Akarsu, hangi nedenlerden
kaynaklandığı henüz tam bilinemeyen sürekli yorgunluk sendromunun, bireyin
yaşam kalitesini düşürmesi nedeniyle
tedavisi gerekli bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı.
'Yoğun ve uzun süreli yaşanan, gerek fiziksel gerekse sosyal streslerde bizi bekleyen ciddi bir
tehlike var. Bu, tehlike sürekli
yorgunluk sendromu'' diyen Akarsu, sürekli yorgunluk sendromunun bir
hastalık olduğunun bilinmesi ve tedavi için hekime başvurulması gerektiğine dikkati çekti. Akarsu, sürekli yorgunluk sendromunun henüz sebebi tam açıklanamayan hastalıklardan biri olduğunu vurgulayarak, şunları anlattı: ''Hastalığa yol açan bazı nedenler biliniyor. Örneğin vücudun
strese uyum sağlamasında bozukluk olduğu zaman bu hastalığı yaşamaya başlıyoruz. Bazı virüsler, bağışıklık sisteminin zayıflığı, sinirsel ve ruhsal çöküntüler, böbreküstü bezi hormonu eksikliği de sürekli
yorgunluk sendromuna yol açtığı bilinen nedenler. Ayrıca böbreküstü bezi hormonu ile beyinde salgılanan hormonlar
arasında dengenin bozulmasının da bu hastalığa neden olabileceği ifade
ediliyor. Bu nedenlerden yalnız biri dahi kişinin sürekli yorgunluk sendromu yaşamasına yol açabiliyor.''
DİNLENMEKLE GEÇMİYOR
Akarsu, sürekli yorgunluk sendromunun pek çok yakınmayla seyrettiğini, hasta günlerce dinlense dahi yakınmaların geçmediğini
vurguladı. Bir şey yapmak istememe,
boyun ağrısı, sosyal ve kişisel aktivitelerde azalma, çabuk unutma, işe konsantre olamama,
baş ağrısı,
kas ağrısı, eklem ağrısı gibi yakınmalara yol açan sürekli yorgunluk
sendromunun, teşhisi kolay olmayan bir hastalık niteliği taşıdığını ifade eden Akarsu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hormonlardaki dengesizlik nedeniyle ortaya çıkması halinde
laboratuvar bulgularından bu hastalığı belirleyebiliyoruz, ama her hastada bu bulguya ulaşamıyoruz, çünkü hastalık pek çok nedenden kaynaklanıyor. Sürekli yorgunluk sendromu, hastalığa ilişkin yakınmaların çok fazla ve benzer olması dolayısıyla diğer hastalıklarla
karıştırılabiliyor. Yatak istirahatıyla dahi geçmeyen bu sendromun en önemli kriteri, günlük aktiviteyi kısıtlayacak ölçüde ve altı aydan daha fazla sürmesi.'' Hastalığın tedavisinin kişiye özel olduğunu belirten Akarsu, sürekli yorgunluk sendromundan korunmak için çalışma temposunu aşırıya
kaçmadan programlı olarak sürdürmeyi, hobiler edinerek monoton yaşamdan uzaklaşmayı, vücudu aşırı yormamak koşuluyla egzersiz ve yürüyüşler yapmayı, düzenli uyumayı, stresle baş etmeyi öğrenmeyi, düzenli ve sağlıklı beslenmeyi önerdi.