Acıbadem Sağlık Grubu International Hospital
beyin ve sinir cerrahisi uzmanı Sun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, omurga kırılmasının en sık nedeninin travma olduğunu, özellikle
trafik kazaları sonrasında sıklıkla meydana geldiğini kaydetti.
Omurgada kırılmasının, sırt ve belin birleştiği noktada oluştuğunu anlatan Sun, ''Ancak bu kırılma diğer
kemiklerde olduğu gibi ortadan değil,
çökme şeklinde meydana geliyor. Yani omurga yükseklik kaybına uğruyor. Yine el ve ayak kırılmalarında olduğu gibi ani bir ağrı oluşmaz. Fakat uzun süreli bel ve sırt ağrılarına neden olur'' dedi.
Sabah uyandığında şiddetli sırt ağrıları yaşayan ya da gün içerisinde belinde ağırlık hissedenlerin mutlaka doktora başvurması gerektiğini vurgulayan Sun, şunları söyledi:
''Bu durum sadece tutulma değil, yılların getirdiği bir omurga kırılmasının da habercisi olabilir. Ancak kırık kelimesi insanları korkutmasın. Yükseklik kaybı şeklinde oluşan omurgada çökme kırılması,
erken teşhis edildiğinde kapalı yöntemle yapılan kolay bir operasyonla giderilebiliyor. Omurgada çökme kırılması yılların etkisiyle ortaya çıksa da zamanında alacağınız bazı önlemlerle bu durumun önüne geçebilirsiniz.''
Omurga kırılmasının, gençlerde herhangi bir
darbeye maruz kaldıktan sonra oluştuğunu ifade eden Sun, şunları kaydetti:
''Ancak orta yaş ve üzerinde herhangi bir darbe durumu olmaksızın da kırılmalar meydana gelebiliyor. Özellikle kadınlarda menopoz döneminde gerçekleşen kemik erimesi bu duruma zemin hazırlıyor. Aniden ayağa kalkmak, hızlı bir şekilde oturmak ya da uzun süre ayakta durmak bile omurga kırılmasına neden olabiliyor. Vücudunuzu bir
bardak olarak düşünün. Damla damla akan su bardağı dolduruyor. Son bir damla ise bardağın taşmasına neden oluyor. Vücutta da aynı şekilde yıllar içerisinde kemiklerde oluşan deformasyonlar hapşırma ya da öksürme gibi karın içi basıncını artıran ufak bir hareketle dahi omurgada çökme meydana getirebiliyor.''
''Erken teşhis tedaviyi hızlandırıyor''
Sun,
hastalığın teşhisi için yapılan muayenenin ardından
röntgen çekilmesinin yeterli olduğunu, ancak sinirde
hasar oluşumu ihtimali söz konusu olduğu durumlarda MR'a başvurulduğunu kaydederek, ''
Hastalık erken teşhis edildiğinde lokal anestezi altında gerçekleşen kapalı
ameliyatla omurgaya giriliyor. Çökme olan bölgeye müdahale edilip bir daha oluşmasının önüne geçmek amacıyla özel bir yöntem uygulanıyor. Hasta 2-3 saat sonra yürümeye başlıyor. Ameliyattan sadece bir gün sonra hastaneden
taburcu oluyor. Hastalığın teşhisinde geç kalınan durumlarda ise açık ameliyat gerçekleştiriliyor. Açık ameliyatta hasta ameliyattan 4 gün sonra hastaneden çıkıyor'' diye konuştu.
İlerleyen yaşlarda ortaya çıkan omurga çökmelerinin önüne geçebilmek için bazı önlemler alınabileceğini dile getiren Sun, şunları kaydetti:
''Yeterli miktarda
kalsiyum içeriği yüksek gıdalar alın. Düzenli olarak egzersiz yapın.
Egzersize çok uzun saatler ayırmanız gerekmiyor. Ancak düzenli aralıklarla yapılması çok önemli.
Yürüyüş ve
yüzme bel sağlığınızı en iyi koruyan
sporlardır. Hiç spor yapmamış veya spora uzun süre ara vermiş bir kişiyseniz spora yavaş yavaş başlayın. Vücudunuza aniden yüklenirseniz omurganıza yarar sağlamak yerine zarar verirsiniz. Spor yaparken belinizde ya da sırtınızda herhangi bir ağrı oluşması durumunda ara verin. Çünkü bu ağrı vücudunuzun
alarm verdiği anlamına geliyor. Uzun süre aynı pozisyonda oturmayın. Bir saat oturduysanız 5 dakika ayağa kalkıp gezinin. Uzun süre ayakta kalmayın. Bir saat ayakta durduysanız mümkünse 5 dakika oturun. Sandalyede otururken yere düşen bir şeyi belinizin üzerinde yana doğru eğilerek almayın. Ayakkabılarınızı bağlarken ayağınızı yüksek bir yere
koyun. Uyurken yüz üstü yatmayın. Mümkün olduğu kadar sırt üstü ya da tam yan pozisyonda uyuyun. Yataktan kalkarken öncelikle yan dönün. Oturarak ayaklarınız aşağı sarkıtarak ayağa kalkın.''