Bu kişiler hem
yaşam şekillerini hem de beslenme alışkanlıklarını değiştirmelidirler. Aksi takdirde sağlıklı olmaları imkansız kadar uzaktır...
Kolesterolü sınıflandıracak olursak iyi ve kötü huylu olarak ikiye ayrılıyor. İyi huylu kolesterol dediğimiz HDL-Kolesterol kandaki fazla kolesterolü toplar ve ve vücuttan atımını sağlar. Bu kolesterolün kanda yüksek olmasını isteriz. Bunda beslenmenin etkisi çok azdır. Daha çok fiziksel aktiviteyle ilgilidir. Bu nedenle düzenli egzersiz gerekir.
LDL-Kolesterol kötü huylu kolesteroldür. Kandaki oranının düşük olmasını isteriz. Bu kolesterolü dengelemenin tek yolu da beslenmedir.
Kolesterolün kanda yükselme süreci kısa zamanlarda oluşmaz. Çocukluktan itibaren kolesterolü yüksek gıdaları tüketmenin sonucunda oluşur. Birikir ve ilerleyen yaşlarda kendini gösterir. Bunun dışında genetik etmenlerde söz konusudur. Ancak orada yapılacak bir şey olmadığından tek yol beslenmeyi düzenlemektir.
Beslenmede en önemli şey yağdır. Özellikle katı yağlar. Tereyağ ve hayvansal yağ kökenli katı yağlar hiç tüketilmemelidir.
Zeytinyağı ve bitkisel sıvı yağlar karışık kullanılmalıdır. Örneğin
sebze yemeği ayçiçek yağı ile yapılıyorsa salataya zeytinyağı kullanılmalıdır. Et konulan yemeklere hiç yağ konulmamalıdır. Etin en yağsız kısmında bile belli oranda katı yağ vardır. Bu etin
doğal yapısıdır. Aynı durum süt ve yoğurt için de geçerlidir. Doğal yapılarında katı yağ içerirler. Süt ve yoğurtta yağı alınmış ürünler bulunabiliyor. Onlar da kullanılabilir. Ancak en önemlisi kaymaksız olmasıdır. Her ne kadar en lezzetli yeri olsa da...
Et miktarı günde 90-100 gr.ı aşmamalıdır. Fazlası kolesterolün artmasına neden olur. Süt ve yoğurt için 2-3 kase ya da
bardak yeterlidir.
Kilosu fazla olan kişilerin kolesterollerinin yükselme riski her zaman daha fazladır. Bu nedenle ideal kiloya inmelidir.
Karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklerden de korunmalıdır. Enerjileri yüksek olduğundan kilo almaya neden olurlar. Sebze ve meyvelerde sınırlama yapmaya gerek yoktur. Hem enerjileri düşük hem de vitamin-mineral bakımından son derece zengindirler. Lif oranları da yüksektir. Yüksek lif ağırlıklı beslenme barsaklardan kolesterolün emilip kana karışmasını engeller. Bu nedenle günlük beslenmede lifli beslenmeye dikkat etmelidir. Kabuklu yenebilen meyveleri kabuklu yemek ,
beyaz ekmek yerine kepekli ekmek yemek , pirinç yerine
bulgur kullanmak birkaç alternatiftir. Burada yine dikkat edilmesi gereken
besin gurubu kuru baklagillerdir. Yani
kuru fasulye , nohut ,
mercimek , bulgur vs. hem protein bakımından zengindirler hem de yüksek oranda lif ve vitamin-mineral içerirler. Bu nedenle haftada 3-4 gün kuru baklagil tüketmek gerekir. Birde bol bol yürümek ya da
spor yapmayı unutmamak gerekir.
Sağlıklı ve güzel günler dilerim...
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Deniz Şafak Akçayoğlu