkt alarak D vitamini depolayan kadınların, göğüs kanserine yakalanma riskinin daha düşük olmasını buna bağlıyor.
* D vitamininin, yumurtalık ve akciğer kanserinin oluşma riskini düşürdüğü; kolon kanserini de yenmede yardımcı olduğu biliniyor.
* Son araştırmalar, vücudunda yüksek oranda D vitamini olan kolon kanseri hastalarının, kurtulma şansının daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Süt için, balık yiyin
* Yeterli D vitamini alabileceğiniz kaynaklar nelerdir? Somon, sardalya ve ringa balığı gibi yağlı
balıklar, D vitamini açısından kuvvetlendirilmiş yağsız yoğurt, süt, soya sütü ve
portakal suyu. Ama bunun için çok fazla portakal tüketmeniz gerekir. Günde 10
bardak portakal suyu gibi!
*
Güneş ışığından da D vitamini alabilirsiniz ama her gün, güneşin tepede olduğu saatlerde, 10 dakika süreyle dışarıda olmanız gerekir.
Kuzey bölgelerde yaşayanlar için bu sadece ilkbahardan sonbahara kadar olan dönemde işe yarar. Kasımdan nisan ortasına kadar, vücudun yeterli D vitamini üretmesini sağlayacak güneş ışığı alamayabilirsiniz. Bunun için,
soğuk bölgelerde yaşayanlara D-3 vitamini takviyesi öneriyoruz.
* Günde 1000 IU; altmış yaşın üstündeyseniz 1200 IU D vitamini takviyesi alın. Kış günlerinde D vitamini yoksulu olup, kanser ve kalp hastalıklarına karşı savunmasız kalmayın.
Kalbinizi de koruyor
*
Diyabet ve diğer ciddi hastalıkları engeller:
Araştırmacılar, çocuklarda güneşte kalma oranıyla Tip 1 Diyabet arasındaki bağlantıyı incelediklerinde şunu gördü: Ekvatora daha yakın yaşayan yani güneşten D vitamini alan çocuklarda daha az diyabet vakasına rastlanıyor!
* D vitamini; insülin üretme ve kullanma kapasitenizi geliştiriyor. Tip 2 Diyabet'ten korunma sağlıyor. Bağışıklık sisteminin dostu olan bu vitamin, MS ve romatoid artrid gibi hastalıkların oluşumunu engellemeye de yardımcı.
* Kalp sağlığınızı korur: İltihaplanmayı önleyip, kan basıncını ayarlar ve damarları genç tutar. D vitamini eksikliği olan erkeklerin, olmayanlara göre iki kat daha fazla kalp krizi geçirme riskinin olması da işte bu yüzdendir.
Yüksek ses ve yalnızlık, tansiyonu yükseltiyor!
iPod'unuzla kesintisiz bağlantı içinde misiniz?
Otoyol kadar işlek bir kavşağın yakınında mı yaşıyorsunuz? Öyleyse kan basıncınızı düşürmek; iPod'un sesini kısmak ya da pencereyi kapatmak kadar kolay olabilir. Bir araştırmaya göre; bahçe işi yapan işçiler ne kadar çok sese maruz kalırsa, kan basınçları o kadar çok yükseliyor.
Tek neden değil
Basit
kulak tıkaçları kullanmak, sistolik kan basıncını 5.5 mm Hg kadar düşürmekte yeterli olur. Bu da gerçek yaşınızı bir yıl öne çekmek demektir. Yüksek sesin dışında tansiyonunuzu yükseltecek etkenler ise şöyledir:
* Patates cipsi: Yüksek kalorili,
besin fakiri atıştırmalıklar yiyerek kan basıncınız için hiç de iyi bir şey yapmıyorsunuz. Onun yerine ay çekirdeğini
tercih edin. Bitkisel protein içeren bir diyet yapmak,
ceviz ve fasulye yemek; tansiyonunuzu düşük tutmaya yardımcı olabilir.
* Boş bir ajanda: Yalnızlık kan basıncını yükseltir! Bu yüzden cep telefonunuzun rehberindeki numaraları aramaya başlayın. Kablolu bir
kulaklık takmak da kan basıncını düşük tutacaktır!
Prof. Dr.
Mehmet Öz /
Sabah