Derince Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği
Proje Sorumlusu Dr. Esra Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, araştırmalarında ''filmle terapi''
uygulamasının
tedavide olumlu sonuçlarının görülmesi üzerine projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.
Hastanedeki fiziki koşulların hazırlanmasının ardından projenin başlatıldığını ifade eden Yazıcı,
hastalara film izlettirdikten sonra da film hakkında hastalarla konuşup tartıştıklarını ifade etti.
Şuan haftada bir gün yaklaşık 15 hastaya film izletildiğini kaydeden Yazıcı, özelde hastalarla konuşmak istedikleri konuya atıf yapan filmlerin seçilerek hastalara izletildiğini anlattı.
Film seçerken hastalara yararlı mesajlar veriyor olmasına, sıkıcı ve hastaların içinde olumsuz yankılar oluşturabilecek nitelikte olmamasına özen gösterdiklerini vurgulayan Yazıcı şöyle devam etti:
''Film hem hastaların daha güzel
vakit geçirmelerine hem de filmin konusuna göre kendi dünyalarına dönüp bakmalarına neden oluyor. Daha sonra film hakkında grup olarak mutlaka konuşuyoruz. Böylece filmlerden yola çıkarak hastaların sosyal etkileşim, kişiler arası
iletişim, farkındalık ve problem çözme,
öfke kontrolü, arkadaşlık, kendini ve başkalarını affetme, sağlıklı
yaşam, tedavi prensipleri ve uyumu gibi alanlarda konuşma imkanı oluyor.
Bunun çok sayıda yararı var. Birincisi, hastalar, 'nötr' olan ekranda geçenleri, kişiler ve olaylar ile ilgili
inanç, düşünce ve duygularını bir kısıtlamaya uğratmadan 'üçüncü şahıstan' bahsederek kolayca ifade edebiliyorlar.
İkincisi, bu olay ve kişilerden bahsederken, farkında olmadan o ana kadar bilinç düzeyine getirmediklerini algılamakla, inançları, düşünceleri ve duygularından haberdar olmaya başlıyorlar ve üçüncüsü, bu iletişimi koordine ve modere eden terapistler, hangi hastanın, ne gibi bir tedaviden daha fayda sağlayacağı düzeyinde ipuçları elde etmiş oluyor.
Kısaca, filmler birer 'yardımcı terapist' gibi kullanılarak, teşhis, tedavi ve genel hastalık seyrinde olumlu ve yapıcı etkileri sağlıyorlar.''
Esra
yazıcı, ''filmle terapi''nin şimdilik sadece yatan hasta gruplara uygulandığını, gelecekte özel hasta gruplarında da bunu hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi.
FİLMLE KLİNİĞE İLGİ ARTTI
Bu uygulamayla kliniğin cazip hale geldiğini vurgulayan Yazıcı, şöyle konuştu:
''Eskiden
psikiyatri klinikleri kasvetli, karanlık, (kim bilir nasıl hastaların yattığı) yerler olarak tahayyül edilirdi. Dünyada bu
imaj hızla değişiyor. Türkiye'de de tabii ama zamanla. Bazen bu olumsuz izlenimler nedeniyle yatışı kabul etme noktasında isteksiz olan hastalar oluyor. Kliniği ve tedaviyi tanıtırken film saatlerinden de söz ediyoruz. Daha kolay ikna oluyorlar. Bir klinikte film saatlerinin olması hem kliniğin
modern yüzünü hem de hastaların entelektüel kapasitesine duyulan saygıyı yansıtıyor bence.
Bu arada belirtmek isterim, dinamik, işini severek yapan, ciddiye alan bir tedavi ekibimiz var. Fiziki şartlarımız modern. Üst düzey kaliteyi hedefliyoruz. Bu ortamda film seansları düzenlemek yalnızca hastalara değil, bize de mesleki motivasyon noktasında katkıda bulunuyor. Sonuç ta kliniğimizin ismini duyup İstanbul'da dahil olmak üzere çevre illerden özellikle bize gelen hastalarımız olmaya başladı.''
Psikiyatride filmlerden birçok alanda yararlanıldığını anlatan Yazıcı, sınava hazırlanan öğrencilerdeki kaygıyla baş etme, motivasyon, kişiler arası iletişim, topluma yararlılık,
aile içi ilişkiler gibi sorunların tedavisinde filmlerden yararlanıldığını sözlerine ekledi.